Öğrencilerin bu çıkışı, alanın en önemli meslek örgütlerinden biri olan Özel Eğitimciler Derneği (ÖZDER) tarafından da destekleniyor. Dernek, yıllardır “sertifika ve alan değişikliğiyle özel eğitim öğretmeni olunamaz” diyerek hem basın açıklamaları hem de hukuki mücadelelerle bu uygulamalara karşı duruş sergiliyor.
“Özel eğitim geçici çözümlerle sürdürülemez”
Hazırlanan videoda yer alan mesajlarda, özel eğitim gibi sabır, bilgi, sevgi ve uzmanlık gerektiren bir alanda niteliksiz görevlendirmelerin öğrenciler, aileler ve meslek açısından ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekildi. Öğrenciler, bu alanda çalışacak öğretmenlerin yalnızca gönüllülükle değil, aynı zamanda lisans düzeyinde, uygulamalı ve kapsamlı bir eğitimle yetişmesi gerektiğini vurguladı.
Genç öğretmen adaylarından akademisyenlere çağrı
Öğrenciler ayrıca tüm üniversitelerdeki özel eğitim bölümü akademisyenlerine seslenerek, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından zaman zaman açılan 540 saatlik sertifika programlarında görev almamaları yönünde çağrıda bulundu. Bu çağrıda, “Sertifika programlarına akademik destek vermek, alandaki nitelik sorunlarını derinleştirir. Bu kurslarda yer almamanız, hem mesleki etik açısından hem de özel gereksinimli bireylerin hakkı adına güçlü bir duruştur” denildi.
“Bu alan sadece bir meslek değil, vicdani bir sorumluluk”
Öğretmen adayları mesajlarını şöyle noktaladı:
“Bizler, özel eğitimi bir kariyer yolu olarak değil, toplumsal sorumluluk ve vicdani bir görev olarak görüyoruz. Alanın itibarını korumak, yalnızca öğrencilerin değil, ülkemizin geleceği açısından da büyük önem taşıyor. Bu nedenle, siz kıymetli akademisyenlerimizin bu yolda bizimle birlikte, omuz omuza olmasını bekliyoruz. Özel eğitimin geleceği hepimizin elinde.”
Akademisyenlerden ve meslek örgütlerinden gelen desteklerle birlikte bu genç çağrı, özel eğitim alanında nitelikli öğretmenliğin korunması adına önemli bir adım olarak görülüyor.