Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Zihni Çalışkan, bir açıklama yapıp Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i suçladı.

Suçlama nedeni “URAYSİM test yolları ile ilgili dava açılmış olması”…

“Hukuk devleti” olarak tanımlanana bir ülkede dava açmak “suç” olabilir mi?

Elbette ki, olamaz…

Gel gör ki, bir hukukçu olan Zihni Çalışkan’a göre “suç” olabiliyor.

Söylenecek çok şey var ama neyse…

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, suçlamaları karşılıksız bırakmadı.

“Suçlamalara karşılık” olarak yaptığı açıklama oldukça kapsamlı…

Zihni Çalışkan’a yönelik “kavgada bile söylenmez” dedirten sözle içeriyor.

Kapsamlı açıklamada “URAYSİM’in ne olduğu ve nasıl ortaya çıktığı” da anlatılıyor.

Bunların dışında bilirkişi heyetinin raporunun önemli bölümleri de aktarılıyor.

O açıklama ile netleşen çok şey var.

Yılmaz Büyükerşen’in kapsamlı açıklamasından sonra gözle Zihni Çalışkan’a çevrildi.

Bir açıklama yapması beklendi.

Ancak boşuna…

Açıklama yapmak yerine sosyal medya hesabından paylaşımda bulunmayı tercih etti…

Paylaştığı “dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı” türünden bir şey…

“Ağır suçlamalara yanıt” anlamı taşıyan tek söz yok.

Anlaşılan görmezden duymazdan gelmiş…

Aslında o sözlerin görmezden duymazdan gelinebilecek bir yanı yok ya neyse…

Ortaya konulan bilgiler ve bilirkişi raporundan aktarılanlarla ilgili de tek laf yok.

Yalnız birilerine atılmış “paslar” var.

O “pas” atmasına attı da “topa giren” olmadı.

Zihni Çalışkan’ın “pas” attıklarından ses çıkmazken “topa giren” bir kişi çıktı.

“Yabancısı” değil, partilisi…

Adalet ve Kalkınma Partisi İl Yöneticisi Pınar Turhanoğlu…

Yaptığı açıklamada, ortaya konulan bilgiler ve bilirkişi raporu ile ilgili tek cümle bile yok.

URAYSİM ile ilgili “beylik” sözler sıralanıyor.

 “URAYSİM tamamlandığında Türkiye, Avrupa’da 400 km/saat hızda seyreden, Yüksek Hızlı Tren testlerinin yapılabileceği, 52,93 km uzunluğunda test yoluna sahip, ilk ülke olacaktır. Bunun yanı sıra bu proje, 180 km/saat hıza kadar çıkabilen konvansiyonel dizel ve elektrikli lokomotiflerin test edileceği, 23 km uzunluğunda test yolu ve 100 km/saat hıza kadar çıkabilen metro araçları ve 80 km/saat tramvay araçları testlerinin yapılabileceği, 8 km ve 3,2 km uzunluğundaki test yollarına sahip olarak, bu alanda önemli bir ilki gerçekleştirecektir.”

Bu sözlerin bugüne kadar kaç kez yinelendiğinin hesabını yapmak olanaksız…

“Ağızlarda sakız yapıldı” dense olur.

Açıklamada ağırlığı yine suçlamalar oluşturuyor.

Suçlamaların hedefinde de yine Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen var.

Suçlamaların “haklı” olup olmadığı tartışılabilir.

“Haklı” olsalar ne olacak?

URAYSİM test yolları ve Alpu Ovası’nda yapılanlarla uzaktan yakından ilgili değiller.

Anlaşılan “dikkatler bir başka konuya çevrilmek” isteniyor.

Neyse…

Açıklamada yöneltilmiş bir soru var.

Tekrar etmekte fayda var. URAYSİM nedeniyle Alpu ovasının yalnızca binde beşi tarım dışı kullanılacak.  Peki Büyükşehir Belediyesi ne kadar kamusal alanı, yeşil alanı imara açtı ve hala açıyor?

Tarım arazisine ray döşenecek diyenler. Son birkaç ayda ne kadar yeşil alanı imara açtıklarına dönüp baktılar mı?”

URAYSİM ve Alpu Ovası ile ilgili söylenilenler daha önce de defalarca söylendi.

“Gerçeğe uygun” oldukları söylenemez…

Bu konudaki en somut kanıt da, bilirkişi heyetinin hazırladığı rapor…

Yapılan işteki yanlışlar ve Alpu Ovası’nın başına gelecekler maddeler halinde ortaya konuluyor.

Pınar Turhanoğlu’nun okuyup okumadığını bilemiyoruz…

Bir hukukçu olarak okumuş olma olasılığı çok yüksek…

Anlaşılan okudukları pek işine gelmiyor.

Neyse…

“Tarım arazisine ray döşenecek diyenler. Son birkaç ayda ne kadar yeşil alanı imara açtıklarına dönüp baktılar mı?”

Pınar Turhanoğlu’nun söyledikleri böyle…

Sorduğu sorunun yanıtını biliyor olsa gerek… Öyle olmasa o soruyu yöneltmezdi.

Yanıtını bildiği soruyu yöneltmek yerine “imara açılan yeşil alanlar” ile ilgili bildiklerini kamuoyuna açıklasa daha doğru bir iş yapardı.

Ayrıca…

Büyükşehir Belediyesi, gerçekten “yeşil alanları imara açtı” ise yaptığı son derece yanlış…

Daha da önemlisi, Büyükşehir Belediyesi yanlış yaptı ise bile yaptığı yanlış Alpu Ovası’nın katledilmesinin gerekçesi olabilir mi?

Elbette ki, olamaz…

Yapılan bir yanlış, yapılmaya çalışılan büyük yanlışın “haklı gerekçesi” olamaz…

Yanlışa dayanılarak Alpu Ovası’nın katledilmesi savunulamaz…