Korona virüs iyiden iyiye azgınlaştı.

Türkiye genelindeki tablo ürkütücü…

Eskişehir’deki tablo da farklı değil…

Eskişehir, “en riskli iller” arasında yer alıyor.

Hastanelerin yoğun bakım servisleri önemli ölçüde dolmuş durumda…

Can kayıpları da birbirlerini izliyor.

Yeni önlemler alındı.

Ne kadar etkili olabileceklerini zaman gösterecek.

Umarız ki, virüsün hızını kesebilirler.

Uzmanlar da sürekli uyarılarda bulunuyorlar.

Korona virüse yakalananların tedavi sürecinde çektikleri de anlatılıyor.

Korona virüs, benzeri görülmüş bir dert değil…

Yakaladığı insanın nefesini kesiyor.

Yakalandıktan sonra kurtulmak çok zor…

Ölmek de o kadar kolay değil…

Tanık olan sağlıkçılar anlatıyorlar.

“Ağır durumda olan hastalar arasında ölümü kurtuluş olarak görenler bile oluyor.”

“Bağlandığı cihazlardan kurtulmak için çırpınanlar oluyor. Onları engellemek için elleri kolları bile bağlanıyor.”

Aktarılanlar kısaca böyle…

Dinlemek bile insanı ürkütüyor.

Dahası var.

Korona virüsten yaşamını yitirenlere, geleneksel cenaze töreni de yok.

Birinci derece yakınları dışında kimse katılamıyor.

Namaz vakti falan da beklenmiyor.

Tabutu omuzlarda taşımak falan da söz konusu değil…

Öldükten sonra mezarlığa götürülüp gömülüyor.

Öyle, kürekle toprak atmak falan da yok.

Kemse “bir kürek toprak da ben atayım” diyemiyor.

Kepçeyle açılan mezar yine kepçe ile dolduruluyor.

Korona virüsten öldükten sonra yapılanlar da böyle…

Kısacası korona virüsten ölmek çok zor… Gömülüş tarzı da çok kötü…

Onun için kurallara uymak çok önemli…

OLMAZ BÖYLE ŞEY

Korona virüs ölümleri sonrasında yapılması gerekenler belli…

Genellikle yapılıyor.

Ancak bazen yapılmadığı da oluyor.

Önceki gün yaşanan bir örnek var.

Mustafa A. İsimli bir vatandaş korona virüse yenik düşer.

Cenazesi, tedavi gördüğü hastaneden alınarak mezarlığa götürülür.

Doğalında, defin işleminin mezarlıktaki görevliler tarafından yapılması gerekir.

Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda bulunan mezarlıktaki görevliler defin işlemini yapmaz istemezler.

“Eleman yetersiz, tulum yok” ve benzeri türden gerekçeler gösterirler.

Cenaze sahipleri itiraz ederler.

15-20 dakika öylece beklenir.

Cemaatin itirazları devam edince tulum giymiş iki görevli gelir.

Kepçe falan yok.

Gömülme işlemi, normal ölüm gibi küreklerle yapılır.

Dahası görevliler, cemaatten yardım isterler.

Cenaze yakınları ne yapsınlar?

Ellerine kürekleri alıp toprak atmaya başlarlar.

Böylesi cenazelerde uyulması gereken kuralların hiç birisine uyulmaz… Dahası sosyal mesafe falan da kalmaz…

Bu koşullarda korona virüsten korunmak çok zor…

“İşleri şansa kalmış” dense yeridir.

Yapılan iş son derece sakıncalı…

“Virüse davetiye çıkartmak” anlamına gelir.

Mezarlık görevlilerinin ortaya koydukları “eleman yetersiz, tulum yok” ve benzeri gerekçelerin ne ölçüde doğru olduğunu bilemiyoruz.

Ancak doğru bile olsalar kabul edilemezler.

Daha önce de belirttik… Bu işin sorumlusu Büyükşehir Belediyesi…

Mezarlıkta eksik olan ne varsa acilen giderilmeli…

Malzemeyse malzeme, elemansa eleman… Her şey tamam olmalı.

Hep söyleniyor.

Bu işin şakası yok.

Korona virüs iyice azgınlaşmış olarak fırsat kolluyor.

Büyükşehir Belediyesi gibi halkın sağlığından da sorumlu olan bir kurum korona virüse aradığı fırsatı yaratamaz.