Korona virüs salgını, kent ekonomisine de ağır darbe vurdu.

Darbeden etkilenmeyen yok.

En fazla etkilenen de kuşkusuz hizmet sektöründe faaliyet gösteren esnaf ve tüccarlar.

Aralarında varlığını sürdüremeyenler oldu.

Varlığını sürdürenlerin büyük bölümü de ‘’borç batağı’’ içerisinde…

Büyük darbe yiyen esnaf ve tüccarların bazıları Eskişehir Ticaret Odası üyesi… Bazıları da Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği bünyesindeki odalara üyeler.

Salgın döneminde yapılanlara bakıldığında ETO için söylenecek fazla bir şey yok.

Üyeleri adına yapılabileceklerin büyük bölümünü yaptı.

Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği’ne gelince aynı şeyi söylemek olanaksız…

Yaptığı fazla bir şey yok.

Üyelerine destek sağlamadığı gibi ‘’derde tercüman’’ bile olmadı.

Birliğin başında Ekrem Birsen var.

Şimdi bir talepte bulunuyor.

Talebin muhatabı üniversiteler…

Ekrem Birsen diyor ki

‘’…Esnaf ve sanatkarlarımız umutlarını Eylül ayında başlayacak olan eğitim öğretim dönemini bağlamış bulunmaktadırlar. Esnaf ve sanatkarların ayakta kalabilmeleri için şehrimizde bulunan üç üniversitenin de yüz yüze eğitime başlaması büyük önem arz etmektedir.

Bu nedenle Anadolu Üniversitesi tarafından yapılan Hibrit Eğitim kararı açıklaması mağdur durumdaki esnaf ve sanatkarlarımız için oldukça olumsuz bir uygulama olacaktır. Dayanacak gücü kalmayan çok sayıdaki iş yerinin kapanmasına, şehrimizdeki ekonomik sıkıntıların artmasına neden olacaktır.

Konu Eskişehir Milletvekillerine iletilerek şehrimiz için son derece yanlış olan bu uygulamadan vazgeçilmesi için destek istenmiş olup, esnaf ve sanatkarlarımız adına Anadolu Üniversitesinden Hibrit Eğitim kararını yeniden gözden geçirmesini ve şehrimizdeki 3 üniversitenin de 2021-2022 dönemine yüz yüze eğitim şeklinde başlamalarını önemle talep ediyoruz.’’

Ekrem Birsen’in dedikleri böyle…

Öncelikle şunu söyleyelim…

‘’Hibrit eğitim’’ denilen sistem de ‘’yüz yüze eğitim’’ de var.

Onun içinde üniversite öğrencileri Eskişehir’e gelmek durumundalar.

Her gün üniversiteye gitmeseler bile Eskişehir’de yaşayacaklar.

Onun içindir ki, ETO Başkanı Metin Güler ‘’olumlu’’ buluyor.

Ekrem Birsen, buna neden karşı çıkıyor ki?

Anlamak gerçekten zor…

Herhalde ‘’bilgi eksikliği’’ var.

Neyse…

Asıl önemli olan bir başka şey var.

O da korona virüs salgını ile ilgili veriler.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 7-13 Ağustos dönemine ait korona virüs haritasını açıkladı.

Eskişehir’deki vaka sayısı, 100 Bin kişide 296,57…

Bir önceki dönemde vaka sayısı 100 Bin kişide 237,38 idi.

Yine artış var.

1 Temmuz’da, yeniden normalleşme döneminin başlamasıyla birlikte Eskişehir’deki vaka sayısında da artış başladı.

Sürekli artıyor.

Aşılama çalışmalarındaki büyük başarıya karşın artış durdurulamıyor.

Eskişehir, şu an ‘’en riskli’’ 17’nci il konumunda…

Bu ilk başta ‘’iyi bir konum’’ gibi görülebilir.

Ne yazık ki öyle değil…

Eskişehir’den daha riskli olan illerin büyük bölümü Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki iller…

Aşılama oranları çok düşük.

Onlar bir kenarda bırakılırsa Eskişehir ‘’en riskli il’’ konumunda…

Bölgede aynı durumda olan il yok… Ne Afyon, ne Kütahya, ne de Bilecik ‘’en riskli iller’’ arasında yer alıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi çok büyük iller bile Eskişehir’den daha az riskli…

Merak ediyoruz Ekrem Birsen bu verilere de bakıyor mu?

Bakıyorsa ‘’bu veriler karşısında bizim sorumluluğumuz nedir’’ diye düşünüyor mu?

Verilere bakıyorsa bile ‘’biz ne yaparız’’ diye düşünmediği kesin…

Şimdi, yanlış anladığı için ‘’hibrit eğitime karşı çıkıyor’’ ya…

Veriler ortada…

Eskişehir’deki bu gidiş pek ‘’hayra alamet’’ değil…

Eğer böyle giderse o beğenilmeyen ‘’hibrit eğitim’’ bile mumla aranır.

Ekrem Birsen, öyle ‘’zevahiri kurtarmak’’ için talepte bulunmak yerine, veriler üzerinde kafa yorup ‘’salgını durdurmak için esnaf ve sanatkarlar ne yapabilir’’ sorusuna yanıt arasın.