Cumhuriyet Halk Partisi kurultayı salgın nedeniyle ertelenmişti.

“Kontrollü sosyal yaşam dönemi” başlatılmış olsa da korona henüz “büyük tehlike” olmaktan çıkmadı.

Vaka sayısı bir türlü 1000’nin altına inmiyor.

Uzmanlar ve yetkililer sürekli uyarılarda bulunuyorlar.

Ancak dikkate alındıkları söylenemez…

Türkiye genelinde ve Eskişehir özelindeki tablo ortada…

Yaşlısıyla genciyle herkes dışarıda…

Maske kullanımına önemli ölçüde dikkat ediliyor.

Ancak “sosyal mesafenin korunması” diye bir şey söz konusu bile değil…

Her yer çok kalabalık…

Bazen salgın öncesinden bile kalabalık olduğu bile oluyor.

Böyle bir tablo varken vaka sayısının düşmesini beklemek hayalcilik olur.

Ne yazık ki artma olasılığı bile var.

Uzun sözün kısası salgın, insan yaşamını tehdit etmeye devam ediyor.

Buna karşın Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezi kurultay kararı aldı.

Kurultay 25-26 Temmuz 2020 tarihlerinde yapılacak.

Yapılacağı yer de Bilkent Üniversitesi’nin gösteri merkezi…

Kapasitesi de belli…

Kurultay için uygun olduğu söylenemez.

“Sosyal mesafeyi korumak” çok kolay değil…

Genel merkez yöneticileri “gerekli önlemler alındı” diyorlar.

Ancak boşuna…

O önlemlerin yaşama geçmeyeceğini kendileri de biliyorlar.

Kurultay parti üyelerine kapalı…

Delege olmayan parti yöneticileri ve belediye başkanları bile kurultaya katılamayacak.

“Gövde gösterisi” diye bir şey olamaz…

Aynı şekilde coşku falan da olmaz.

Sessiz sedasız bir kurultay olacağı belli…

Genel merkez yöneticileri kurultayı için “iktidar kurultayı” tanımlaması yapıyorlar.

Tanımlama karşısında gülmemek elde değil…

Üyenin, coşkunun olmadığı bir organizasyon hiç “iktidar kurultayı” olur mu?

Elbette ki olamaz…

Olsa olsa “parti içi iktidarı koruma kurultayı” olur.

Onun içindir ki itirazlar var.

İtiraz edenler de deneyimli partililer.

Aralarında uzun süre genel sekreter olarak görev yapan Önder Sav da bulunuyor.

Kendisinin parti hukuku konusundaki bilgisi tartışılmaz…

İtiraz ve uyarıları sırasında gündeme getirdiği önemli yanlar var.

Birisi 65 yaş üzerindeki delegeler.

Sayıları az değil… 400’ü buluyor.

Aralarında Eskişehir’den de bir delege var.

O da Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen…

1370 delegeden yaklaşık 400’ü 65 yaş üzerinde…

Gençlik kotası olduğu halde durum bu…

Bir de kota olmasa ne olurdu ki?

Neyse…

65 yaş bir çizgi…

Yaşı üzerinde olanlar “risk gurubu” sayılıyor.

Salgın nedeniyle yaşamını yitirenlerin büyük bölümü de bu guruptan…

Seyahat etmeleri izne bağlı… Ayrıca dışarıda olma süreleri saat 20.00’de sona eriyor.

Kurultayda ısrar edenlere sormak gerek…

Bu delegelerin kurultaya katılımı nasıl sağlanacak?

Haydi “özel izinle sağlandı” diyelim… “Risk gurubu” olarak tanımlanan bu insanlar büyük tehlikeden nasıl uzak tutulacak?

Bu sorulara verilmiş bir yanıt yok.

Genel merkez yöneticileri tarafından umursanmayan tehlike karşısında 65 yaş üstündeki delegeler ne yapar?

Örneğin Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen…

Ortada ciddi bir risk varken, Ankara’ya gidip o kalabalığın arasına katılır mı?

Neden katılsın?

Ne düşündüğünü bilemeyiz ama katılacağını hiç zannetmiyoruz.

Parti üyelerine kapalı olan kurultayda delegelerin bile sağlıklı katılımı için gerekli koşullar oluşmamış durumda…

Böylesi bir kurultay “iktidar kurultayı” olamayacağı gibi tartışılan bir kurultay olur.

Tartışmalar da çoktan başladı zaten…