Eskişehir Özel Gürlife Hastanesi’nden Op. Dr. Alper Hacıoğlu, Hemoroid’in anüs (makat) bölgesindeki toplar damarların genişlemesi olduğunu söylerken “Bu sıkıntılı durum iyi tedavi edilmediğinde makat bölgesindeki dokularda çürüme ve şiddetli enfeksiyona doğru ilerleyerek çok daha ciddi durumlara yol açabilir” diye konuştu. Hemoroid’in belirtilerine değinen Hacıoğlu, “Makatta hemoroid başladığında öncelikle makatta dışkılama sırasında ve sonrasında ağrı, akıntı, sertlik ve kanama görebiliriz.Hemoroid iç hemoroid ve dış hemoroid olmak üzere temel olarak iki hastalığa ayrılır. Bu ayırım hemoroidin kaynaklandığı yere göre yapılır. Kalın bağırsağın rektum adı verilen büyük abdestin depolandığı yerin makata yakın son kısmında kalın barsak dokuları makat derisi dokularına doğru şekil değiştirir. Bu noktaya tıbbi olarak ‘’dentate line’’ denir. Bu kısmın daha üzerinden kaynaklanan hemoroidlere iç, bu noktanın altından kaynaklananlara dış hemoroid ismi verilir. Dış hemoroidler nispeten daha nadir görülür. Genellikle uzun süre ayakta kalan veya oturan hastalarda hemoroid damarının içinde kan pıhtısı oluşumu ile kendini belli eder. Bu durumda şiddetli ağrı ve yuvarlak şişlik meydana gelir. Çok nadiren kanama yapabilir. İç hemoroidler ise nadiren pıhtılaşır, ancak ağrı ve kanama yapabilirler” dedi.

“Kliniğimizde 7 yıl içerisinde 400’den fazla lazer işlemi yapıldı”

Hemoroid’in tedavisi hakkında da bilgi veren Op. Dr. Alper Hacıoğlu, “Hemoroidlerin tedavisi saptandıkları evrelere göre değişir. Genellikle Evre I ve II hemoroidlerde yaşam tarzı değişikliği, kabızlık ve aşırı ıkınmanın engellenmesi, gerektiğinde ilaç tedavisi ile hemoroidler kontrol altında tutulmaya çalışılır. Yaşam tarzı değişikliği ve ilaç tedavisi Evre I ve II hemoroidlerde genellikle etkilidir, ancak zamanla tekrarlama görülebilir. İlaç tedavisi ile tam olarak düzelmeyen ve/veya Evre III’e ilerleyen hastalara daha farklı girişimsel işlemler yapmak gereklidir.  Bunlar arasında skleroterapi, lastik band ligasyonu gibi seçenekler mevcuttur. Bu yöntemlerin etkisi geçicidir ve tekrarlama oranları yüksektir. Standart hemoroid ameliyatlarının tekrarlama ihtimali daha düşüktür, ancak ileri derecede ağrılı olmaları, iyileşme süresinin uzun olması ve makatta darlık, büyük abdest tutamama veya sürekli makatta ıslanma gibi ciddi yan etkileri nedeniyle ancak çaresiz kalındığında başvurulması gereken yöntemlerdir. Son yıllarda standart ameliyata yakın etkinliği olan, tekrarlama oranları da düşük olan bir yöntem daha geliştirildi. Lazer ile hemoroid dokularının yakılarak küçültülmesi ve yakılan dokuların büzüşerek iyileşmesi neticesinde hemoroidler normal anatomik bölgesine ve düzeyine kesme ve dikme olmadan dönmektedir. Kesme ve dikme işlemleri olmadığı için hastalarda çok az ağrı olur, hasta aynı gün evine gidebilmekte ve 3-7 gün içerisinde normal hayatına dönebilmektedir.  Hemoroid tedavisinde kullanılan lazer dahil tüm bu yöntemler kliniğimizde ve anlaşmalı olduğumuz hastanelerde hastalarımızın durumuna ve evresine uygun bir şekilde tarafımızdan başarıyla uygulanmaktadır. Kliniğimizde 7 yıl içerisinde 400’den fazla lazer ve 100’den fazla hemoroid arter ligasyonu işlemi yapılmıştır” diye konuştu. 

Kaynak: Haber Merkezi