Eskişehirspor nihayet haftalar sonra galibiyetle tanıştı. Hani derler ya “un var, yağ var, şeker var” sıra helvada… Bizdeki öyle değil. Bizde para yok, borç çok, sorunlar dağ gibi, geçtiğimiz yıldan kalan kadroyu koruyamamışız bile… Puan silme tehlikesi kapıda verilen sözler havada kalmış, başkanlığa getirilen Sinan Özeçoğlu yalnız bırakılmış… Vs…vs…

Yukarıdakilerin taraftar için hiçbir önemi yoktur. Taraftar ne olursa olsun başarılı bir takım bekler. Hele Eskişehirspor taraftarı için formanın içinde birileri olsun yeter zaten forma oynar rakipler titrer. İşte böyle bir ortamda Eskişehirspor gibi bir takımın 6 hafta gibi çok uzun bir zaman galibiyet hasreti çekilmesinin kolay olmadığını hepimiz biliriz. Yaşanan sürecin ardından teknik kadroda kan değişimi hayata geçirilmiş, taraftar mesai saati sayılabilecek bir saatte oynanmasına rağmen tribünleri büyük ölçüde doldurmuş heyecan zirve yapmış. Böyle bir maçı kazandı Eskişehirspor.

+++

RAKİP AVANTAJ YAKALASADA

Bu kadar baskı altındaki bir kadro kalitesi ne olursa olsun sıkıntı yaşar. Ancak Eskişehirspor maça inanılmaz başladı. İlk yarıda tam 5 net gol pozisyonundan yararlanamadı.

Öyle böyle değil, gol olmaması mucize olan pozisyonlarda gol yapamadık. Bu durumda hemen insanın aklına “atamayana atarlar” futbol deyimi geliyordu ki 39’da böyle bir pozisyonda kalemizde golü gördük. Sonrası mı? Önce ilk yarının uzatma dakikalarında gelen penaltı golü hepimize rahat nefes aldırdı. İkinci yarıda sazı yeniden elimize aldık, önce Semih, ardından sahanın en iyilerinden biri olan Hasan Ayaroğlu ile farkı açtık. Biz farkın artmasını beklerken gelen rakibin ikinci golü takımı yeniden strese soktu. Yine bu dakikalarda taraftarın devreye girmesi Eskişehirspor’un tecrübeli ayakları işi çözdü diyebilirim. Kaan ve Ofoedu’nun ilk yarıdaki talihsiz sakatlıklarını daha yazmadık. Kısacası zorda olsa ligde kapıyı araladık.

+++

BU KULÜBE HEP BİRLİKTE…

Şimdi bu yaşanan sıkıntılı sürece geri dönüyorum. Eskişehirspor birkaç kişinin insafına terkedilemeyecek kadar önemli bir kurum. Mevcut başkanı kast etmiyorum. Bugün çıkış noktası arayan yönetimi de.. Defalarca yazdım, yazmaya da devam edeceğim bu kulüp bir kulüp olmanın çok daha ötesinde… Bu şehrin insanlarının mutluluk kaynağıdır. Sadece bu kadar da değil şehrin en önemli marka değeri. Eskişehir’in vitrinde kalmasının önde gelen sebeplerinden birisidir. Hep anlatılır nereye giderseniz gidin size Eskişehirspor’la ilgili bir şeyler sorulur. Bütün şehirlerimiz değerlidir ama Türkiye’nin hiçbir yerinde, “Ankaralıya Ankaragücü, Bursalıya Bursaspor, Kayseriliye Kayserispor sorulmaz.” Peki, Eskişehirli birine Türkiye’nin herhangi bir yerinde Eskişehirspor sorulmaz diyebilir misiniz?

Şimdi eğri oturup doğru konuşma zamanıdır. Eskişehirspor’a hiçbir bürokrat, bir siyasetçi, hiçbir yerel yönetici sahip çıkmamazlık edemez. Milletvekillerinin de, belediye başkanlarının da bürokratlarında iş dünyasının da bu takıma sahip çıkma bu takım için elinden geleni yapma görev ve sorumluluğu vardır. Birileri bu kulübü kötü yönetti borç batağına soktu diye kimsenin uzak durma hakkı yok. Geçmişle hesaplaşalım, kötü yönetenlerden kör kuruşun hesabını soralım ama  görevimizi de yapalım…