Maçın süresi 90 dakikadır. Ama dünyada hiçbir takım 90 dakikayı aynı tempo ile  oynama başarısı göstermiş midir? Sorulması gereken soru budur. Ben biraz toptan tüfekten anlayan, biraz yazıp çizmeyi beceberilen birisi olarak bugüne kadar 90 dakikayı aynı tempo ile tamamlayabilen takıma rastlamadım.

Mevzumuz tabi ki futbol değil. Ancak en akılda kalıcı ve en popüler örnekleme olsun diye yazıyorum. Mevzumuz  ETO ve ESO seçimleri… ETO ve ESO seçimleri ile ilgili olarak adaylar tam seçim havasına girmişken bakanlık tarafından oda seçimlerinin ülke genelinde Nisan 2018’e ertelenmiş olması heyecanı ve tansiyonu düşürdü. Hepimiz bunda hem fikiriz. Yani maç oynanırken ışıkların sönmesi gibi bir şey.  Ama  adaylar “başladığımız tempoyla çalışacağız” dediler ya, işte onun gereğini yerine getirmek için çalışıyorlar.

Yani adayların bir kısmı gaz kesmeden yoluna devam ediyor. ETO Başkanı Metin Güler projlerini hayata geçiriyor, iddialı aday konumundaki Erdoğan Tekgöz seçim dönemine kadar planladığı  programından vazgeçmeden aynı çalışma temposuyla yoluna devam ediyor. Peki nereye kadar? Bekleyip göreceğiz nereye kadar. Yalnız şunu belirteyim nefesini ekonomik kullanan sonuçta gülmeye daha yakındır hatırlatmasını da yapalım.

+++

ŞİMDİ GELELİM EFENDİMİN…

Eskişehirspor’da yönetim bin türlü sorunla boğuşmayı sürdürürken biraz da orta vadeli programlarını dahayatka geçirmek için çaba gösteriyor. İddialar o ki  geçtiğimiz hafta Sergen Yalçın’ın ayrılığının ardından üç kez istifanın eşiğine geldiği konuşulan veya dillendirilen yönetim üç kez de topa basmış yani… Daha doğrusu yönetimin topa basmasında bazı siyasilerin devreye girmesinin rolü varmış rivayetlere bakılırsa..

Her neyse üç kez topa basan yönetimin önündeki planın ayrıntılarını bugün gazetemizin spor sayfasında okuyabilirsiniz. Eskişehirspor’da yönetim bir daha mevcut sıkıntıların yaşanmaması için şirketleşme hazırlıklarına başlamış. Bu işin hakuki alt yapısının hazırlıkları da sürüyormuş. Muhtemelen devre arasında olağanüstü genel kurul yapıp kulübün şirketleşmesinin genel kurulun oylarına veya onayına sunulması planlanıyormuş. Kısacası eskilerin tabiriyle “ şimdi gelelim efendimin kaşânesine” deniliyor…

Tek ve akılcı çözümü bu mudur bilmiyorum. Çünkü A. Ş olan kulüplerin bilançoları da ortada. Önemli olan sadece şirketleşerek sorunların çözümünü bulmaya çalışmak değil. Zira şirket kurulunca iyi yönetilmediği sürece değişen ne olabilir ki?

+++

MUTTALİP’TEKİ DÖNER KAVŞAK

Malum geçtiğimiz günlerde Alpu Kavşağını tekrar gündeme getirmiş ve burada düzenleme yapılması gerektiğini yazmıştım. Bu yazıdan bir gün sonra Basri Köseler ağabey aradı. “Şu Muttalip’deki demiryolunun alta alınmasıyla ortaya çıkan bulvardaki  opera kavşağına da birileri bir kere baksın. Allah aşkına yayalar, bisikletliler hatat otomobil sahipleri için tam anlamıyla bir keşmekeş yaşanıyor. Buraya da bir düzenleme mutlaka şart. Burada maddi hasarlı kazaları saymaya rakamlar yetmez. Birde yayaların durumu var: kural tanımaz sürücüler ne bisikletlilere ne de yayalara hayat hakkı tanıyorlar.” Bu sözler Basri ağabeye ait. Umarım birileri uyarıları dikkate alır… Merhum Nasreddin Hoca’nın dediği gibi  “almazlarsa da kendileri bilir?” Sonrasını ne yaparız bilmem..