Korona belasına karşı mücadele veriliyor.

Mücadelede doğrudan ve aktif olarak yer alanlar oldukça fazla…

En ön saflarda yer alanlar da beli…

Hizmetlisiyle, hasta bakıcısıyla, hemşiresiyle, doktoruyla tüm sağlık çalışanları…

Canla başla mücadele ediyorlar.

Aralarında ne yazık ki, canlarını kaybedenler de var.

Evlerine gidemiyorlar.

Otellerde, misafirhanelerde kalıyorlar.

Takdir etmemek, ayakta alkışlamamak elde değil…

Yalnızca onlar yetmez…

Takdir ve alkış dışında da yapılması gerekenler var.

“Yapılacak”, “edilecek” deniliyor.

Elbette ki, yapılanlar var.

Ancak, yapılması gerektiği halde hala yapılmayanlar da oldukça fazla…

Dahası “bu dönemde bu da yapılır mı” dedirten uygulamalar da olabiliyor.

Hele bir uygulama var ki, inanılır gibi değil…

İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş tarafından dile getirildi.

Uygulama ile ilgili olarak yaptığı bir açıklama var.

Sütunlarımız da yer verelim…

“… Sağlık Bakanlığının talebi ile başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere birçok kamu kurum ve kuruluşu ile özel sektör girişimcilerimiz misafirhanelerini ve otellerini sağlık personelimizin izolasyonu, konaklamaları ve dinlenmeleri için tahsis ettiklerini belirtmiş ve bizler de bundan memnuniyet duymuştuk.

Ancak bu durumdaki sağlık personelinden öğretmen evlerinde her ne kadar yatak ücreti alınmıyorsa da kahvaltı ve yemek ile birlikte havlu ve iş önlüğü gibi sınırlı eşyaları dışındaki giysilerinin temizliği ve dezenfektasyonu için ücret talep edildiğini üzülerek öğrendik.

Karşı karşıya kaldığımız illete karşı en önemli silahların başında sağlık ve destek personelimiz gelmektedir. Sağlık ve destek personelimizin hastalıktan korunması, mücadelenin başarısında belirleyici faktördür.

Unutulmamalıdır ki sağlık personelimiz öğretmen evlerinde ve kamu kurum ve kuruluşlarının misafirhanelerinde keyif yapmak için kalmamaktadırlar. Evlerinden, ailelerinden, çocuklarından ayrı kalarak fedakarlık yapmaktadırlar.

Öğretmen evleri ve misafirhanelerde izolasyon şartları oluşturulmalı, bu kapsamdaki personelin izolasyonu ve dinlenmeleri sağlanmalı, işyerlerine geliş ve gidişleri için servis imkanı sağlanmalı, yemek ve giysi temizliği gibi ihtiyaçları ücretsiz olarak karşılanmalıdır.

Akşamları balkonlara, camlara çıkarak alkışladığımız, her gün övgüler düzdüğümüz bu kardeşlerimizin çok düşük maliyetlerle ifade edilebilecek yemek, temizlik ve dezenfektan giderlerini karşılamaya ülkemizin kaynağı vardır.

Bakanlıklarımızın ve kurum yöneticilerimizin de konuya böyle yaklaştıklarını düşünüyor, ortaya çıkan uygulama yanlışlığını ‘öngörülememe’ eksikliğine bağlıyor, farkındalıklarıyla birlikte tedbir alacaklarına inanıyoruz.

Bu bağlamda sorunun çözümü için Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkilileri acilen sorumluluk almaya davet ediyoruz.”

İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş’ın açıklaması böyle…

Dile getirdiği uygulama inanılır gibi değil…

Öğretmen evleri kime ait?

Farklı statüye sahip olsalar da kamuya ait tesisler… Kamu kaynakları ile yapıldılar.

Bugün konaklayanlar kimler?

Sağlık çalışanları… Onlar da kamu görevlisi…

Sadece “kamu görevlisi” demek yetmez… Büyük belaya karşı mücadelenin en ön saflarında yer alan ve yaşamları pahasına insanları kurtarmaya çalışan insanlar.

Öğretmen evlerinde kalma nedenleri belli…

Kendi istekleri ile “keyif yapmak” için falan kalmıyorlar.

Zorlu mücadelenin gereği olarak zorunlu olarak kalıyorlar.

Bu insanlardan hiç kahvaltı ücreti alınır mı?

Elbette ki alınmaz.

Akılların ucuna bile getirilmemesi gerekir.

Hem kahvaltı öyle yüksek maliyeti olan bir hizmet değil ki… Hoş maliyeti yüksek olsa ne olacak?

İnsanlar, yaşamlarını riske atarak canla başla çalışırken üçün beşin lafı mı olur?

Temizlik ve dezenfekte gereksinimleri konusunda da aynı şey geçerli…

Ücretsiz olarak karşılanmalılar.

Aksi uygulamaların kabul edilir bir yanları olamaz…

Daha önce belirttik…

Bir kez daha yineleyelim…

Büyük belaya karşı canla başla mücadele eden, yaşamlarını riske atarak insanları kurtarmaya çalışan sağlıkçıları baş üstünde taşımak gerek…

Onlara karşı yapılan büyük yanlış…

Yapanlara karşı söylenecek çok şey var.

Ama neyse…

Gün o gün değil…

Umarız ki, yanlışlarını bir an önce giderirler.