Alpu Ovası ve sol tarafından kalkanlar…
Bir şeye karşı olmak, kayıtsız şartsız tepki göstermek öteden beri bizim ülkemizde hafif sol tarafından kalkanların işidir. Konumuz bu değil elbette. Köprülerin altından çok sular akmış artık sol tarafından kalkanlarda bazı konularda mantıklı, radikal eylem ve söylemler yerine çözüm önerileri de içeren tekliflerde bulunabiliyorlar.. Geçmişte “İstemüzük” bağnazlığı ile son dönemlere kadar “Yaptırmayız, izin vermeyiz” diyenlerin arasında aslında çok büyük bir fark da yoktur… Hatta, “sen istemezsen isteme ben yapar geçerim” diyenlerde aynı kategoride değerlendirilebilir… Hani bir zamanların ünlü reklamında “Yok birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız” deniyordu ya tıpkı öyle…
Alpu, Beylikova gibi Eskişehir’in tarım alanları aslında çok değerli topraklara sahip olmasına rağmen gelişmişlikten ve çağın imkanlarından yararlanma konusunda pek de nasiplenmemiş iki ilçemizdir. Son yıllarda Alpu ve Beylikova civarı değerlenmeye başladı. Bunun iki sebebi var. Birincisi URAYSİM projesi, bir diğeri de Alpu Ovası civarında Türkiye’nin 50 yılına yetecek kadar linyit yataklarına sahip olduğunun ortaya çıkması…
+++
ÖNEMLİ OLAN YATIRIM DEĞİL…
İki konuyla gündeme gelen Alpu Ovası konusunda yakın gelecekte enerji üreten termik santral projesi ile maden işletmeciliğinin başlayabileceği düşünülüyor. Bu iki projeye ek birde URAYSİM’in faaliyete geçecek olması doğal olarak endişelere sebep oluyor. Hangi açıdan? Çevrecilik açısından. Sadece bu değil elbette sorun olan. Bir de bölgedeki tarım arazilerinin yok alabileceği, tarım ve hayvancılıkla uğraşan bölge insanının gelir kaynaklarının yetersiz kalma ihtimalinden endişe ediliyor… Bu endişeleri duyanlar hiçte haksız değil.
Yapılacak yatırımların kullanılacak teknoloji ile çevre duyarlılığı ve bölge insanının sağlıklı bir biçimde yaşamını sürdürme ve ekonomik getiriden payına düşeni alabilme meselesi de son derece önemli. Peki bu konuda bir güvence söz konusu mu? İşte onu sanmıyorum…
+++
KENT KONSEYİ UYARIYOR
Konuyla ilgili olarak Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy ve Çevre Sağlık Çalışma Grubu Başkanı Selma Güder’in yaptıkları açıklamalar var. Açıklamalarda külliyen “karşıyız” ibaresi yok. Akçasoy diyor ki “Ülkemizde tarım arazilerinin korunması amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulunun “Büyük Ova Koruma Alanı Olarak Belirlenmesine İlişkin Kararı” kapsamına giren ve İç Anadolu’nun zengin ovalarından olan Alpu bölgemizde, insanların temel geçim kaynağı olan hayvancılık ve tarımsal faaliyetlerin sağlıklı devam edebilmesi için gerekli tüm tedbirler alınmalı.”
Güder’de, “Sağlıklı yaşamak her insanın en temel hakkıdır. Eskişehir kent merkezinin ve çevresinin temiz havasının sürdürülebilirliğini hedefleyen farkındalık çalışmaları yaparken, bölgemizde yeni kirlenmelere yol açabilecek uygulamalarda alınması gereken tedbirlerin takipçisi olacağız” diyor.
Gördüğümüz odur ki, artık Türkiye’de sol yanından kalkanlar ile, sağ yanından kalkanlar arasında mantalite farkı bir birine o kadar yaklaşıyor ki.. Bu konuda önemli olanın söylemler değil uygulamalar olduğunu da hatırlatalım…
Hem topraklarımıza sahip çıkmalıyız hemde yatırım yapılmasının önünü açmalıyız…