Ertürk açıklamasnda şu ifadelere yer verdi, “Son günlerde Sakarya’dan Bilecik’e, bugün de Eskişehir’imizin kapısına kadar gelen orman yangınları sadece ağaçları değil, nefesimizi, suyumuzu, toprağımızı yutuyor. Yanan her dalın, kaçan her canlının feryadı bize şunu haykırıyor: Doğa bugün yalnızca bizler için değil, bizden sonraki nesiller için de korunması gereken ortak yuvamızdır.
20 Temmuz’da Sakarya’nın Geyve ilçesinde başlayan orman yangını rüzgârın etkisiyle Bilecik’e, Bozüyük güzergâhına kadar yayıldı; köyler tahliye edildi, yollar kapandı. Bu yangının dumanı Eskişehir’e ulaştı; küller, is kokusu evlerimize kadar girdi. Bu acı koku ciğerlerimizi yaktı; yangının büyüklüğünü, hepimizin ortak yarasını gösterdi. Dün de Seyitgazi ilçemizin yakınlarında meydana gelen orman yangını haberleriyle sarsıldık. Ekiplerimiz havadan ve karadan yoğun bir çalışma ile mücadele ederek yangını söndürmek için üstün gayret gösterdi. Ancak artık güzel ülkemizde her yıl bu şekilde yüzlerce yangın çıkması, iklim değişikliğinin korkunç etkisini en yakından yaşadığımızın göstergesidir. Üstüne üstlük toplumumuzun büyük bir kesiminde “yanan ormanların yeri imara açılacak” düşüncesi hâkim. Halkımızın bu kaygısı giderilmelidir.
Biz DEVA Partisi Eskişehir İl Başkanlığı olarak buradayız ve net bir çağrı yapıyoruz: Yanan alanlar imara açılmayacak; bir çivi dahi çakılmayacak! O alanlar rantın değil, bilimin ve vicdanın rehberliğinde yeniden yeşerecek.
Doğa ve çevre bugün sadece bizim değil, bizden sonraki kuşakların da hakkıdır. Sürdürülebilir bir Türkiye, yeşil bir Türkiye hedefiyle hareket ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki bugün Eskişehir’in üzerinde dolaşan duman, yarın tüm ekolojimizive geleceğimizi karartabilir”
Errürk açıklamasına çağrıları olduğunu belirterek şu sözlerle devam etti;
* En küçük bir kıvılcımı bile ciddiye alalım; sigara izmariti, piknik ateşi, anız yakma… hepsi büyük felaketlerin başlangıcı olabilir.
* Şüpheli durumlarda 112’yi aramaktan çekinmeyelim.
* Yangın önleme konusunda erken uyarı sistemleri kurulsun; orman köylerine gerekli destekler sağlansın.
* Toplumun kaygısı giderilsin; yanan alanlar imara, madenciliğe, ranta kapalı tutulsun. Bu konuda Meclis’te yasal düzenleme yapılsın.
Yangınlarla mücadele eden orman işçilerimize, itfaiyecilere, AFAD personeline, jandarmaya, belediye ekiplerine ve gönüllülerimize minnettarız. Onların emeğini boşa çıkarmamak için hep birlikte sorumluluk alacağız.Yeşil vatanı korumak siyaset üstü bir görevdir. Bugün yangınlarla mücadele, yarın nefes alma hakkımızdır. Biz üzerimize düşeni yapacağız; doğanın sesi, gelecek kuşakların nefesi olmaya devam edeceğiz.
