Ligde sezonun iki haftası geride kaldı.

Eskişehirspor, oynadığı iki maçtan birisini kaybetti, diğerinde de berabere kaldı.

Hiç gol atamadı.

Neyse ki, çok gol de yemedi. Yediği gol sayısı yalnızca bir…

Tek puanı var.

İki haftada alınan sonuç için ’’İyi’’ demek olanaksız…

Maçlardaki rakipler ’’yenilmesi gereken’’ türden takımlar.

Bu dikkate alındığında sonuç için ’’çok kötü’’ demek de yanlış olmaz.

Ne yazık ki, ’’kötü’’ olan yalnızca sonuç değil… Aynı şekilde sergilenen performans da kötü…

Bu da gelecek açısından endişe yaratan bir durum.

Doğal olarak Eskişehirspor sevdalıları da endişelendiler.

Endişeyle birlikte eleştiri de var.

Eleştirilerin hedefindeki isim Teknik Direktör Mustafa Özer…

Öyle olması da son derece doğal…

’’Performans’’ denilince gözlerin çevrileceği isim o olur.

Eleştiriler için ’’erken’’ denilebilir.

Ancak ’’çok yanlış’’ denilemez.

’’Erken uyarı’’ olarak algılamak gerek…

Teknik Direktör Mustafa Özer’in eleştirilere itirazı var.

Kamuoyuna yansıttı.

Söylediklerine bakılırsa ’’itiraz’’ değil de ’’tepki’’ olarak nitelendirmek daha doğru olur.

Teknik Direktör Mustafa Özer diyor ki

“Eskişehirspor’un içinde bulunduğu ekonomik şartlara aldırış etmeden görevi üstlendim. Devre arasında takımdan ayrılan oyuncular, sezonun bitimine 6 hafta kalan kadro dışı bırakılan oyuncular ve daha birçok olumsuzluğa rağmen kulübümüzün geleceği adına yılmadan görev yaptım. Yeni sezona başlarken de takımdan ayrılan ve dönmeyen oyunculara rağmen 24 saat görevimizin başında, elimizdeki kadroyla en iyi şekilde lige hazırlandık…’’
“Takımdan ayrılan 18 oyuncunun yerini, altyapıdan, maçlarda top toplayıcı çocuklarımızı kadroya alarak doldurduk. Hiçbir zaman maçlarda skora bakmadım. Kendimi düşünmedim. Kendini düşünen biri olsaydım 18 futbolcuyu göndermezdim. Şimdi ’takım kazanamıyor’ diye eleştiriliyoruz. Futbolcularımız ağır eleştiri ve yorumlara maruz kalıyor. Kimseden beni veya futbolcularımızı savunmasını istemiyorum…’’

Söylediklerinden bazılar böyle…

Bunlar için söylenilecek fazla söz yok.

Ortaya koydukları, herkesin bildiği gerçekler.

Yalnız, onun gözden kaçırdığı bir şey var.

Kendisinden önce görev yapan teknik adamlar ’’daha iyi koşullarda görev yapmış’’ değiller.

Onların dönemindeki koşullar çok daha kötüydü.

Kimseye ’’5 kuruş’’ ödenmediği gibi tesislerde yemek bile çıkmıyordu.

Dahası o dönemki başkan, sorunlara çözüm bulmadığı gibi kendisi ’’büyük sorun’’ idi.

Bunlar dikkate alındığında Mustafa Özer, kendisinden öncekilere göre ’’şanslı’’ bile sayılabilir.

Sorunlara çözüm üretmeye çalışan bir başkan ve yönetimle çalışıyor.

Tesislerde de geçmiş dönemlerde var olan sorunların hiç birisi yok.

Dahası kimse ’’beş parasız’’ da bırakılmıyor.

Dememiz o ki tamam Eskişehirspor’u koşulları ortada… Mustafa Özer için ’’bilinmez’’ değiller.

