Ne vakit bir Alpu başlığı görse, eyvah diyesi geliyor insanın…
Kimi arazilerine maden ocağı kurmak ister.
Kimi verimli ovasına sanayi bölgesi kurmak ister.
Kimisi de adı ölüm yoluna çıkan, Alpu Yolunu sadece izler…
Ne çektin be Alpu…
                                                       ***
Yine bir Alpu haberiyle birlikteyiz efendim. Üstelik bedelini sadece Alpu’nun değil topyekün bir şehrin ödeyeceği önemli bir sorunla karşı karşıyayız.
Bundan yaklaşık 2 yıl öncesine gidelim. Alpu yakınlarında Sevinç Mahallesi sınırları içerisinde kalan bir bölgede kömür ocağı kurulmak istenir. Üstelik söz konusu kömür ocağı için ÇED Raporu gerekli değildir kararı verilir. Türkiye’nin sayılı verimli arazi ve su kaynaklarına yapılacak bir kömür ocağı için ne hikmetse Çevre Etki Değerlendirmesi istenmez. Zannedersiniz ki kömür ocağı değil de oyun parkı yapılacak. 
Sözün kısası efendim nihayetinde ortak akıl devreye girer ve Eskişehir’i bir çevre felaketine götürebilecek bu projeye karşı şehrin yöneticileri konsensus sağlarlar. Bu suretle kararı yargıya taşırlar ve söz konusu karar İdare Mahkemesi tarafında iptal edilir. Sonrasında Danıştay da bu kararı onar ve proje için ÇED Raporu düzenlenmesine karar verilir.
                                                        ***
Bizler konunun bu suretle kapandığını düşünürken, gelen haber hemen herkeste soğuk duş etkisi yarattı: ‘Söz konusu bölgede kömür ocağı kurulmasıyla ilgili ÇED Raporu Süreci 20 Ocak’ta başlıyor.’
Eskişehir için telafisi imkansız sonuçlar doğurabilecek bu karara yönelik ilk açıklama Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’den geldi. 
Gelin hep birlikte Büyükerşen’in açıklamasının satır başlarına kulak verelim:
"Böyle bir maden ocağı orta ve uzun vadede şehrimizde dehşet verici sonuçlara sebep olacaktır. Her yıl binlerce ağaç dikerek daha temiz nefes alabilmek, gelecek kuşaklara sağlıkla büyüyecekleri bir Eskişehir bırakmak için çabalıyoruz. Fakat son yıllarda giderek artan bir şekilde kentimizin sınırları içinde kalan bölgelerde madenler açılmaya veya var olan maden sahaları genişletilmeye çalışılıyor. Şayet bu kömür ocağı açılırsa başta Sevinç Mahallesi ve çevresi olmak üzere Organize Sanayi Bölgesi ve şehir merkezi kömür tozu ve partiküllerinin zehri altında kalacaklardır. Böyle bir maden ocağı orta ve uzun vadede şehrimizde dehşet verici sonuçlara sebep olacaktır. Bizler, Eskişehir’imizin en verimli ovalarından olan Alpu Ovamıza, suyumuza ve kente sadece 10 kilometrelik uzaklıkta bulunan bu alana yapılmak istenen kömür ocağı yanlışından dönülmüş olmasını beklerken, ÇED raporu sürecinin 20 Ocak’ta başlayacağını öğrendik ve büyük üzüntü duyduk. Yetkililere bu yanlıştan dönülmesi için hâlâ geç olmadığını hatırlatmak istiyorum. Bu süreç başlamadan son bulsun ve Eskişehir’imizin doğasını, suyunu ve havasını katletmek için bu tür çalışmalar artık gündeme gelmesin. Tüm Eskişehirlileri konuya karşı duyarlı olmaya davet ediyorum! 
                                                                       ***
Sayın Büyükerşen’in açıklamaları bu şekilde. Dediğim gibi bu önemli gelişmeye ilk tepki Yılmaz Büyükerşen’den geldi.
Takdir etmek boynumuzun borcu…
Bununla birlikte konu sadece Yılmaz Büyükerşen’in sorunu değil. Herkesin konuyla ilgili gereken duyarlılığı sonuna kadar göstermesi şart.
Bir çevre felaketine neden olabilecek bu sorun kesinlikle siyaset üstü bir konudur. 
Bu noktada bendeniz de birkaç kelam etmek isterim:
Kömür madenciliği, toprak örtüsünün bozulmasına yol açan, yüzey ve yeraltı suları ile içme suyu kaynaklarını kirleten, su ve toprak habitatlarının bozulmasına etki eden, ayrıca hava kalitesini de olumsuz yönde etkileyen bir faaliyettir. Eskişehir’i bir çevre felaketine götürecek böylesi bir olay karşısında susan kim olursa vebali boynunadır.
Hatırlatmakta fayda var derim: Söz konusu sürecin yanlış olduğunu söylemek ve bu yanlıştan dönülmesini istemek kimseyi Büyükerşen’ci ya da CHP’li yapmaz. 
Yapsa yapsa şehrine karşı duyarlı ve gelecek kuşaklara karşı sorumlu bir insan yapar.
                                                                       ***
Unutmayalım:
Sorun sadece insanlarımızın sağlığı değil…
Börtü böcekten, kuzguna, leyleğe…
Tüm ekolojik sisteme…
Ve yine unutmayalım ki böylesi bir durumda susmak kimseyi masum kılmayacaktır.
                                                                      ***   
Şehir Gazetesi olarak konunun sonuna kadar takipçisi olacağımıza siz değerli okuyucularımıza söz veriyoruz.
Ne diyelim?
‘Balık bilmezse Halik bilir’ diyelim.
Bendeniz yarın yine buradayım.
Beklerim efendim…

GÜNÜN SÖZÜ:
İnsanlar kötülük karşısında kararsız kalmak hakkına sahip değildirler.
MADAY