•  

     Eskişehir’de son yıllarda böyle yaşanmış bir trafik kazası hatırlamıyorum. Evet, zaman zaman ölümlü trafik kazalarına tanıklık ediyoruz, onların gazetemizin sütunlarına taşıdığımız oluyor ancak 111 kişinin öldüğü, 44 kişinin yaralandığı bir kaza gerçekten insan olarak hepimizi derinden üzdü. Başta Sayın Vali Özdemir Çakacak ve Emniyet Müdürü Engin Dinç’in incelemelerinin ardından Vali Çakacak’ın yaptığı önemli bir değerlendirme var. Vali bey diyor ki “Yol 3 şeritli ve buzlanma gibi bir tehlikeyi de görmüş değiliz. Böyle bir kazadan duyduğumuz üzüntü büyüktür.”

    “Yol üç şeritli” sözünü duyunca hafızamız bizi çok ama çok gerilere götürdü. Rahmetli Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın bakanlık yaptığı dönemde Eskişehir’e kazandırdığı önemli yatırımlardan birisiydi Çevre yolunun üç şeritli hale getirilmesi. O dönem kendisine Eskişehir’e yapılacak yatırımların durumu sorulunca “Hazinen anahtarları benim cebimde, bütçenin tozu bazı şeyleri yapmaya yeter de artar bile” demişti… Ne demişler “Yiğit ölür namı kalır!” Allah rahmet etsin..

    Bu arada trajik kazada ölen vatandaşlarımıza da Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Milletimizin ve şehrimizin başı sağ olsun.

    +++

    HEPSİYLE GURUR DUYUYORUZ

    “Her ülkenin her milletin elbette kendine ait manevi değerleri vardır, oralardan ilham alır, güç alır, kuvvet alır. Şunu açıklıkla ifade etmek isterim ki, Müslüman toplumları dahil şahadet ve gaza kültürünü bizim kadar önemseyen, bunu neredeyse kurumsallaştıran, buna neredeyse özel bir hassasiyet gösteren, kültürünün neredeyse en üst mertebesine yerleştiren bir başka toplum, bir başka millet şu dünya üzerinde mevcut değildir. Oysa başka Müslüman ülkeler de vardır. Oralarda da şehitler vardır, ama bizdeki bakış şehide, gaziye bizde gösterilen özen çok daha farklıdır” yukarıdaki sözler İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ ya ait. Bakan Soylu bu sözleri herhangi bir yerde değil bizatihi şehit yakınları ve gazilerimiz için düzenlenen Devlet Övünç Madalyası Tevcih töreninde Eskişehir’de söyledi. Hepimizin altına imza atacağı bu sözlerin muhatabı belki salonda ilk kez Devlet Övünç Madalyası alan şehit yakınları için söylenmiş gibi algılanmasın. Salonda 13 şehit yakını için düzenlenen bu tören daha önce de pek çok kez düzenlendi. Biz tüm şehitlerimizi bir kez daha bu tören dolayısıyla minnetle, şükranla anarken onların hepsiyle ve terör ve Türkiye düşmanı tüm unsurlar karşısında evlatlarını, anne-babalarını, kardeşlerini, eşlerini şehit verdikten sonra dimdik duran yakınlarıyla da gurur duyuyoruz.

    +++

    HERKES KAZIYORSA…

    Hepimizin şikayet ettiği bir konu var. O da sokakların asfaltlarının rastgele kazılması, kaldırım taşlarının sökülmesi, kazıların yerlerin usulüne uygun kapatılmaması vesaire… Aslına bakarsanız kimsenin kafasına göre kazı yapma hakkı yok. Bu işlerin bir koordinasyon halinde yapılması gerekiyor. Yerel yönetimler, kazı yapacak veya yatırım yapacak kurumlar hatta vatandaşlar için bu işin bir düzen içerisinde yapılması gerekiyor. Hatta bu işler için toplantılar bile yapılıyor. Ama sonuç nasıl diye soruyorsanız, tam anlamıyla bir sorumsuzluk örneği denilebilir. Zira “nasılsa bir şey olmaz!” düşüncesi var ya işte bu sebeple herkes aklına estiğinde ihtiyacı olduğunda vuruyor kazmayı asfalta. Peki,  bu işten en çok kim zarar görüyor? Sorunun cevabı çok net bir biçimde belediyeler. Çünkü bu işin faturası öyle ya da böyle belediyelere kesiliyor. Çünkü vatandaş belediyenin her şeyden sorumlu ve haberli olduğunu düşünüyor. Bu tür işlerin aslında önüne geçmek gerekiyor ama nasıl? Bunu da bilmiyoruz açıkçası…