Büyükşehir Belediyesi ESKİ Genel Müdürlüğü bünyesindeki Abone İşleri Daire Başkanlığı çalışanlarının işleri çok yoğun…

Yoğunluğun nedeni, “yeni abone çokluğu” falan değil…

Nedeni için “iş bilmezlik” ya da “görev ihmali” denilebilir.

Yanlış anlaşılmasın, “iş bilmezlik” ya da “görev ihmali”, Abone İşleri Daire Başkanlığı çalışanları için geçerli değil…

Oluşan iş yoğunluğunda onların en küçük bir payları yok.

Olayın sorumluları belli…

ESKİ Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan Elektronik Kartlı Sayaç Müdürlüğü’nün başında bulunanlar.

Bozuldukları için sökülen sayaçlar, onarıldıktan sonra aylarca takılmadı.

Raflarda yığılıp kaldılar.

Sayıları öyle az uz değil… 10 binin üzerine çıktı.

Gazeteniz ŞEHİR, “skandal” olarak da tanımlanabilecek olayı kamuoyuna duyurdu.

Haberimiz üzerine Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen olaya el koydu.

Müdürlük yetkililerin fırçalayıp “bu sayaçlar yeni yıla kadar takılacak” talimatı verdi.

Atılan fırça işe yaradı.

Yapılması gerektiği halde yapılmayanlar yapılmaya başlayıverdi.

“Size 5 dakika bile fazla mesai yok” denilen personele her gün fazla mesai yaptırıldı.

Dahası Cumartesi ve Pazar günlerini kapsayan “hafta izni” bile kaldırıldı.

Böylesi bir çalışma ile raflarda sayaç falan kalmadı.

Onarıldıkları halde aylarca raflarda bekletilen sayaçların büyük bölümü söküldükleri yerler takıldı.

Takım işleminden sonra “tahsilat” başladı.

Aboneler, “sayaç onarım bedeli” ile akıllı sayacın olmadığı sürede kullandıkları suyun bedelini ödemek için Abone İşleri Daire Başkanlığı’na akın etti.

Oluşan kuyruklar oldukça uzun…

Kurumdan Yunus Emre Halk Çarşısı’na, oradan sokağa taştı.

Elektronik Kartlı Sayaç Şube Müdürlüğü’nün başında bulunanların neden olduğu bu yığılmanın yükü de Abone İşleri Daire Başkanlığı çalışanlarının omuzlarına yüklendi.

Yük oldukça ağır…

Ağırlaşan yalnızca yük olsa neyse…

Koşullar da malum…

Korona virüs iyice azgınlaşmış durumda…

Yayılmadığı yer kalmadı.

Onun için çalışanların yükü ağırlaşırken korona virüse yakalanma riskleri de büyüdü.

Abone İşleri Müdürlüğü yetkilileri tarafından alınmış “ekstra önlem” falan yok.

Tam aksi uygulamalar var.

Çalışanlar ile vatandaşlar arasında mesafe oluşturan bankolar kaldırıldı.

Sürekli “sosyal mesafe” uyarıları yapılırken “mesafesiz çalışma ortamı” yaratıldı.

Hani “herkes gider Mersin’e onlar gider tersine” deni ya o hesap…

“Esnek çalışma” falan da söz konusu değil…

Söylenecek daha çok şey var.

Ancak, riskli çalışma ortamını ŞEHİR Gazetesi olarak daha önce de kamuoyuna duyurduk.

Yetkililerini uyararak “yapmayın beyler, salgın var” dedik.

Onunu için sözü daha fazla uzatmaya gerek yok.

Uzun sözün kısası, Abone İşleri Çalışanları riskli bir ortamda ağır iş yükü altında perişan oluyorlar.

Yalnız bu tamamı için geçerli değil…

Aralarında “özel” olanlar var.

“Ayrıcalıklı muamele” görüyorlar.

KİM BU PERSONEL

BAKIŞ sütunlarında yer verdiğimiz fotoğrafta görülen araç, Abone İşleri Daire Başkanlığı’na ait…

Görüntülendiği yer Millet Caddesi’nde bulunan bir binanın önü…

“İş için bir ekip götürmüş” değil…

Yine fotoğrafta araca binerken görüntülenen bayanı almaya gitmiş.

Oradan alıp Abone İşleri Daire Başkanlığı’na getirecek.

Bu “bir defaya mahsus bir şey” değil…

Söylenilenlere bakılırsa o araç “o bayanın makam aracı olmuş” gibi…

“Sabah evinden alınıp daireye getiriyor, mesai bitiminde de daireden alıp evine götürüyor” imiş…

Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kesin talimatı var.

Daire başkanlarının bile “makam aracı” kullanmamaları gerekiyor.

Kaldı ki, o aracı “makam aracı” gibi kullanan bayan, Abone İşleri Daire Başkanı olamaz… Daire Başkanı kadın değil erkek…

O zaman kimdir ve Abone İşleri Daire Başkanlığı’ndaki görevi nedir?

Daha da önemlisi, Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kesin talimatına rağmen, bir çalışana kim ve neden “makam aracı” gibi araç tahsisi yapıyor?

“Ailevi yakınlık” mı yoksa bu ayrıcalığı sağlayan?

Sorulara yanıt verilir mi bilemeyiz.

Ortada ciddi bir “ayırımcılık” var.

Kurum çalışanları riskli bir ortamda, ağır iş yükü altında perişan olurken, bir “özel” çalışana böyle “ayrıcalık” sağlanması olacak şey değil…

Böylesi ayrıcalıkların olduğu bir kurumda huzurlu çalışma olur mu?

Elbette ki olmaz…

Abone İşleri Daire Başkanlığı’nda da huzur falan yok.

Kurum yöneticilerin daha önce seslenmiş ve “yapmayın beyler, salgın var” demiştik ya…

Şimdi bir kez daha seslenelim…

“Yapmayın beyler, diğer çalışanların da canı var:”