ESO, ETO ve ETB seçimleri iyice yaklaştı.

ETB seçimlerine yönelik bir ilgi yok.

İyice “gölgede kalmış” durumda…

Kendi bünyesinde de “seçim havası” diye bir şey söz konusu değil…

Seçim süreci “sessiz sedasız” sürüyor.

ESO Ve ETO’ da ise durum tam tersi…

Birisinde iki, diğerinde üç yarışmacı var.

Aralarındaki yarış için “kıran kırana” tanımlamasını yapmak yanlış olmaz.

Süreç boyunca varlığını koruyan bir merak var.

“Siyasi müdahale” ile ilgili…

Seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte iyice artmış durumda…

“Siyasi müdahale” denilince akla gelen ve merak edilen “kurumsal tavır” değil…

Öyle bir şey olmaz da zaten…

Merak edilen siyasilerin bireysel tavrı…

Eskişehir’de altı milletvekili var.

Nabi Avcı, Harun Karacan, Emine Nur Günay, Gaye Usluer, Utku Çakırözer ve Cemal Okan Yüksel…

Üçü Adalet ve Kalkınma Partisi, üçü de Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili…

Nabi Avcı ve Emine Nur Günay, seçimlere yönelik düşüncelerini kamuoyu ile paylaştılar.

Emine Nur Günay tavrını tweet ile ortaya koydu.

“Nisan ayında yapılacak oda seçimlerinde üyelerin iradesine saygımız tamdır ve taraf olmamız mümkün değildir. Üye iradesinin tecellisi demokrasinin gereğidir.”

Nabi Avcı’nın gazeteci Gökhan Koçal’a yaptığı açıklama daha net…

“…AK Parti olarak, hükümet olarak herhangi bir şekilde herhangi bir oda seçiminde herhangi bir aday için devreye girmemiz, parti ya da milletvekili kimliğiyle ve bu kimlikleri kullanarak seçimlere müdahil olmamız düşünülemez.

Partili isimlerin çeşitli adayları desteklemeleri kendi tercihleridir. Parti onlara şu adayı destekleyeceksin, bu adayı desteklemeyeceksin demez. Teşkilat olarak herhangi bir oda seçiminde taraf olmamız söz konusu değildir.”

Nabi Avcı’nın söyledikleri özetle böyle…

Aksi düşünülemez zaten…

Dedik ya… Partiler bugüne kadar yapılan oda seçimlerinde “kurumsal bir tavır” sergilemedi.

Bugün de öyle bir tavır söz konusu değil…

Kastedilen de “kurumsal” değil, “bireysel” tavır.

Nabi Avcı ve Emine Nur Günay “müdahil değiliz” diyorlar.

Öyleler de…

Aksi yönde bir gösterge yok.

Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri bir açıklama yapmadılar.

Oda seçimlerine yaklaşımları meçhul…

İşin doğrusu “merak ediliyor” da değil…

Biliniyor ki müdahil olsalar bile ciddi bir etkileri olmaz.

“Seçimlere siyasi müdahale” denilince akla gelen ve tavrı konuşulan tek isim var.

O da Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir Milletvekili Harun Karacan…

Seçimler yaklaşırken yeni bir açıklama yapmadı.

Erteleme öncesinde “müdahil değilim” demişti.

Demesine demişti de pek inandırıcı olmamıştı.

Bugün “müdahil değilim” dese hiçten inandırıcı olmaz.

Kulislerde dillendirilenler tam aksi yönde…

ESO ve ETO seçimlerine “doğrudan müdahil” deniliyor.

Destek verdiği adaylar da bir “sır” değil…

İsimleri sürekli dillendiriliyor.

ESO Yönetim Kurulu Başkanlığı için Celalettin Kesikbaş, ETO Yönetim Kurulu Başkanlığı için de Erdoğan Tekgöz…

Eskiden kulaklara fısıldanarak dillendiriliyorlardı, seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte yüksek sesle dillendirilir oldular.

İsimleri böylesine yüksek sesle dillendirilirken artık “müdahil değil” denilemez.

Denilse bile kesinlikle inandırıcı olmaz…

“Macun tüpten çıktı” bir kere…

Harun Karacan, kendisi bir şey söylememiş olsa bile “müdahil olduğu” yolunda bir kanı oluşmuş durumda…

Nabi Avcı’nın söyledikleri de ortada…

“…Parti ya da milletvekili kimliğiyle ve bu kimlikleri kullanarak seçimlere müdahil olmamız düşünülemez” diyor.

Demesine diyor da “müdahil” olunduğunda “kimlik ayırımı” nasıl olacak ki?

Olamaz…

Neyse…

ESO ve ETO seçimleri genellikle “hareketli” ve “çekişmeli” geçer…

Ancak bu kez bir başka…

“Çekişme” ve “hareketlilik” açısından geçmişteki tüm seçimler “gölgede kalacak” gibi…