Zam sağanağı durmak bilmiyor.
Zamlanmayan tek mal yok.
İğneden ipliğe, ne kadar mal varsa hepsi zamlandı.
Hem de kaç kez…
Eskiden zam olduğunda baya bir süre “mola” verilirdi.
Artık “mola” falan kalmadı.
Akşamdan sabaha fiyat değişikliği oluyor.
Fiyat artışları öyle “az-uz” denilebilecek düzeyde de değil…
Etiketlerdeki rakamlar gözlerini “fal taşı” gibi açılmasına neden oluyor.
Duracağı da yok.
Ekonomide tam anlamıyla bir “kaos” hakim…
Kaosun oluşum nedenleri belli…
Kısaca “kötü yönetim” denilebilir.
Ancak, gerçek nedeni kabullenmek işe gelmiyor.
Gerçek nedeni gizlemek için üretilen bir “kılıf” var.
O da “stokçuluk”…
Gerçeği gizleyebilecek bir “kılıf” değil…
Ancak inanalar olabiliyor.
Doğrudur…
Elde bulunan bazı mallar piyasaya sürülmüyor.
Daha önce mal satmak için müşteri aranırken bir süredir kapıya gelen müşteri geri çevriliyor. 
Bağlantısı yapılmış mallar bile teslim edilmek istenmiyor.
Ancak bunun nedeni “stokçuluk” falan değil…
Mallar, “daha fazla kazanç hırsı” ile elde tutulmuyor.
Kafalarda, “Bekleteyim de daha yüksek fiyata satıp çok para kazanırım” gibi bir düşünce yok.
Öyle düşünce taşıyanlar olsa bile sayıları çok azdır.
“Mal satmak” istenmemesinin nedeni belli…
Kimse önünü göremiyor.
Uzun vadeli hesap yapmak şöyle dursun, bir haftalık bile hesap yapılamıyor.
Üretim maliyetleri sürekli artıyor.
İç piyasaya satılan malın yerine konulacak malın maliyeti bir önceki satış fiyatının üzerine çıkıyor.
Bu, ithalatçı firmalar için de geçerli…
Satılan malın yerine yenisi konulamıyor.
Sanayide de ticarette de “sermaye erimesi” söz konusu…
Doğal olarak herkes varlığını koruma çabasında…
“Stokçulukla çok para kazanma hırsı” yok, yok olma endişesiyle “varlığını koruma” telaşı var.
Bunun fiyat artışlarında payı olabilir.
Ancak “tek neden” olamaz…
Asıl etkili olan nedenler başka…
Onları ortadan kaldırmaya yönelik bir çaba da görülmüyor.
Bu da piyasada panik oluşturuyor.
Aynı panik tüketicilerde de var.
Gereksinimden çok fazla mal alımı söz konusu…
Tüketiciler, zam sağanağından olabildiğince az etkilenmek için “stok” yapmaya çalışıyor.
Şu an ekonomiye hakim olan tablo bu…
Tablonun asıl nedenlerini gizlemek için “stokçuluk” gibi bir kılıf uydurmak son derece yanlış…
Yanlış olduğu gibi tehlikeli de…
Geçim derdine düşen insanlarda paniğin yanı sıra öfke de var.
“Herkes burnundan soluyor” dense yeridir.
“Çatacak yer arar” durumdaki insanlara hedef göstermek son derece tehlikeli…
“Stokçuluk”, “stokçularla mücadeleye destek” ve benzeri söylemler toplumsal olaylara neden olabilir.
Eğer ülkeyi yönetenler gerçekten “stokçuluk” olduğu düşüncesine sahipseler gereğini yapsınlar.
Yetki de güç de onlarda…
Vatandaşlara şikayet etmek yerine yetki ve güçlerini kullanarak stokçuluğun önüne geçsinler.