2021 yılı, “otomatik zamlar” ile geçen bir yıl olarak geride kaldı.

Yeni yıla yönelik olarak çok zayıf da olsa “umut ışığı” vardı.

Ne yazık ki, daha yeni yılın ilk sabahında sönüverdi.

Gece yeni yılı karşılama coşkusu yaşayan insanlar, sabah uyandıklarında “zam sağanağı şoku” yaşadılar.

Bir yandan merkezi iktidar tarafından yüksek oranlı zamlar, diğer yandan yerel yönetimler tarafından uygulamaya konulan zamlar…

Yaşam bir gün içerisinde kat be kat pahalılaştı.

Toplumun ezici çoğunluğu, bir yıl öncesine göre önemli ölçüde yoksullaştı.

“Zam sağanağı” ilk günle kalmadı.

Ne yazık ki, aynı şiddette yağmaya devam ediyor.

Zamlarla oluşan ağır yükün altından kalkmak olanaksız…

Asgari ücrete “iyi” denilebilecek oranda zam yapıldı.

Ancak zamlı maaşlar daha alınmadan anlamsızlaşıverdi.

Emekli maaşlarındaki artış çok düşük…

Daha ceplere girmedi.

Artık bir anlamı da kalmadı.

Toplumun her kesiminden “yandık” feryatları yükseliyor.

Dün de belediyelerde çalışan işçiler, Porsuk Çayı kenarında toplanıp feryat ettiler.

Nasıl etmesinler…

Toplu sözleşme gereği, ücretlerine yeni yıl artışı uygulanacak.

Ancak, o artışın artık hiçbir anlamı yok.

Belediye-İş Şube Başkanı Kemal Azak, tabloyu ortaya koydu.

“Temel gıda maddelerinde son bir yılda yaşanan artış yüzde 80’i son bir ayda artış oranı ise yüzde 25’i geçmiştir. 

Elektrik son bir yılda %155 artmıştır. 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere elektrik fiyatları ayrıca %50 ile %125 oranında yeniden zamlanmıştır.

Geçen yıl yüzde 43 artan doğalgaza, yılbaşı akşamı yüzde 25 zam gelmiştir..

Dört kişilik bir ailenin hem açlık hem de yoksulluk sınırı son bir yılda yüzde 55 artarak, açlık sınırı 4 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 13 bin TL’yi aşmıştır.

TÜİK tarafından açıklanan 2021 yılı enflasyonu 36,08, iken, bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre ise 2021 yılında tüketici enflasyonu yüzde 82,81 artmıştır.

Yaşanan olağanüstü ekonomik koşullar ve her gün ağırlaşmakta olan yaşam koşulları, tüm çalışanlar gibi ücreti dışında hiçbir geliri bulunmayan üyelerimizi de olumsuz etkilemektedir.

Nitekim, 2021 Aralık ayında açıklanan asgari ücret, döviz kurlarındaki artış ve yükselen enflasyon ile karşılaştırıldığında gelir vergisi kesintilerinin yapılmamasına rağmen emekçiler daha zamlı ücretlerini almadan hızla erimiştir.”

Sendika Şube Başkanı Kemal Azak’ın ortaya koyduğu tablo böyle…

Herkesin bildiği gerçeklerden oluşuyor.

Eksiği var ama fazlası kesinlikle yok.

Diğer çalışanlar gibi belediyelerde çalışan işçiler de çok zor durumdalar.

İstekleri belli…

“Enflasyon altında ezilmemek ve insanca yaşamaya yetecek bir ücret…”

Daha somut bir anlatımla da “ek ücret artışı” istiyorlar.

İsteğin muhatapları belli…

Belediye başkanları…

Gerçekleri çok iyi biliyorlar… Her fırsatta dile de getiriyorlar.

Doğal olarak haklı talebi karşılamaları gerekir.

Gerekeni yaparlar mı?

Bekleyip göreceğiz…

Yapmazlarsa, gerek asgari ücret, gerek emekli maaşları, gerekse memur maaşları için söylediklerinin samimiyeti tartışılır.