Oda seçimleri ve adayların konumu…

Türkiye genelinde odaların başkanlıkları ve organ seçimleri için yaşanan heyecan biraz ötelendi. Eskişehir’de son dönemde en çok ETO ve ardından ESO seçimleri konuşuluyordu . 7 Ekimde yapılması beklenen ETO seçimleri ile Kasım ayında yapılması planlanan ESO seçimleri tüm Türkiye’deki diğer oda seçimleri gibi Nisan-2018 tarihine ertelendi.

Hani merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in sözüyle siyasette 24 saat çok uzun bir zaman,her ne kadar oda seçimlerinde siyaset gibi düşünmek mümkün değilsede sonucunda seçim olunca bir günde bakın neler oldu.

Bu erteleme kararı sebebiyle bir anda tansiyon düştü. Adaylar adaylıklarında ısrarcı olacaklarını, çalışmalarını sürdürecekleri mesajlarını verdiler. Ancak bu çalışma temposu hiçbir şekilde son viraja girildiği dönemdeki kadar etkili ve yüksek tansiyonlu olmaz. Bundan böyle çalışmalar ikili ziyaretler, ikna toplantıları tarzında devam etsede  çok yoğun bir tempoda olmaz.

ETO’da Metin Güler, Erdoğan Tekgöz, Ayhan Sezer, ESO’da Nadir Küpeli ve Celalettin Kesikbaş yüksek tempolu bir seçim çalışması yürütürler mi, yürütürlerse Nisan 2018’e kadar bu işlere nefesleri yeter mi?

+++

SÜRE UZAYINCA NELER OLUR?

Özellikle  ETO ve ESO seçimleri için  tansiyonun düşmesi iyi mi oldu, yoksa kötü mü oldu değerlendirmemiz mümkün değil. Ancak süre uzayınca köprülerin altından çok sular akacak. Böyle olunca belki saf değiştirenlerden söz etmeyelim ama ikna edilenler, karşı tarafa geçenler olabilir mi? Olabilir elbette. Bu safa değiştirmelerin olabileceği konusunda şimdiden kulislerde bazı dğerlendirmeler yapılıyor, sözler havalarda uçuşuyor denilebilir. Ancak fısıltı gazetesinden çok Nisan 2018’e vardığımızda tablonun nasıl oluşacağına bakmalıyız. Daha önce konuyla ilgili değerlendirmelerimde başkan adaylarının özellikle ETO’da naifliklerinden söz etmiştim. Ancak çevre gazlarınında son günler yaklaşırken adaylar üzerinde etkili olduğunu görmüştük. Bu sebeple sürecin uzaması kimin lehine olur, kimin aleyhine olur onuda zaman içerisinde göreceğiz.  Belki de bu tablodan en büyük kazancı  odalarda temsil kaabiliyeti artacak olan esnaf ve tüccar görecek onu da bilemiyoruz.

+++

 BURASI BUTİK ŞEHİR AMAN HA…

Daha önce adaylara uyarılarda bulunarak seçimin öncesini değil seçimin sonrasını da düşünerek adımlar atmalarını, eleştiri yada tepkisel açıklamalarını bu çerçevede yapmalarını tavsiye etmiştim. Şimdi bu çağrımı yineliyorum. Zira her ne kadar adı büyük olsada Eskişehir komplike bir butik şehirdir. Burada insanlar sokakta karşılaşır, selamlaşır. Ömürdeki her gün Esentepe’dekini görmesede bir yerlerde karşılaşma ihtimalleri mevcuttur. Hele şehrin seçkinlerinin pek çok toplantıda hatta sokakta karşılaşmaları daha muhtemeldir. O sebeple diyorum ki yine herkes çalışmalardaki sözlerini ölçüp, biçim, hassas terazi olmasa bile pazar terazisinde tartıp öyle konuşmalıdır. Zira insanlar yarın öbürgün yüz yüze bakacaklar, aynı sokaklarda birlikte gezecekler.