Üç yıl öncesine kadar kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanan bir yöntem var.

Resmiyette ‘’personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı’’ olarak tanımlanıyor.

Kamuoyunda bilinen tanımlama ise taşeronlaşma…

Belediyelerde de yaygın olarak kullanıldı.

Yöntem, üç yıl kadar önce uygulamadan kaldırıldı.

Kaldırılırken çok sözler verildi.

‘’Şöyle olacak’’, ‘’böyle olacak’’ denildi.

Ancak denilenler, denildikleri ile kaldı.

Uygulama ortada…

‘’Taşeron işçisi’’ konumunda olanlar ‘’belediye şirketi işçisi’’ oldular.

Hepsi bu kadar…

Ne ücretleri arttı ne de sosyal hakları gelişti.

İşin ilginci konumları değişse bile hala ‘’taşeron işçisi’’ olarak tanımlanıyorlar.

Yasal düzenlemeden kaynaklanan sıkıntılar var.

Onlar yetmezmiş gibi üzerlerine bir de ‘’ayrımcılık’’ ekleniyor.

Büyükşehir Belediyesi’nde yakınmalara neden olan ayırımcılıklar var.

Bir bölümünü daha önce de aktardık.

Büyükşehir Belediyesi yemekhanesinde personele üç faklı tarife uygulanıyor.

En pahalı tarifenin uygulandığı personel, hala ‘’taşeron işçisi’’ olarak tanımlanan şirket işçileri…

Memur ve kadrolu işçi konumunda bulunan personelden daha fazla para ödüyorlar.

Ağustos ayı başında yemek fiyatlarına zam yapıldı.

Öğle yemeği için 15 Türk Lirası isteniyor.

Bu fiyatla yemek yeseler, aylık ödeyecekleri para yaklaşık 400 Türk Lirası…

‘’Az para’’ değil…

Bütçelerini fazlasıyla sarsar…

Aralarında bu parayı verip yemek yiyenlerin sayısı ‘’yok’’ denilecek kadar az…

Büyük bölümü evlerinden yiyecek bir şeyler getirip idare ediyorlar.

Böylesi bir uygulama doğal karşılanamaz…

Odunpazarı Belediyesi’nde bir uygulama var.

Belediye binasındaki yemekhane özel sektör tarafından işletiliyor.

Orada uygulanan tarife bile Büyükşehir Belediyesi’nde belediye tarafından işletilen yemekhanedeki tarife ile aynı…

Dahası Odunpazarı Belediyesi’nde çalışan ‘’taşeron işçiler’’, daha doğrusu da şirket işçileri özel sektör tarafından işletilen yemekhaneye mecbur değiller.

Birimlere yemek servisi yapılıyor.

Karşılığında istenilen para da 7 Türk Lirası…

15 TL nerede 7 TL nerede…

Arada 8 TL’lik bir fark var.

Odunpazarı’nda yapılan Büyükşehir’de yapılamaz mı?

Elbette ki yapılabilir.

Ancak yapılmıyor işte…

Anlayış farkından olsa gerek…

Daha önce de belirttik…

‘’Ayırımcılık’’ yalnızca bununla da sınırlı değil.

İşyerine ulaşım konusunda da benzeri bir ‘’ayrımcılık’’ var.

Memur ve kadrolu işçi konumunda olan personele Eskart veriliyor.

‘’Şirket işçisi’’ konumunda olanlar ise ulaşımlarını kendi olanakları ile sağlıyorlar.

Hepsini evi işyerine yakın değil ki yürüyerek gidip gelsinler.

Aralarında 75’nci Yıl Mahallesi’nde oturanlar bile var.

Ulaşım giderlerini hesaplayın…

Baya ciddi bir tutara ulaşıyor.

Bütçelerinin sarsılmaması olanaksız…

Büyükşehir Belediyesi (ki Eskişehir’de toplu taşımacılığın patronu) ‘’şirket işçisi’’ konumunda bulunan personelinin ulaşımını karşılayamaz mı?

Elbette ki karşılayabilir.

Karşıladığında belediyenin batması falan da söz konusu olmaz.

Ama karşılamıyor işte…

Dedik ya… Anlayış meselesi…

‘’SANATÇI ÇAYCI’’

Büyükşehir Belediyesi’nde yakınmalara neden olan ‘’ayırımcılık’’ ve ‘’keyfi uygulama’’ örnekleri oldukça fazla…

Yeni uygulanmasa da kulağımıza yeni gelen bir uygulama var ki, duyunca şaşırmamak elde değil…

‘’Taşeron işçisi’’ ya da ‘’şirket işçisi’’ konumunda bulunan ‘’ayrıcalıklı’’ işçileri ‘’sözleşmeli memur’’ yapmak için uygulanan bir yöntem var.

‘’Sanatçı kadrosu’’ kullanılıyor.

‘’Sözleşmeli memur’’ deyip geçmeyin…

‘’Şirket işçisi’’ konumundan ‘’sözleşmeli memur’’ konumuna geçildiğinde hem maaş, hem de sosyal haklar ikiye katlanıveriyor.

Geçekten sanatçılar için kullanılsa söylenecek tek söz olmaz…

Ancak söylenilenlere bakılırsa ‘’sanatçı kadrosu’’ ile ‘’sözleşmeli memur’’ yapılanlar arasında sanatçılıkla uzaktan yakından ilgisi olmayanlar var.

‘’Torunların bakıcısı’’, ‘’çaycı’’,’dolapçı’’ ve daha kimler…

Ciddi bir ‘’ayırımcılık’’ ve ‘’kayırmacılık’’ söz konusu…

Öfkelenmemek elde değil.

‘’Şirket işçisi’’ konumunda bulunanlar da haklı olarak öfkeleniyorlar.

Böylesi uygulamaların olduğu bir yerde ‘’huzur’’ ya da ‘’çalışma barışı’’ olur mu?

Elbette ki olmaz…

Büyükşehir Belediyesi bünyesinde ‘’huzur’’ bir türlü sağlanamıyor zaten…