Eskişehir’de kent içi trafiğin hali ortada… “İçinden çıkılamaz bir halde” dense olur.
Böylesi bir trafikte otobüsle yolcu taşımak kolay iş değil…
Belediye otobüslerini kullanan şoförlerin işler çok ama çok zor.
Çektikleri sıkıntı anlatılır gibi değil…
“Analarından emdikleri süt burunlarından geliyor” dense yeridir.
Çalıştıranlar tarafından takdir edilmeleri gerekir ama ne gezer…
“Takdir edilmek” şöyle dursun hakları bile verilmiyor.
Kent içi trafikte çile çektikleri yetmezmiş gibi çalıştıkları kurumda haksızlıklarla karşı karşıya kalıyorlar.
Neler yaşadılar neler?
BAKIŞ sütunlarında dile getirdiklerimiz oldu.
“Eziyetin bini bir para” dense olur.
Daha önceleri “taşeron işçisi” konumunda çalışıyorlardı.
“Taşeron devri” sona erince, Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan ESTRAM ‘a aktarıldılar.
O günden bu yana uzunca bir süre geçti.
Ne yazık ki, durumlarında değişen bir şey olmadı.
Aldıkları maaş çok düşük…
Evlerindeki zorunlu giderleri karşılamaları olanaksız…
İşin kötüsü, çoğu zaman maaşlarını kesintisiz alamıyorlar.
“İçinden çıkılamaz” halde bulunan trafikte kaza yapabiliyorlar, otobüslerinde hasar oluşabiliyor.
Hasar gören otobüslerinin onarım giderleri, kurum tarafından karşılanmıyor.
Fatura, şoförlere çıkartılıyor.
Onarım tutarı ne kadar tuttu ise maaşlarından kesinti yapılarak tahsil ediliyor.
Ne hafta sonu tatilleri ne de bayram izinleri var.
Neredeyse yılın her günüde direksiyon başındalar.
“İçinden çıkılamaz” haldeki trafikte böylesi ağır bir yüke dayanmak kolay değil…
Zor ki ne zor…
Ancak, şoförlerin böylesi ağır çalışmaya katlanmaktan başka çareleri yok.
Ezildikçe eziliyorlar.
Demiryol-İş Sendikası’na üye oldular.
Sendikanın çabaları ve açılan davaların kazanılmasıyla elde ettikleri haklar var.
1 Temmuz 2020 tarihinden itibaren kullanmaları yasa gereği…
O tarihten bu yana 5 ay geçti.
Yasa ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan hakları hala verilmedi.
Ne zaman verileceği de meçhul…
Geride kalan haftalarda, yine Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden olan ESPARK bünyesinde çalışanlar için sözleşme yapıldı.
Belirli bir ücret artışı yapılırken “geriye dönük hakların verileceği” de söylendi.
Belediye otobüsü şoförleri de bu sözlerle ümitlendiler.
“Haklarının verileceği” düşüncesine kapıldılar.
Ne yazık ki, boşuna…
Yasa ve toplu iş sözleşmesinden doğan hakları hala verilmedi.
Demiryol-İş Başkanı Ramazan Uysal, bir açıklama yaparak haksızlıkları dile getirdi.
Eleştirileri de oldukça sert…
“…Bu çalışanların eşleri pazardan fileleri boş olarak dönüyor, çocukları boynu bükük olarak geziyor. Tüm bu yapılanlar hangi duygunun, hangi düşüncenin, hangi vicdanın eseridir?”
“… Bu çalışanları bu duruma düşürenler, verdikleri o parayla geçinilemeyeceğini bilmiyorlar mı? Şoförlere bir ay karşılığında verdikleri para ile kendileri acaba üç gün geçinebilirler mi?”
“… Haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı isyan edip ‘ADALET’ diye bağıran bir siyasi düşünceyi temsil edenlerin, kendi çalışanlarına haksızlık ve adaletsizlik yapmaları olacak şey mi?”
Ve benzeri eleştiriler, yakınmalar…
Sendika Başkanı Ramazan Uysal, eleştirilerini sıraladıktan sonra soruyor.
“Vicdanınız rahat mı?”
Yerinde bir soru…
Şoförler böylesine büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalıp büyük haksızlıklara uğrarken, onların vicdanları rahat mı?
Şoförlerin hali karşısında vicdanları hiç sızlamıyor mu?
Soruların muhatapları belli…
Büyükşehir belediyesi ve ESTRAM’ın başında bulunanlar…
Verecekleri yanıtı merak etmemek elde değil…
Söylenecek daha çok şey var.
Ancak sözü daha fazla uzatmaya gerek yok.
Belediye otobüsü şoförlerinin işleri zaten çok zordu. Korona virüs salgını nedeniyle iyiden iyiye zorlaştı.
Sağlıkları açısından ciddi riskler var.
Bir yanda haksızlıklar, adaletsizlikler diğer yanda korona virüs belası… Buna sinir dayanmaz.
Büyükşehir Belediyesi ve ESTRAM’ın başında bulunan beyler…
“Analarından emdikleri süt burunlarından geliyor” denilecek kadar büyük sıkıntılar çeken şu şoförlerin halini görün artık…
Görün de çoktan yapmış olmanız gerekenleri daha fazla geciktirmeden yapın.
Yapın ki, daha fazla “ah” almayın.