Şehir yönetimi vizyon ister
ASKON Eskişehir tarafından yapılan açıklamada Eskişehir’de yapımına başlanan bisiklet yolları ile ilgili şu ifadelere yer verildi, “Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen bisiklet yolu projesi, kent içi ulaşımı dönüştürme iddiası taşıyor olabilir. Ancak daha ilk etaptaki uygulamalar bile, bu vizyonun istişareden uzak, teknik bütünlükten kopuk ve şehir ekonomisini doğrudan etkileme potansiyeli taşıdığını göstermektedir. ASKON Eskişehir olarak çevreci ulaşım biçimlerinin desteklenmesini elbette önemsiyoruz. Ancak bu destek, başka ulaşım türlerini cezalandırarak, esnafı mağdur ederek ve şehir içi lojistiği aksatarak verilmemelidir. Şehir yönetimi vizyon ister; ama o vizyon, şehrin dinamikleriyle uyumlu, halkla birlikte yürütülen bir sürece dayanmalıdır. Projenin başlangıç noktası olarak seçilen bölgede yaşananlar göstermektedir ki, benzer uygulamalar esnafın yoğun olduğu, kritik ticaret arterlerine genişletildiğinde; teslimat gecikmeleri, müşteri kayıpları ve araç parkı krizleri gibi sorunlar kaçınılmaz olacaktır. Bu, sadece bireysel sürücüler değil, doğrudan şehirde katma değer üreten ekonomik aktörler için de ciddi bir tehdit haline gelecektir”
Uzun ömürlü olamaz
Ayrıca şehrin iklimi de göz ardı edilmektedir. Yılın 8 ayı soğuk geçen bir şehirde, bisikletli ulaşımı merkezî ulaşım politikası haline getirmek, ancak alternatifler eş zamanlı geliştirilirse mümkündür. Isıtmasız yollar, yetersiz altyapı ve kar-yağmur gibi doğrudan etkileyen koşullar dikkate alınmadan atılan adımlar, uzun ömürlü olamaz. Şehir düz bir yapıya sahip olsa da araç yoğunluğu ve yolların darlığı gibi yapısal sınırlamalar da önemli bir gerçekliktir. Şehir merkezinde bisiklet yolu için ayrılacak her metre, ciddi bir trafik baskısı oluşturmakta; toplu taşıma, ambulans ve ticari araçlar için de aksamalara zemin hazırlayabilecektir. Ulaşımda başarı; yalnızca bir ulaşım modelini öne çıkarmakla değil, teşvik ve caydırıcılığı dengeli şekilde kurgulamakla mümkündür. Eskişehir özelinde ise, henüz hiçbir teşvik mekanizması devreye sokulmadan, caydırıcı adımlar atılmaktadır: otopark alanlarının daraltılması, yol şeritlerinin azaltılması, alternatif düzenleme olmaksızın planlama yapılması gibi… Bu tarz bir dengesizlik, toplumsal tepkiyi büyütür. Ulaşım adaleti sağlanmadan caydırıcılık öne çıkarılırsa, sosyal direnç kaçınılmaz olur. Ayrıca bir şehirde otomobili tamamen düşmanlaştırmak yerine, ulaşım ekosisteminin dengeli yönetimi esastır. Çünkü Eskişehir’de esnaf, çocuklu aileler, yaşlılar, engelliler veya şehir dışı çalışanlar için otomobil hâlâ bir zorunluluktur. Bu gruplar görmezden gelinerek yapılan her dönüşüm, adil değil, tepeden inmeci bir uygulamaya dönüşür.
Konya örneği: Entegrasyonun akılcı bir modeli
Bisikletli ulaşım şehir merkezinde mümkün kılınmak isteniyorsa, Konya’daki gibi entegre ve kullanıcı dostu çözümler dikkate alınmalıdır. Konya’da toplu taşıma sistemine entegre edilen bisiklet tramvayları, hem soğuk havalarda bisiklet kullanımını kolaylaştırmakta, hem de şehir merkezindeki dar yollarda ayrıca bisiklet yolu açma ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır. Böylece hem ulaşım kolaylaşmakta hem de şehir içi ticari akış zarar görmemektedir. Ayrıca bu sistem, bisiklet kullanımını yalnızca yaz aylarına sıkıştırmadan, dört mevsim erişilebilir hale getirerek teşviki de artırmaktadır. Kullanıcılar bisikletleriyle duraktan tramvaya binerek işlerini halledebilmekte, dönüşte tekrar tramvayı kullanarak ulaşımlarını konforlu şekilde tamamlayabilmektedir. Bu tür çözümler hem çevreci ulaşımı destekler hem de vatandaşın günlük yaşamına pratiklik kazandırır.
Bu çağrımız siyasi değil…
Belediye yönetimi, şehirde bisiklet yollarını artırmayı hedeflerken, toplu taşıma entegrasyonunu, otopark çözümlerini, esnafın ayakta kalmasını ve şehir içi mobilitenin dengesini birlikte gözetmelidir. Aksi takdirde yapılacak her kilometre bisiklet yolu, kamuoyu nezdinde bir hizmetten çok bir dayatma olarak algılanacaktır. ASKON Eskişehir olarak bir kez daha ifade ediyoruz, şehir planlaması, ekonomik sürdürülebilirlik, katılımcı yönetim ve teknik gerçeklikle birlikte yapılmalıdır. Bu çağrımız, siyasi değil; şehrimize ve esnafımıza duyduğumuz sorumluluğun bir gereğidir. Eskişehir’de ulaşımda dönüşüm kaçınılmaz; ancak bu dönüşüm, ekonomik yıkıma dönüşmemelidir”