Sezonun ilk yarısı sona erdi.

Oluşan tablo ortada…

Eskişehirspor açısından bakıldığında “kapkara bir tablo” demek yanlış olmaz…

Gerçekten de öyle…

Eskişehirspor, “ligin dibine demir atmış” durumda…

Tabloyu kapkara yapan yalnızca bu olsa neyse…

Tablonun rengini karartan daha çok şey var.

Şu an tüm liglerde, Eskişehirspor’dan başka galibiyeti olmayan takım yok.

Bu konuda rakipsiz…

Gol atma konusunda da durum aynı…

“Ligin en az gol atan” takımı…

Gol yeme konusunda ise durum tam tersi…

Eskişehirspor kadar çok gol yiyen bir başka takım yok.

Çok yer, çok az atarsan ve galibiyet alamazsan puanın da çok olmaz.

Hanesinde yazılı puan sayısı yalnızca 3…

“En yakın rakip” konumundaki takımlarla arasındaki puan farkı da oldukça fazla…

Sözü daha fazla uzatmaya gerek yok.

İç karartan ne kadar olumsuzluk varsa hepsi toplanmış durumda…

Çok zayıf da olsa “ümit ışığı” söz konusu bile değil…

Bu gidişin sonu belli…

“Lige veda” dışında bir şey olamaz…

Bu gidişi durdurabilmek için yapılması gerekenler oldukça fazla…

Yapılmaları için süreç başladı.

Ancak şu ana kadar yapılan hiçbir şey yok.

Takım ikinci yarı hazırlıkları için Antalya’ya gitti.

Gitmesine gitti de nasıl…

Her şeyden önce başında teknik ekip yok.

İlhan Var gönderildi.

Aslında getirilmesi yanlıştı zaten…

Yerine yeni bir teknik adam belirlenmiş değil…

Yapılan açıklamalarda “transfer yasağına bağlı” deniliyor.

Denilenlere bakınca “transfer yasağını kaldırma ümidi var” zannediliyor.

Gel gör ki, bu konuda da ümitlenmek çok zor.

“Transfer yasağı” ile ilgili söylenilenler çelişkili…

Başkan, “transfer yasağını kaldırmak için büyük çaba harcadık. Ancak kaynak için geliştirdiğimiz projeler şu ana kadar destek görmedi. Bu koşullarda transfer yasağını kaldırmamız imkansız” ve benzeri sözler söylüyor.

Aynı konuda konuşan bir yöneticinin söylemleri ise farklı…

“Transfer yasağını kaldırmak için yoğun çaba harcıyoruz. FİFA dosyaları çok sıkıntılı. Kesinleşmiş cezalar bulunuyor. Ödeme yapmadan bu dosyalar çözülemez. Para gerekiyor. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor” ve benzeri sözler.

Başkanı “imkansız” derken yönetici “olabilir” der gibi…

Ancak onlar ne söylerse söylesin, gerçekler ortada…

Transfer yasağının kaldırılabilmesi için çok para gerekli…

Yönetimin o parayı bulma olanağı yok.

“Kaynak getirecek projeler” denilip duruluyor.

İyi de nedir o projeler…

Açıklansalar da kamuoyu da öğrense…

Gerçekten iyi projeler ise kamuoyu baskısı ile destek sağlanması daha kolay olur.

Ancak nedense açıklanmıyorlar.

Belli ki, öyle kolayca “evet” denilebilecek türden değiller.

Bugünkü yönetimin gerekli olan parayı bulamayacağı net olarak ortada…

Bu konuda onlara söz söylemek doğru olmaz…

Bulamayabilirler.

O zaman yapmaları gereken bir şey var.

“Para bulacak yönetimin oluşması için zemin hazırlamak”.

Bu zemin de belli… Kongre…

Yönetim kongre yapmaya bir türlü yanaşmıyor.

Nedenini anlamak gerçekten çok zor…

Para bulamıyorlar, kongreyi toplamıyorlar iyi de ne yapmak istiyorlar?

Eskişehirspor’un hali ortada, bu gidişle ulaşılacak son da belli…

Herkes görüyor.

Yönetimin görmemesi düşünülemez… Elbette ki görüyorlar.

Ancak nedense gerekeni yapmıyorlar.

“Eskişehirspor’u çok seviyoruz” deyip duruyorlar.

Öyledir elbette ki…

Ancak bu sevgi yalnızca sözle gösterilemez…

Sevginin gerekleri de yerine getirilmeli…

“Eskişehirspor’u çok seviyoruz. Düşerken de takımın başında biz olmalıyız” anlamını taşıyan bir sahiplenme son derece yanlıştır.

Eskişehirspor’un başında bulunanlar ne yazık ki, böylesi bir yanlışın içerisindeler.