Koca bir yıl daha geride kaldı.

Adettendir… Her yılın sonunda geriye dönülüp bakılır.

2020 yılı hiç de geriye dönülüp bakılacak bir yıl değil…

Bakıldığında karşılaşılan tablonun rengi kara ki ne kara…

Bir önceki yıldan devir olan sorunlardan çözüme kavuşanı yok.

Tüm sorunlar, daha da büyümüş olarak varlıklarını sürdürüyorlar.

Ekonomi, bir önceki yıldan daha kötü…

Toplumda, bir önceki yıldaki konumunu koruyabilenlerin sayısı “yok” denilecek kadar az… Hemen herkes bir yıl öncesindeki ekonomik gücünden kayıplara uğradı.

Elbette ki, çalışanların ve küçük esnafın kayıpları çok daha büyük.

“2020’de hızlı bir yoksullaşma süreci yaşandı” tespitinde bulunmak hiç de yanlış olmaz.

Geride kalan yıla damgasını vuran bir başka olumsuzluk da “doğal afetler” ile gelen felaketler.

Yılın başlangıcından bitimine kadar depremler birbirlerini izledi.

Çok sayıda insan enkaz altında can verdi.

Felaketleri yaralı olarak atlatanların sayısı da oldukça fazla…

Çok sayıda insan da başını sokacak evden mahrum kaldı.

Kısacası depremle gelen felaketler yürekleri dağladı.

Deprem gibi sel felaketleri de sıkça yaşandı.

Çok sayıda insan sel sularına kapılıp yaşamını yitirdi.

Çok sayıda yerleşim biriminde evler oturulamaz hale geldi.

“Felaket felaketi izledi” dense yeridir.

Hepsinin yarattığı üzüntü büyük…

Ancak, 2020 yılında tüm olumsuzlukları gölgede bırakan bir başka şey var.

O da korona virüs belası…

2020 yılının hemen başlarında tüm dünyanın başına tebelleş oldu.

Hala da defedilemedi.

Dünya genelinde yarattığı kayıplar çok büyük.

Türkiye’de de durum çok farklı değil…

Binlerce insan korona virüs belası nedeniyle yaşamını yitirdi.

Can kayıpları hala da devam ediyor.

Hızla yayılan virüs “normal yaşam” diye bir şey bırakmadı.

“Kısıtlamaların gölgesinde” bir yaşam söz konusu…

Topluma açık yerler olarak tanımlanan sosyal mekanların açık kaldığı süre çok az…

Yılın büyük bölümünü kapalı olarak geçirdiler.

Bundan etkilenen insan sayısı çok fazla…

Tam kapanmayan işyerlerinin durumu da pek iç açıcı değil…

Varlıklarını sürdürmekte zorlanıyorlar.

Büyük bölümü “tükenme” noktasına gelmiş durumda…

Korona virüs belasının hasarları saymakla bitirilemeyecek kadar çok.

Gerçekten korkunç bir bela…

Tüm olumsuzlukları gölgede bıraktı.

İnsanlar aylardır tam anlamıyla “can derdine düşmüş” haldeler.

Bu büyük bela ile çok net olarak anlaşıldı ki sağlıktan daha önemli hiçbir şey yok.

Umarız ki, anlaması gerekenler de anlamıştır.

Geride kalan yıla dönülüp bakıldığında özlemle anılacak bir gün bulmak olanaksız…

Baştan sona olumsuzluklar ile dolu bir yıl…

Bugün bitiyor.

“İyi ki bitiyor” dememek elde değil…

Umarız, yıl boyunca yaşanan olumsuzluklar, en önemlisi de korona virüs belası da yıl gibi biter gider.

Şimdi yeni bir yıl başlıyor.

Geride kalan yıla bakınca, gelen yıla ümitle bakmak çok zor…

“Gelen gideni aratır” diye bir söz var.

Ne yazık ki, hep doğrulandı.

2020 yılı, kendisinden önceki “kötü” denilen yılı tam anlamıyla mumla arattı.

Umarız ki, “gelen gideni aratır” sözü bu kez olsun doğrulanmasın…

2021 yılı, “iyi ki bitti” denilecek 2020’yi aratmayacak bir yıl olsun…

Koşullar çok kötü…

Hangi alana bakılırsa bakılsın insanın içini derin endişe kaplıyor.

Ama her yeni yıl “yeni bir başlangıç” sayılır.

Umarız ki, 2021 yılı da güzel geleceğin başlangıcı olur.

Bu düşüncelerle tüm okurlarımızın yeni yılını kutlar, korona virüsten uzak sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yıl dileriz…