Korona virüs belasının başa bela oluşunun üzerinden bir yıl geçti…

Üstesinden gelinemedi.

Ne yazık ki, ilk günlerdekinden daha fazla azgınlaştı.

Türkiye genelindeki tablo kapkara…

Eskişehir’deki tablo ise daha da kara…

Haftalık verilerin açıklanmaya başlamasından bu yana geçen süredeki gelişmeler oldukça dikkat çekici…

8-14 Şubat dönemine ait verilere göre 100 Bin kişide 30,99…

“Düşük risk” içeriyor.

Keşke orada kalabilseydi.

Ne yazık ki kalmadı.

Bir hafta sonra 100 Bin kişide 35,55’e yükseldi.

Sonrasında da yükselmeye devam etti.

20-26 Şubat döneminde 100 Bin kişide 43,85’e, takip eden haftada da 100 Bin kişide 48,27’ye tırmandı.

Mart ayı başlarında “korona risk haritası”” açıklandı.

Beraberinde de haritadaki renklere göre “yeni kontrollü normalleşme dönemi” başlatıldı.

Eskişehir’in haritadaki rengi sarı idi…

Yeni dönemin koşulları da bu renge göre belirlendi.

Kapalı olan işyerlerinin önemli bir bölümü açıldı.

Okullarda yüz yüze eğitim başlatıldı.

Toplu taşıma araçlarındaki kapasite sınırlaması kaldırıldı.

Dahası da var.

Sonrası da malum…

Tespit edilen vaka sayıları sürekli arttı.

6-12 Mart dönemine ait verilere göre, vaka sayısı 100 Bin kişide 74,59…

Hemen bir hafta sonrasındaki veri 100 Bin kişide 116,56…

Bir haftadaki artış ürkütücü…

Sonrasındaki daha da kötü…

20-26 Mart dönemindeki veri 100 Bin kişide 235,25…

“Yükselme” değil “sıçrama” söz konusu…

Devamında da aynı…

27 Mart-2 Nisan döneminde 100 Bin kişide 358, 90’a sıçrayıverdi.

Günlük tespit edilen vaka sayısı 500’e ulaşmış durumda…

Son açıklanan haritadaki renk kırmızı idi…

Bugün artık o renk de geride kaldı.

Durum gerçekten vahim…

Sağlık çalışanlarının yaşamları pahasına verdikleri mücadeleye yazık oldu.

İşleri çok ama çok zor…

Resim bir açıklama yapılmıyor.

Ancak hastanelerden gelen bilgiler var.

Hastanelerdeki tablo pek de iç açıcı değil… Böyle giderse ciddi sıkıntılar oluşacak.

Böylesi bir tablo karşısında sahip olunan tüm olanakların devreye sokulması gerekir.

Yapılması gereken o da yapılan o değil…

Eskişehir’de özel bir hastane var.

Özel Gürlife Hospital Hastanesi…

Sağlık tesisi olarak bir eksiği var mı?

Olmadığı herkesçe biliniyor.

Yatağı, yoğun bakım ünitesi, solunum cihazı var mı?

Bu soruların yanıtı da olumlu… Hepsi var.

Kadrosu yeterli mi?

Evet…

Kadrosunda sağlık hizmeti veren çok iyi hekimler var.

Söylenecek daha çok şey var.

Ancak sözü daha fazla uzatmaya gerek yok.

Uzun sözün kısası Gürlife Hastanesi, sağlık hizmeti açısından bugün gereksinim duyulan ne varsa hepsine eksiksiz sahip…

Ancak yararlanılamıyor.

Nedeni de SGK ile sözleşmesinin olmaması…

Eskişehir’de çok sayıda özel sağlık kurumu var. Aralarında SGK ile sözleşmesi olmayan yalnızca Gürlife Hastanesi…

Neden?

Sorunun yanıtı yok.

İlk başlarda “neden” olarak kulaklara fısıldananlar vardı.

Gerçekle uzaktan yakından ilgisi yoktu.

Öyle olduğu da çabuk anlaşıldı zaten…

Ancak yine de SGK sözleşmesi yapılmadı.

Kurum yöneticileri de nedeni merak ediyor.

Ne var ki, başvurularına verilmiş bir yanıt yok.

Ortaya konulmuş somut ve resmi bir “neden” olmayınca akla gelen bir şey var.

O da küçük siyasi çıkar hesapları…

İnanılır gibi değil… Ancak insanın aklına başka bir şey de gelmiyor.

Gerçekten öyle ise söylenecek söz bulmak çok zor.

Korona virüs salgınında “vahim” denilebilecek bir tablo söz konusu… Böylesi bir tablo varken hala “küçük siyasi çıkar hesapları” peşinden koşulabiliyorsa yazıklar olsun…

Yapılan iş yalnızca hastane yöneticileri için “büyük ceza” değil ki… Onlarla birlikte Eskişehir halkına da ceza kesiliyor.

Söylenecek daha çok şey var. Ama yine “neyse” diyelim…