“Eskişehir’in sorunlarını sıralayın” diye bir soru sorulsa, verilecek yanıtlarda listenin ilk sırasında yer alacak olan belli…

Kesinlikle trafik olur…

Trafiğin hali ortada…

“İçinden çıkılmaz halde” dense yeridir.

Her geçen gün daha da kötü oluyor.

Bu boşuna da değil…

Çözüm için atılan en küçük bir adım yok.

Çözüm arayıp uygulaması gerekenlerin sergilediği tavır ortada…

Ne zaman “trafik sorunu” denilse “çözüm yok” yanıtını veriyorlar.

Dahası “gökten melekler inse bu sorunu çözemez” dedikleri bile oluyor.

Soruna çözüm bulmakla yükümlü olanların tavrı böyle olursa trafik sorunun giderek büyümesi de kaçınılmaz olur.

Kent içi trafiği “içinden çıkılmaz halde” olunca sürekli gündeme getirilen bir araç var.

O da bisiklet…

Sürekli “bisiklet kullanın” önerisinde bulunuluyor.

Büyükşehir Belediyesi “Bisikletini Hatırla Eskişehir” sloganıyla bir etkinlik bile düzenlemiş.

Ancak salgın nedeniyle gerçekleştirilememiş.

“Yaz aylarında gerçekleştirilecek” imiş…

Öneri için söylenecek söz yok.

Gerçekten de bisikletin yalnızca spor amaçlı değil ulaşım amaçlı da kullanılması gerekiyor.

Gereken bu da gerekeni yapmak kolay mı?

Eskişehir’in kent içi ulaşım ağının hali ortada…

Bisiklet kullanımına uygun olduğu kesinlikle söylenemez.

Caddeler motorlu araç yükünü kaldıramıyor.

Çoğu caddenin kenarları da “paralı otopark” haline dönüştürüldü.

Böylesi bir ulaşım ağına bisiklet ile çıkılabilir mi?

“Evet” yanıtını vermek olanaksız…

Her şeyden önce can güvenliği yok.

Caddelerdeki trafik, bisiklet sürücüleri için ciddi tehlike içeriyor.

Sıkça kaza da oluyor zaten…

Yaya yollarının hali de ortada…

Kimisi çok dar, kimisi işgal altında…

Yayaların bile bazen sıkıntı çektiği yaya yollarında bisikletlilerin kullanacağı yer yok.

Ulaşım ağı bu halde iken, bisiklet “ulaşım aracı” olarak kullanılabilir mi?

Elbette ki kullanılamaz…

Eskişehir, bisiklete yabancı bir kent değil…

Yıllar önce bisiklet, neredeyse “ana ulaşım aracı” konumundaydı…

Fabrikaların büyük bölümünde servis aracı falan yoktu.

Çalışanların neredeyse tamamına yakını ulaşımlarını bisiklet ile sağlıyordu.

Fabrikaların dağılış saatlerinde Eskişehir’in ana caddeleri “bisiklet ordusunun geçişine” sahne oluyordu.

Fabrikalarda bisiklet otoparkları vardı.

80’li yıllarla birlikte bisikletler kaybolmaya başladılar.

Zaman içerisinde de ulaşım amacıyla kullanılmaz oldular.

Bunda motorlu araç sayısındaki artışın etkisi var elbette ki…

Ancak kent içi ulaşım ağı, bisiklet kullanımı için güvenli halde tutulsaydı bisikletler böyle hızla kaybolmazlardı.

Trafik ağında öncelik motorlu taşıtlara verilince bisiklet kullananlar da can güvenlikle için bisikleti terk etmek zorunda kaldılar.

 Büyükşehir Belediyesi “Bisikletini Hatırla Eskişehir” diyecekmiş ya…

Hatırlanacak olanlar özetlemeye çalıştıklarımız…

İyi de hatırlansa ne olacak?

Hatıralardakini canlandırma olanağı var mı?

Ne yazık ki yok.

Büyükşehir Belediyesi, hatırlatma yapsın tamam… Bir itiraz olamaz…

Ancak öncelikle üzerine düşeni yapsın… Yapsın da kent içi ulaşım ağını bisikletliler için güvenli hale getirsin…

Hatırlatma da ancak o zaman bir işe yarar…

Yoksa bir işe yaramaz… Yalnızca “neydi o günler” diye iç geçirilmesine neden olur.