Kılıç, CHP Eskişehir İl Başkanlığında yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi, “19 Mart darbesine karşı partimizin öncülüğünde yürüttüğümüz mücadele yaz boyu hayatın her alanında, ülkemizin dört bir yanında sürüyor.Bugün saha çalışmalarımız kapsamında, benim de memleketim olan Eskişehir’e gelmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. İstanbul Milletvekilimiz Nimet Özdemir, Parti Meclisi Üyelerimiz Berkay Gezgin ve Burcu Mazıcıoğlu ve YDK üyemiz Deniz Çakır ile birlikte buradayız. Eskişehir örgütümüzle birlikte sahada olacağız. Diğer yol arkadaşlarımız da Türkiye’nin dört bir yanında sahadalar.

Bugüne kadar Eskişehir’e sayısız kez geldik. Çalışma yaptık ama bu ziyaret farklı… Daha buruk, daha acı, daha eksik. Çünkü bu kent de dünden eksik. Geçtiğimiz ay yaşadığımız büyük yangında ciğerimiz olan ormanlarımızı kaybettik. Binlerce canımızı yitirdik, ekolojik sistem çöktü. En acısı, ormanlarımızı savunmak için mücadele eden 10 emekçimizi kaybettik. O gün oraya gerekli önlemler alınmadan gönderildikleri söylendi. Teçhizatları eksikti. 10 kişi gözlerimizin önünde diri diri yandı. Bir tek sorumlu bulunmadı, bir tek yetkili istifa etmedi. Aradan bir ay geçti, hâlâ ortada bir iddianame bile yok!

Sonra çıkıp “küresel ısınma” diyorlar. Peki 10 canımızın yanarak ölümü de mi küresel ısınma? Eskişehir topraklarının %81’inin madenlere peşkeş çekilmesi de mi küresel ısınma? Biz biliyoruz ki bu ölümler kader değil; liyakatsiz atamaların, partizan kadrolaşmanın, kamu yönetimindeki çürümenin ve rant hırsının sonucudur.

Bugün Türkiye’de devletin boş bıraktığı alanı yıllardır yerel yönetimler dolduruyor.

Eskişehir’de de, başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere ilçe belediyelerimizle birlikte gerçekleştirdiği sosyal belediyecilik anlayışı bunun en güzel örneğidir.

– Kadın odaklı politikalar,
– Sivil katılım,
– Atık yönetimi,
– Raylı sistemler…

Ve en önemlisi: emeklinin çayı, öğrencinin yurdu, çocuğun kreşi, kadının emeği, yoksulun sofrası yerel yönetimlerimiz sayesinde var!

İşte korktukları tam da budur.

Halkı açlığa mahkûm ederken halkın yanında olan yerel yönetimlerimizdir.

Eğitimi cemaat ve tarikatlara terk ederken çocukları koruyan yerel yönetimlerimizdir. Emekliyi sefalet ücretine mahkûm ederken sofraları büyüten yerel yönetimlerimizdir.

Kadını yok sayarken, kadının emeğini ayağa kaldıran yerel yönetimlerimizdir.

O yüzden 19 Mart darbesi yapıldı. O yüzden darbe hız kesmeden devam ediyor. Ama biz yılmayacağız!

Çiftçinin ürününün değerinde satılması için, ormanı yanan köylünün hakkı için, gençlerin barınma sorunu çözülene kadar, kadınların özgürlüğü, emekçilerin hakkı için, Eskişehir’in ölüm yolları Seyitgazi ve Alpu’da canlar yitirilmesin diye, kentsel dönüşümde halkın talepleri duyulsun diye mücadele etmeye devam edeceğiz. Bakın; bugün üniversite yerleştirme sonuçları açıklandı. Eskişehir’imize yaklaşık 100 bin yeni öğrenci daha gelecek. Ancak bu kentin yurt kapasitesi sadece 16 bin!

Yani on binlerce öğrencimiz daha eğitim hayatına barınma kaygısıyla başlayacak. Aileler kara kara düşünüyor; gençler daha üniversiteye adım atmadan umutsuzlukla karşı karşıya bırakılıyor.

