Sezonun ikinci yarısının dördüncü haftası geride kaldı.

Hafta başlarken dile getirdik… “Bu hafta Eskişehirspor’un kurtuluşa biraz daha yaklaşacağı hafta olabilir” dedik…

Öyle de oldu.

Eskişehirspor, yapması gerekeni yaptı.

Altınordu gibi özel bir takımı farklı yendi.

Galibiyetle kazandığı üç puan…

Son derece önemli…

Bu galibiyetle birlikte haftanın kazandırdıkları çok daha fazla…

Eskişehirspor’un öncelikli hedefi olan üç takım var.

Haftayı puansız kaybetme olasılıkları yüksekti.

Sürpriz olmadı.

Üçü de haftayı puansız kaybetti.

Doğal olarak yerlerinde saydılar.

Onlar yerlerinde sayarken Eskişehirspor yükseldi.

Sezon başından bu yana yerleştiği ligin dibinden kurtuldu.

Artık altında bir takım var.

O da Boluspor…

Haftayı puansız kapattı.

Eskişehirspor’un yerine ligin dibine yerleşti.

Umarız bir daha çıkamaz…

Eskişehirspor’un öncelikli hedefi olan iki takım daha var.

Onlar da Adanaspor ve Osmanlıspor…

Her ikisi de haftayı puansız kapattı.

17 puanda kaldılar.

Hala Eskişehirspor’un üzerindeler.

Ancak aradaki mesafe çok kısa…

Sadece 1 puanlık bir üstünlükleri var.

Onca puan farkı kapandıktan sonra 1 puanlık fark da kapanır.

Sezonun ikinci yarısı ile birlikte kurtuluş, her hafta biraz daha yaklaştı.

Şimdi çok daha yakın…

Geride kalan hafta için “harika bir hafta” demek yanlış olmaz…

Kazandırdıkları saymakla bitirilemeyecek kadar çok.

Sezon başlangıcını bin anımsayalım…

9 puanlık ağır bir ceza… Yönetim zafiyetinden kaynaklanan sıkıntılar… Başkan ve teknik ekip arasındaki çekişme… Üst üste yapılan kongreler… Ve daha neler…

Ne kadar olumsuzluk varsa üst üste eklendi.

Doğal olarak küme düşmeye kesin gözle bakılır oldu.

O günlerden bugünlere…

“Mucizeden öte bir şey” gibi görünen kurtuluş artık bir adımlık bir mesafede…

Bugün gelinen noktayı dün ile kıyaslamak olanaksız…

Her şey çok daha güzel…

Bunu korumak ve geliştirmek gerek…

Bu konuda Başkan Mustafa Akgören ve arkadaşlarına söylenecek fazla bir söz yok.

Üzerlerine düşeni fazlasıyla yapıyorlar.

Bugünlere gelişteki payları çok büyük…

Aynı şekilde teknik ekip için de söylenecek söz yok.

Göreve geldikleri günden bu yana tek yenilgi bile yok.

İkinci yarı oynanan 4 maçtan 3’ü kazanıldı, birisinde de puanlar paylaşıldı.

“Bizim çocuklar” olarak da tanımlanan genç futbolcular için “helal olsun onlara” dışında ne söylenebilir ki?

Takdire layık bir mücadele sergiliyorlar.

Para pul düşünmeden canla başla savaşıyorlar.

Uzun sözün kısası yönetim, teknik kadro ve futbolcular üzerlerini düşeni fazlasıyla yapıyorlar.

Takımı karanlık günlerden çıkartıp kurtuluşu bir adımlık mesafeye kadar yaklaştırdılar.

Bundan sonra da gerekeni yapacaklardır.

Ancak desteğe gereksinimleri var.

“Manevi destek” konusunda bir sıkıntı yok.

Taraftarlar fazlasıyla sağlıyorlar.

Maddi destek gerekiyor.

Bu gereksinimi karşılayabilecekler de belli…

İsimlerini sıralamaya gerek yok.

Kendilerini çok iyi biliyorlar.

Bugüne kadar destek vermemelerinin “haklı” gerekçeleri olabilir.

Artık öyle bir şey yok.

Kurtuluş mücadelesi veren Eskişehirspor’a destek vermemenin hiçbir gerekçesi olamaz…

Tam aksine destek vermeyi gerektiren yanlar saymakla bitirilemeyecek kadar çok.

Haydi beyler… Eskişehirspor için görev başına… Sahip çıkın şu takımada bir adımlık mesafede durun kurtuluşa ulaşılsın…