Panele konuşmacı olarak Jeoloji Mühendisleri Odası Şube Başkanı Prof. Dr. Can Ayday, İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Bülent Erkul ve Avukat Zeynel Güvenç katıldı. Panelin yöneticiliğini ise İnşaat Mühendisleri Odası eski Başkanı Fercan Yavuz gerçekleştirdi.  Panelde 8 mahallede yaşayan vatandaşlar ve mahalle muhtarları yer aldı. Can Ayday’ın Eskişehir’in depremselliğini konu aldığı sunumla başlayan panel, diğer panelistlerin konuşmalarıyla devam etti. Jeoloji Mühendisleri Odası Şube Başkanı Can Ayday 1999 Marmara depremiyle başlayan deprem çalışmalarını aktararak Eskişehir’in deprem haritasını katılımcılara paylaştı.

ZEMİNİ RİSKLİ DEĞİL

Ayday,  kendisinin de riskli alan ilan edilen mahallede oturduğunu ifade ederek, “ Bilime bağlı kalacağız. Türkiye’nin yüzde 92’si deprem bölgesinde. Eskişehir de tehlikeli olarak nitelendirebileceğimiz bölgeler arasında. Kuzey Anadolu fay hattının güney kolu Eskişehir’den geçiyor. Eskişehir in yer altı suyu yüzeye çok yakın. 3 metre aşağıda su var. Eskişehir’in fayı uzun değil ama su var şiddeti 3 kat arttırıyor” dedi. Can Ayday riskli alan ilan edilen mahallelerin yapılan sıvılaşma çalışmalarına göre riskli alan içerisinde bulunmadığını sözlerine ekledi.

GÜVENLİ YAPILAR İSTİYORUZ

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Bülent Erkul ise Kentsel Dönüşüm Yasası hakkında bakanlığın aldığı kararları dinleyicilere anlatarak oda olarak isteklerini belirtti. Erkul, “Şehirde binalar yenileniyor ama şehir yenilenmiyor.  Zeminler yenilenmiyor. Kentlerin dönüşmeye yenileşmeye ihtiyacı var. 1999 sonrası travma yaşadık. Hükümetler yasalar yönetmelikler çıkardı. 23 Ekim 2011’de Van depremini yaşadık. Yapılan çalışmalar sonrasında Türkiye’de 8 milyon depreme dayanıksız bina olduğu belirlendi. Dönüşüm için kanunlar çıkarıldı. TOKİ bu işin tehlikeli bölümü. Kentsel dönüşüm alanlarında tasarruflar kısıtlanıyor. Bölgelerde İmar konusunda işlemler gerçekleştirilemiyor. Biz İnşaat Mühendisleri olarak güvenli yapılar istiyoruz. Mülkiyet haklarının verilmesini istiyoruz. En önemlisi de yerinde dönüşüm istiyoruz” ifadelerine yer verdi.

İNSANLARI KOCAKIR’A TAŞIMAYIN

İnşaat Yüksek Mühendisi Fercan Yavuz ise 8 mahalledeki kentsel dönüşümde planlama yetkisini Büyükşehir Belediyesi’ne devrettiğini hatırlattı.  Yavuz,  “Davul belediyenin belinde, tokmak hükümetin elinde.  Nasıl olacak bu iş diye herkesin içerisinde bir kuşku var. Bu planlarda neler ilgilendiriyor endişeleri yüksek sesle dile getirmeye başlanıldı.  Diyelim ki 2/3 oranında anlaştınız. Burada inşaat başladı. Oradan sizi rezerv denen alana taşımaya sahipler kanun var. Bu rezerv alan Kocakır denen bölgeydi. Orada şu anda bir planlama yapılıyor. İnsanları buraya taşırız isteyenler döner istemeyenler kalır. Bunun pek gerçekleşeceğini sanmıyoruz. Bizim konumuz olan riskli alan sizin oturduğunuz bölgelerde,  rezerv alan olan bölgeyi canlandırabilmek kanunun temeli bu.

Sizin oturduğunuz yerleri kanun olduğu için riskli alan veya risksiz alan olarak ayırmanın pek bir mantığı yok. Ama bu 2/3 kuralı o kadar acı bir kural ki 40 yıllık komşunuzla karşı karşıyasınız.  Binaları araştırdığınız da yüzde 70 riskli bina çıkar. Ama bu bina riskli bina demek değil, bu bina bu yönetmeliğe göre riskli demek… Burada bir sıkıntı var. Hukuk devletiyiz maalesef hukuka uymak durumundayız. Bu korkuyla hareket etmemek lazım. Bu dönüşüm Sadece mühendislerin işi değil, herkesin işidir. Ne yapılması lazım? Bizler mühendisler bilimsellikten ve planlamadan yanayız. Bize planlama yok derseniz biz o işte yokuz. Belediyenin yaptığı planlamaya herkesin itiraz etme hakkı vardır. Hiçbir belediye yetkilisi vatandaş itiraz ediyor diye kızma hakkına sahip değildir. Bu böyle bilinmesi lazım. Siz plana itiraz ediyorsunuz diye reddedilme ve terslenme gibi olaylarla karşı karşıya kalmamalısınız” diye konuştu.

YERİNDE DÖNÜŞÜM İSTEDİK

“Türkiye’de 165 tane riskli alan var 5 veya 6 tanesi mahkemelik iptali için dava açılmış.”  Diyen yavuz sözlerine şöyle devam etti: “Öyle bir noktaya geliyor ki iş burada bir facia var burada herkes büyük zarar görecek. Sonra birileri gelecek riskli alana konacak.  Böyle bir şey mümkün değil. 1924’te Eskişehir’de ilk modern imar planı yapılıyor. Doktorlar Caddesi 25 metreye genişletiyor. Dört dörtlük plan. Esnaf diyor ‘benim arsam gitti bahçem gitti’ Belediye başkanını ikna edemiyorlar. Hükümete gidiyorlar planlar iptal ediliyor.  Kara Kâmil ‘Bu plan yapılsa Eskişehir rahat ederdi’ diyor. ‘Benden sonraki belediye başkanları hiç uğraşmasın bundan sonra bu iş sittin sene düzelmez’ diyor.  Biz planlamaya itiraz etmiyoruz. Bu sürecin içinde olan birisi olarak belediye ve hükümetin iletişim kopukluğu olduğunu düşünüyorum. İletişim olursa her şey daha iyi olabilir. Çok boyutlu düşünüp 8 mahalleden insan buradan nasıl rant sağlar diye düşünülmeli. Bize geldiklerinde yerinde dönüşüm istedik. İnsanları alıp Kocakır’a götürmeyin dedik. İnsanların evlerinin metrekarelerine yakın evler teslim edin dedik” diye konuştu.

Avukat Güvenç ise itiraz süresinin geçtiğini ancak emsal davalar olduğunu ifade ederek herkesin planlara itiraz edebileceğini aktardı. Güvenç,” Bunun kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm olduğunu düşüyoruz” dedi.

Editör: Haber Merkezi