Korona virüs belası iyiden iyiye azgınlaştı.

Ulaşmadığı yer yok.

En fazla etkili olduğu illerden birisi Eskişehir…

Oluşan tablo ürkütücü…

“Vaka” haberlerinin ardı arkası kesilmiyor.

İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge, korona virüsle mücadelede “yükü en ağır” yöneticilerden birisi…

“7 gün 24 saat” mücadelenin içerisinde…

Sonunda o da korona virüse yakalandı.

Şehir Hastanesi’nin durumu malum…

Yükü alabildiğine ağır…

Çalışanları için “nefes alamaz durumdalar” dense yeridir.

Başhekimi Yaşar Bildirici de korona virüse yakalandı.

Yunus Emre Esnaf Kefalet Kooperatifi’nin kapısına kilit vuruldu.

Nedeni korona belası…

Bir çalışanının testi pozitif çıktı.

Tüm çalışanlar evlerinde karantinaya çekildiler.

Bunlar, dün kamuoyuna yansıyan bilgiler…

Yansımayan, daha doğrusu da yansıtılmayan vakalar oldukça fazla…

Şu an için “güvenli” denilebilecek hiçbir yer yok.

“Korona virüs her yerde kol geziyor” dense yeridir.

Virüsün hızla yayılmasında etkili olan faktörler oldukça fazla…

En önemlilerinden birisi de “yayıcılar”…

ESOGÜ Tıp Fakültesi uzmanlarının “tehlikeli yayıcı” olarak tanımladıkları iki grup var.

Birisi gençler…

“Yaşım genç, bana bir şey olmaz. Virüse yakalansam bile ayakta atlatırım” algısı hakim…

Bu algıyla sürekli hareket halindeler.

Aralarında kurallara uymayanların sayısı da oldukça fazla…

Uzmanların “tehlikeli yayıcı” olarak tanımladığı ikinci grup da virüs tedavisini tamamlayanlar.

Uzmanlar diyor ki

“Ben geçirdim deyip rahat davranan bir grup da var. Onlar da şu anda çok tehlikeli. Gerçekten virüsün ne zaman enfekte etmeye başladığını ve bu olayın ne zaman bittiğini şu anda belirlememiz mümkün değil. Onlar 'Ben geçirdim' dediklerinde bile hâlâ enfeksiyonu yaymaya devam ediyor olabilirler. Bu konuda da toplumun duyarlı olması ve kurallara uyması lazım. Yani karantina süresi neyse buna mutlaka uymalıdır.”

Uzmanlar böyle demesine diyorlar da dinleyen kim?

65 yaş ve üzerindekiler için “dışarıya çıkma süresi” biraz daha kısaltıldı.

Artık Saat10.00 ile saat 16.00 arasında dışarıya çıkabiliyorlar.

“Önlem” olarak onlar evlerine kapatılıyor.

İyi de, uzmanların “tehlikeli yayıcılar” olarak tanımladığı iki grupta yer alanlar ne olacak?

“Ben ayakta atlatırım” diyen gençler ve “ben virüsü yendim” diyenler dışarıdalar ve sürekli hareket halindeler.

Yanlış algı nedeniyle kurallara da uymuyorlar.

Korona virüsün yayılmasını durdurmak için, asıl uzmanların “tehlikeli yayıcı” dedikleri bu iki grupta yer alanlar için önlem alınması gerekiyor.

Gereken o da ne yazık ki yapılmıyor.

“Önlem” olarak yaşama geçirilen bazı uygulamalar var.

Ne ölçüde uygulandıkları tartışmalı…

Hoş tam olarak uygulansalar ne olacak?

Öylesi uygulamalar ile bu büyük bela ile baş edilemez.

Uzmanlar da bu görüşteler.

Hastanelerin yükü alabildiğine artmış durumda… Açıkça dile getirilmese de yoğun bakım ünitelerindeki doluluk oranı çok yüksek… Yakında “boş yer kalmaması” olasılığı var.

Doktoruyla hemşiresiyle, hasta bakıcısıyla hizmetlisiyle tüm sağlık çalışanları tükenme noktasına gelmiş durumdalar.

Büyük bir özveri ile çalışıyorlar.

Çektikleri çile katlanılır gibi…

“Kahramanlar” demek yetmiyor.

Morallerini yükseltecek destekler vermek ve yüklerini hafifletmek gerek…

Yapılması gereken çok şey var.

Bugüne kadar şu veya bu nedenle yapılmadılar.

Artık gün o gün değil…

Ne yapılması gerekiyorsa hiç vakit geçirmeden yapılmalı.

Yoksa yarın çok geç olabilir.