Kendisi de söylüyor zaten…

Görevi, koşulları bilerek üstlendi.

Onun için iki de bir ’’koşullar’’ deyip durmasın.

Tamam… Eleştiriler için bugün çok erken… Biraz daha beklemek gerek.

Ancak koşulların kötü olması kimseye ’’eleştiriden muafiyet’’ sağlamaz.

ONUN İŞİ DEĞİL

Teknik Direktör Mustafa Özer, yalnızca ’’eleştirilere itiraz’’ ile yetinmiyor.

Karşı eleştiri de yöneltiyor.

Diyor ki

“Kulübün gerçekleri ortada… Kulübün ekonomik durumu, borç bataklığı herkes tarafından biliniyor. Küme düşürme cezalı, puan silme cezalı, transfer yasaklı FIFA dosyaları, kulübün kapısına dayanan icralar, daha düne kadar ekmek ve suya muhtaç kaldığımız kulübümüzde, yönetim bayrağı yere düşürmemek, kulübü yaşatmak için mücadele veriyor. Biz teknik adamlar ve futbolcularla bu mücadeleye en iyi şekilde destek veriyoruz…’’
 “Sosyal medyada bizleri eleştirenler, elbette ki gerçekleri biliyor. Fakat bizleri eleştirmek kolay. Kulübü 300 milyon TL borca sokanlar, bugün ki enkazı hazırlayanlar eleştirilmiyor. Bugünleri ve geleceği kurtarmak için fedakarca çalışanlardan hesap soruluyor. Bizden değil, kulübü bu duruma getirip 300 Milyon borç bırakanlardan hesap sorulsun…’’

Dedikleri böyle…

Ortaya koyduğu tespitler için ’’yanlış’’ demek olanaksız…

Herkesin bildiği gerçekler.

Bunları dile getirmek onun ’’üstüne vazife’’ olmasa da ’’haydi neyse’’ denilsin.

Ancak ’’neyse’’ denilip geçilmeyecek sözleri var.

Şu söze bir bakın…

’’Bizden değil, kulübü bu duruma getirip 300 Milyon borç bırakanlardan hesap sorulsun…’’

Evet… Geçmişin hesabının sorulması gerekiyor.

Eskişehirspor sevdalıları da bunu çok istiyorlar.

Ancak onların yapabileceği somut bir şey yok.

’’Eleştiri’’ yapabilirler… Onu da fazlasıyla yapıyorlar zaten… Öyle ki bazen kantarın topuzunu kaçırdıkları bile oluyor.

Geçmişin hesabının sorulması konusunda somut adım atabilecek olanlar takımın başında bulunanlardır.

Yapmaları gereken belli…

Ancak nedense yapmıyorlar.

Geçmişi eleştiriyorlar da ’’hesap sorulması’’ için somut adım atmıyorlar.

Durum bu…

Bunları söylemek Mustafa Özer’in işi değil…

Ayrıca geçmişin yanlışları Mustafa Özer’i ’’dokunulmaz’’ kılmaz…

Onun işi belli…

Koşulları bilerek üstlendiği görevi en iyi şekilde yerine getirecek… Takımı maçlara hazırlayacak… Sahada iyi bir performans sergilenmesini sağlayacak ve maç kazandıracak.

O asli görevini iyi yapmaz ise hiç kusura bakmasın… Eleştirilir de hesap da sorulur.

Bunların önüne geçmenin yolu belli…

Bugün maç var.

Rakip de Altay…

Hem teknik kadro, hem de futbolcular için sınav…

Her şeyden önce iyi bir performans sergileyecekler… Maçın sonunda da puan kazanmış olacaklar.

Teknik Direktör Mustafa Özer, işte böyle sınavlara odaklansa çok daha iyi olur.

Sınavlar kötü geçerse de sınıfta ilk kalan da o olur.

Hiç kusura bakmasın… Futbolun gerçeği bu…