Kimseyi strese sokmak istemem ancak Eskişehirspor bugün çok zorlu bir maç oynayacak. Belki de sezona bedel bir maç diyebiliriz bugünkü Balıkesirspor karşılaşması için. Zira ligde var olma adına bu maçtan alınacak 3 puanın önemi gerçekten çok büyük. 15 günlük milli maç arasının ardından bugün Eskişehirspor bir kısmı cezalı olan kendi tribünleri önünde ligin iyi takımlarından Balıkesirspor ile mücadele edecek. Düşme potasının sadece bir basamak ve bir puan önünde bulunan Eskişehirspor bu maçı inşallah puansız kapatmayacak. Umarım sahada mücadele edecek olan ve siyah-kırmızılı formayı sırtlarına geçiren isimler o formanın ağırlığının farkına varırlar ve sahada gereğini yaparlar. Balıkesirspor maçının ne dönüşü var ne de tekrarı. Biz bu maçı alarak yeni bir çıkış yakalamalıyız, yakalayamaz isek işte o zaman yandık demektir. Bu şehrin halen en önemli moral kaynağı olan Eskişehirspor için herkes üzerine düşeni yapmalı.

Acısıyla-tatlısıyla geldiğimiz nokta öylesine kritik ki. Bu kritik virajı aşmak için birlik ve beraberliğe ihtiyaç var. Bu birlik ve beraberlik ruhu her zaman Eskişehirspor taraftarının genlerinde zaten mevcut. Bugün takıma tam destek hep destek vermeliyiz. Kişisel hesaplarımızı bir kenara bırakmanın tam zamanıdır.

+++

NEREDE ESKİ 1 NİSANLAR…

Bugün 1 Nisan.. Şakaların, esprilerin günü… Hani çocukluğumuzda yaptığımız 1 Nisan şakalarına gittim birden bire… Sınıfta sıralara sürülen yapışkanlar, birazda eşek şakasına varacak kadar zalımlaşıp öğretmen koltuklarına konulan ters toplu iğneler, 1 Nisan şakasına karşı hazırlanıp gelen  öğrencilerini faka bastırmasının önüne geçmek için “çıkarın kağıtları yazılı yapacağım” muhabbetindeki  öğretmenler, sigaralara sarılan  küçük çaplı patlayıcılar.. Hepsi tarih oldu mu desek? Hepsi tarih olmasa da galiba biz o eski tatları, eski esprileri arıyoruz…  Daha doğrusu samimiyeti arıyoruz. Her şey zamanında yapılınca güzel oluyor… Hayat insanı yorduğunda bazen eski defterleri karıştırmak zorunda kalınca buna da “Nostalji” deniyor işte… Bugün birine şaka yapayım desek kim bilir neler gelir başımıza…

+++

NEREDEN NEREYE GELDİK 

Arkadaşlar ile zaman zaman ayaküstü sohbet ediyoruz. Bazen ister istemez insan eskilere gidiveriyor. Yine öyle oldu… Cep telefonu muhabbetinden başladık, Televizyonsuz, televizyonlu, tek kanallı televizyondan çok kanallı televizyonlara kadar gidip geldik.

Hani bir zamanlar siyah beyaz ve sadece TRT yayınının olduğu Televizyon kanalımız vardı ya… Gece saat 12.00’da bir ses gelir. Sonra ortaya bir görüntü çıkar Tören Kıtası  rap… rap diye gelir, Anıtkabir’de Göndere bayrak çekilir ve İstiklal Marşı çalmaya başlar ve İstiklal Marşı’nın bitiminde yuvarlak bir saat sonra da “dıııtttt” diye rahatsız edici bir ses. Hatırlatalım ilk 24 saat canlı TV yayını 1. Bush Harekatı diye bilinen Saddam’ın Kuveyt’i işgali ve Kuveyt’ten çıkarılması” savaşı sırasında cepheden yapılan  yayınların olduğu dönemdi. Hep birlikte sabaha kadar canlı savaş sahnelerini izlediğimiz günler…

Şimdilerde artık renkli, çok çeşitli ve özel kanallarında yayın yaptığı, nerede ise her gurubun, her yaş gurubunun kendine has izleyicilerin bulunduğu, her ilde birkaç kanalın yayın yaptığı günlere geldik.