Doğanın insanlığa önemli armağanları var.

En önemlilerinden birisi de kuşkusuz tarıma uygun toprak…

Ne yazık ki, doğanın çoğu armağanı gibi tarım arazilerinin de kıymeti bilinmedi.

Başka yer kalmamış gibi sanayi yatırımları tarım alanlarının üzerine kuruldu.

1’nci sınıf tarım arazileri bile yapılaşmaya açıldı.

Eskişehir’in eski halini anımsayanlar olacaktır.

Ali Fuat Güven Caddesi’nde başlayıp Basma Fabrikası’na kadar uzanan bölge, altın değerinde toprağa sahipti.

Hani “taş eksen yetişir” denir ya… İşte öyle bir toprak vardı.

Bölge sebze bahçeleri ile doluydu.

O bahçeler yok edildi.

Sebze fışkıran 1’nci sınıf tarım arazilerinin üzeri konutlarla dolduruldu.

Yalnızca orası mı?

Devlet Hastanesi’nin karşısına düşen bölgeyi de anımsayanlar olacaktır.

Tarım arazileri üçer beşer yapılaşmaya açıldı.

Sıralanacak örnekler oldukça fazla…

Uzun sözün kısası, tarım alanlarının kıymeti bilinmedi.

Yıllar boyu hunharca katledildi.

Korana virüs salgını sürecinde toprağın kıymeti daha bir anlaşıldı.

Toprak ve tarımsal üretim dillerden düşürülmez oldu.

Dillerden düşürülmedi de kıymeti bilindi mi?

Ne yazık ki, soruya olumlu yanıt vermek olanaksız…

Eskişehir’de yok edilen onca tarım arazisinden sonra elde kalan bir Alpu Ovası var.

“Büyük Ova” statüsünde…

Korunması gerekiyor.

Gel gör ki, tam tersi yapılıyor.

Alpu Ovası’nı yok edecek hamleler bir birini izliyor.

“Termik santral hamlesi” yapıldı.

Hukuk mücadelesi ile hamle boşa çıkartıldı.

Arkasından “İhtisas Sanayi Bölgesi” gibi yeni bir hamle geldi.

Parlak sözlerle sonucu ulaştırılmak istendi.

Ancak boşuna…

“Eskişehir’e sıçrama yaptıracak” ve benzeri parlak sözler bir işe yaramadı.

Kamuoyunda oluşan karşı çıkışla o hamle de askıya alındı.

Şimdi yeni bir hamle var.

Sevinç Mahallesi’ne kömür ocağı açtırma girişiminde bulunuluyor.

Yaratacağı sonuçlar belli…

Mahalle Muhtarı Tekin İşli anlatıyor.

“Şu an 12 bin büyükbaş, 6 bin 500 küçükbaş hayvan bulunuyor. Meralarımız zaten bitiyor. Bizim başka gelirimiz yok. Sevinç, 75. Yıl, Yassıhöyük, Gökdere, Çavlum, Ağapınar, Kireçköyü mahallelerimiz olmak üzere 7 mahallemiz bu maden ocağından etkilenecek. Biz 7 mahalle muhtarımız bir araya geldik konuştuk. Biz bu kömür ocağına karşıyız. Kömür ocağı projesi yaklaşık 15 bin dönüm alanda 1100 hektar üzerinde yapılacak. Kömür ocağı projesi hayata geçerse hayvancılık bitecek, tarım bitecek, temiz havamız, suyumuz, bereketli topraklarımız gidecek…”

Olacak olan bu…

Doğal olarak karşı çıkış oluştu.

Buna rağmen atılmaya çalışılan bir ilk adım var.

Mahallede  “ÇED bilgilendirme toplantısı” düzenlendi.

Dün yapılacaktı.

Geniş güvenlik önlemleri alındı.

Mahalleye getirilen polis ve jandarma sayısına bakınca “ne oluyor” dememek elde değil…

Toplantının açılışı yapılmak istendi.

Ama olmadı.

Mahalle sakinleri “biz bilgilendirilmek istemiyoruz” diye tepkilerini ortaya koydular.

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da devreye girdi.

"Bu köy, bizim belediye sınırları içinde yer almaktadır. Davet üzerine geldik. Ancak şu şartlar altında hiçbir bilgilendirme toplantısı yapılamaz. Ben bu ortamda, sağlıklı bilgi alacağımı düşünmüyorum. Bu kadar polisin, bu kadar jandarmanın, bu kadar karışıklığın olduğu ortamda bize hiçbir teknik bilgi verilemez. Ben bunu anlayamam. Dolayısıyla bu toplantıyı yapmayın. Bu toplantıyı yaparak insanları birbirine kırdırmayınız. Burada yapılmak istenen kömür ocağı yanlıştır. Yanlış olduğu geçmişteki mahkeme kararlarından, bilirkişi incelemelerinden bellidir. Dolayısıyla ne Sevinç Mahallesi ne de Odunpazarı Belediye sınırları içinde verilecek zararlı bir işin içinde biz olamayız. Ben toplantıyı terk ediyorum."

Gerginlik yaşanan anlar da oldu.

Sonunda toplantı yapılamadı.

Mahalle sakinlerinin ısrarı üzerine “toplantı yapılamamıştır” tutanağı da tutuldu.

Ciddi karşı çıkış ile ilk adım atılamadı.

Aslında yapılması gereken belli…

Alpu Ovası’na büyük zarar vereceği belli olan kömür ocağından vazgeçmek gerekiyor.

Gereken bu da yapılır mı?

Umarız ki yapılarak yanlıştan dönülür.

Başlangıçta da belirttik.

Tarım arazilerinin kıymeti bilinmedi.

Çoğu yok edildi.

Elde kala kala bir Alpu Ovası kaldı.

Onun bari kıymeti bilinsin artık.