Bir üniversite kentinde gençleri barınma sorunuyla baş başa bırakmak, yalnızca bir ihmal değil; aynı zamanda gençliğe karşı bir haksızlıktır. Biz diyoruz ki: öğrencilerin geleceği tarikat yurtlarına teslim edilemez! Devlet, gençlere güvenli, sağlıklı ve ücretsiz barınma imkânı sunmak zorundadır!

Gençler bu ülkenin umududur. Biz onların yanında, haklarının takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Ve son olarak, Eskişehir’in gururu Eskişehirspor’a da selam olsun! Eskişehirspor’a sahip çıkmak bu kentin kültürüne, hafızasına, gençlerine sahip çıkmaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi demek umut demektir, demokrasi demektir, özgürlük demektir.

CHP demek bereket, refah ve huzurdur. Darbenin, baskının, karanlığın karşısında halkın aydınlığıdır.

Biliyoruz ki iktidarın karanlığı CHP’nin aydınlığına yenilecek, onların despotluğu bizim adaletimize yenilecek. Kısa çöp, uzun çöpten hakkını alacak”

Geçim yok, demokrasi yok, seçim var!

CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz ise, “19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun hukuksuz bir şekilde tutuklanmasıyla başlayan baskı süreci, yalnızca bir kişiye değil, doğrudan halkın iradesine, demokrasiye ve Cumhuriyetimize yönelmiş bir darbe girişimidir. Bu baskıcı zihniyet, sandıkta kazanamadığını hukuksuzlukla elde etmeye çalışmaktadır.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, bu karanlık ve antidemokratik düzene asla boyun eğmedik, eğmeyeceğiz! Partimiz, gece gündüz, yağmur çamur demeden sokaktadır; yurttaşlarımızla yan yana, omuz omuzadır. Fabrika önlerinde, köy meydanlarında, kampüslerde, pazar yerlerinde, mahalle aralarında halkımızla buluşuyor, onların dertlerini dinliyor, umutlarını ve mücadelelerini büyütüyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu ülkenin gerçek sahibi halktır, bu ülkenin geleceği örgütlü halkın ellerindedir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tatile girmesiyle birlikte, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri ve genel merkez yöneticileri de çalışmalarını masa başında değil, halkın tam kalbinde sürdürmektedir. Yurdun dört bir yanında, köyden kente, fabrikadan üniversiteye, pazar yerinden mahalle arasına kadar her noktada halkımızla buluşmakta, yurttaşlarımızla aynı sofraya oturmakta, aynı meydanda ses yükseltmektedir. Bugün örgütlerimizle birlikte, milletvekillerimiz ve genel merkez yöneticilerimiz, her gün sokaktadır, her gün halkımızın yanındadır. Bu buluşmalarda yurttaşlarımızın sesi tek bir cümlede birleşmektedir:

Geçim yok, demokrasi yok, seçim var!

Bugün milyonlarca yurttaşımız ağır ekonomik krizle, hayat pahalılığıyla, işsizlikle, umutsuzlukla mücadele ederken; iktidar halkın bu sorunlarını çözmek yerine baskıyı, tehdidi ve sindirmeyi tercih etmektedir. Ama unutulmasın ki Cumhuriyet Halk Partisi, hiçbir baskıya, hiçbir tehdide boyun eğmeyecek, halkın iradesini savunmaktan bir an olsun geri adım atmayacaktır.

Bizler, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” ilkesini iliklerimize kadar hissederek yol yürüyoruz. Cumhuriyetimizi, demokrasimizi, emeğimizi, özgürlüğümüzü savunmak için mücadeleyi büyütüyoruz. Bugün buradan bir kez daha ilan ediyoruz:

Ne karanlığa teslim olacağız, ne de hukuksuzluğa susacağız!

Halkın iradesi gasp edilemez!

Cumhuriyet Halk Partisi dimdik ayaktadır, halkıyla omuz omuzadır”

Muhabir: Fatih Arduç