Ramazan Bayramı korona salgınına denk geldi.
Önlemler nedeniyle toplu bayramlaşmalar, daha önceki bayramlardaki gibi yapılamadı.
Bu bayram uygulanan yeni bir yöntem var.
“Dijital platform” olarak da tanımlanıyor.
Salgın nedeniyle alabildiğine yaygınlaşmış durumda…
Çok sayıda kişi internet aracılığıyla uzaktan da olsa bir araya gelebiliyor.
Siyasi partilerde de sıkça kullanılan bir yöntem…
Toplantılar bu yöntemle gerçekleştiriliyor.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde bayramlaşma için de kullanıldı.
Bayramlaşmayı organize eden İl Başkanı Recep Taşel…
Katılımcı sayısı da az değil…
İl Yönetim Kurulu üyeleri, Parti Meclisi üyesi, belediye başkanları, ilçe başkanları ile kadın ve gençlik kolları başkanları…
Toplam katılımcı sayısı 40’a yakın…
Uzaktan da olsa bir araya geldiler.
Bir araya geliş nedenleri belli…
Bayramlaşma…
Konuşulacaklar da malum…
“Beylik laflar” dense olur.
Salgın nedeniyle olağanüstü bir dönemden geçiliyor.
“Beylik laflar” üzerine, döneme dair bir şeyler de eklenebilir.
Aslında eklenebilecek olanlar da üç aşağı beş yukarı belli…
Ülke geneline ve kent özeline dair tespit ve değerlendirmeler aktarılabilir.
Bayramlaşmada olabileceklere dair önceden yapılan tahminler böyle…
Gel gör ki, Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki bayramlaşma tahmin edildiği gibi gerçekleşmez…
Hiç beklenmediği halde gerçekleşen bir diyalog var.
“Sır” olarak kalmadı.
Dönemin koşulları nedeniyle geç de olsa kulaktan kulağa yayılmaya başladı.
Duyunca şaşırmamak elde değil…
Diyalogda iki taraf var.
Bir yanda il başkanı, diğer yanda da bir belediye başkanı…
Başlatan da belediye başkanı…
Söz sırası kendisine geldiğinde, kendisinden önceki konuşmacılar gibi “günün anlamına uygun sözler” söylemesi beklenir.
Ancak, konuşma hiç de beklendiği gibi olmaz…
İl kongresi gündeme getirilir…
Katılımcılar şaşırıp kalır.
İl başkanı durumu kurtarmaya çalışır.
“Başkanım bayramlaşma yapıyoruz, böylesi konuşmaların yeri değil” falan diyecek olur ama boşuna…
Belediye başkanı hiç oralı olmaz…
“Bırakın bayramlaşmayı, bunları burada konuşmayacağız da nerede konuşacağız” deyip gaz kesmeden devam eder.
Neler söyler neler…
Ağır suçlamaların yanı sıra “ben bu oyunu bozarım” türünden “aba altından sopa göstermeler” de var.
İl başkanı şahsına yönelik ağır sözler karşısında da sabreder.
Kibar bir dille karşılık vermeye çalışır.
Elbette ki bozulur, katılımcıların şaşkınlığı ekrana yansır.
Belediye başkanı, söyleyeceklerini söyledikten sonra kendisinden sonra konuşacakları beklemez.
Ekranı kapatarak görüşmeden ayrılır.
Diyalogu duyunca şaşırmamak elde değil…
Cumhuriyet Halk Partisi İl Kongresi Şubat ayı sonlarında yapıldı.
O günden bugünlere geçen süre 3 aydan daha fazla…
Bu sürede yaşananlar da malum…
Her şey bir yana, korona virüs diye bir büyük bela ile karşı karşıya kalındı.
Henüz tam anlamıyla defedilebilmiş de değil…
Mücadele devam ediyor.
Oluşan endişe de çok büyük…
Salgın ve yarattığı sıkıntılar dışında bir şeyi düşünecek hal yok.
Öyle olmasına öyle de demek ki, bu Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki bazıları için geçerli değil…
Baksanıza, salgının etkisini sürdürdüğü, geleneksel bayramlaşmaların yapılamadığı bir bayramda, üç aydan daha fazla bir süre önce yapılan kongre gündeme getiriliyor.
Amacı anlamak da çok zor…
Neyse…
“Korona salgınından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” deniliyor ya… Anlaşılan bu Cumhuriyet Halk Partisi için pek geçerli olmayacak.
Bayramlaşmada yaşanan olayı kısaca aktardık.
İsim vermedik…
Yanlışlık olmasın diye söyleyelim.
Bayramlaşmada kongre hesabı soran Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen değil…
O, günün anlamına uygun toparlayıcı bir konuşma yapar.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt zaten olamaz… O kongrenin kazanan tarafında…
Eeee… Bu kadar ipucu yeter… Kimlik tespiti zor olmaz herhalde…