Ahmet Ataç’ın Tepebaşı Belediye Başkanlığını ilk üstlenişi 1999 yılında yapılan yerel seçimlere dayanıyor.

Seçimlere DSP adayı olarak katıldı.

Peki nasıl aday oldu?

Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bu soruya verdiği bir yanıt var.

Diyor ki

“Ahmet Ataç eskiden beri siyasetle ilgilenirdi. Benim de yıllardır tanıdığım arkadaşımın arkadaşı. İyi çocuk falan. Muayenehaneye gittim ertesi gün.

‘Ahmet var mısın belediye başkanlığına’ dedim. Sen Odunpazarlısın zaten Odunpazarı’ndan aday yapalım.

‘Ben Tepebaşı’ndan aday olayım’ dedi. Onu derken tahmin ediyorum, üniversiteli hocalar, üniversiteliler falan genç taraf oradan oy almak daha kolay diye düşünmüş olabilir.

‘Tepebaşı olursa olur ağabey’ dedi.

Tamam dedim…”

Büyükşehir Belediye Başkanı’nın soruya verdiği yanıt böyle…

Gerçekleri ne ölçüde yansıttığını bilemiyoruz…

Ancak şaşırtıcı yanları var.

En şaşırtıcı olanlardan birisi Ahmet Ataç ile ilgili tanımlama…

“Yıllardır tanıdığım arkadaşımın arkadaşı” diyor.

“Haydaaa” dememek elde değil…

Ahmet Ataç, Prof. Dr. Engin Ataç’ın kardeşi…

Prof. Dr. Engin Ataç, Anadolu Üniversitesi’nde önemli konumlarda bulundu. Rektörlük de yaptı.

Büyükşehir Belediye Başkanı ile uzun yılları kapsayan bir tanışıklığı var.

Dahası Anadolu Üniversitesi’nde birlikte görev de yaptılar.

Ahmet Ataç için yaptığı “arkadaşımın arkadaşı” tanımlamasındaki “arkadaşım” kavramı ile kastedilen o olabilir mi?

Olma olasılığı yüksek…

Peki Ahmet Ataç ile Engin Ataç’ın kardeş oldukların bilmiyor mu?

Bilmemesi düşünülemez…

Elbette ki biliyor.

İyi de o zaman neden “arkadaşımın kardeşi” demiyor da “arkadaşımın arkadaşı” diyor?

Anlamak çok zor…

Oldukça ilginç…

Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yanıtında dikkat çekici olan yalnızca bu tanımlama ile sınırlı değil… Baştan sona tamamı dikkat çekici…

Zannedersiniz ki, Ahmet Ataç’ı hiç tanımıyor…

Elbette ki öyle değil…

Ahmet Ataç’ı çok iyi tanıyor.

“Ahmet yıllardır tanıdığım bir kardeşimdir” dediği de oluyor.

Bu bir yana…

Ahmet Ataç, 1999 yılında kamuoyunda tanınmayan bir isim değil…

“Siyasetle ilgilenme” ötesinde aktif politika yapmışlığı var.

Politik geçmişi Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kollarına kadar uzanıyor.

Partinin yönetim kademelerinde görevlerde de bulundu.

Dahası, 1994 yılında yapılan yerel seçimlere “Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak katılmak” istediği de malum…

Aktif politikanın yanı sıra sicil toplum örgütlenmelerinde de aktif olarak yer aldı.

Fabrikalar Bölgesi için verilen mücadelenin de etkili katılımcılarından birisi oldu.

Hepsi bir yana Diş Hekimleri Odası Başkanlığı’nda da bulundu.

Büyükşehir Belediye Başkanı bunları bilmiyor mu?

Hiç bilmez olur mu?

Elbette ki çok iyi biliyor.

Ancak bilmezlikten geliyor?

“Neden” mi?

Tahmin etmek zor değil…

Ahmet Ataç için “kamuoyunda tanınmayan kendi halinde bir diş hekimi iken Büyükşehir Belediye Başkanı’nın sayesinde bugünlere gelen bir kişi” havası yaratılmak isteniyor.

Ahmet Ataç’ın o dönemlerdeki konumunu dillendirmek yerine “iyi çocuk falan” tanımlanmasının yapılması da ondan…

İyi de neden?

Tepebaşı Belediye Başkanlığı’nda üçüncü dönemini geçiren Ahmet Ataç için neden böylesi “küçük görme tavrı” sergileniyor?

Dışarıdan bakıldığında neden bulmak zor…

Aslında neden belli…

Ama neyse…