ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, Alpu Ovası’na “ihtisas organize sanayi bölgesi” yapmak istiyor.
İsteğini ortaya koydu.
Koyarken de kendi isteğine “Eskişehir’in Milli Davası” havası vermeye çalıştı.
“Eskişehirliler bu projeye sahip çıksın” deyip destek istedi.
Yarattığı hava ile “büyük destek bulmayı” bekliyordu.
Beklentisi karşılıksız kaldı.
Onun yarattığı havaya bakıp da “gaza gelen” kimse olmadı.
Bir sendika başkanı dışında “olsun” diyen çıkmadı.
Celalettin Kesikbaş, umduğu desteği bulamadığı gibi sert bir karşı çıkışla karşı karşıya kaldı.
Karşı çıkışı ortaya koyan, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt…
Katıldığı TV programında olayı enine boyuna ele aldı.
Alpu Ovası’na yönelik ince planları gözler önüne serdi.
Kimler ne kadar arazi almışsa büyüklükleri ile birlikte ortaya koydu.
Yapılmak istenilenleri de “gözü dönmüş kapitalizm mantığı” olarak nitelendirdi.
Uzun sözün kısası “açtı ağzını yumdu gözünü” dense olur.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un, eleştirilerinin muhatabı belli…
ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş…
Açıkça ortaya koydu da zaten…
Karşılığında muhataptan “çıt” çıkmadı.
Bu kez “tveet” falan da atmadı.
Görmezden, duymazdan geldi.
Neyse…
Yeni bir karşı çıkış daha var.
Bu kez karşı çıkan da Tüketiciyi Destekleme Derneği Başkanı Süleyman Bakal…
Açıklamasında, önce tarım alanları ile ilgili yasaları ve bakanlar kurulu kararlarını ortaya koyuyor.
“12.12. 2016 Tarih ve 2016/9620 Sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ülke genelinde 141, Eskişehir’de de 3 büyük ova koruma alanı olarak belirlenmiştir.”
“5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nun 14’ncü maddesine istinaden büyük ova statüsü ile Eskişehir’de 3 ova oluşturulmuştur. Bu ovalardan birisi 51 Bin hektar büyüklüğündeki Alpu Ovası’dır. Diğer iki ovadan birisi 24 Bin hektar büyüklüğündeki İnönü Ovası, diğeri de 2 Bin hektar büyüklüğündeki Günyüzü Ovası’dır.”
Süleyman Bakal, bu gerçekleri ortaya koyduktan sonra yapılmak istenileni de söylüyor.
“Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı’nın açıklamalarına göre Alpu Ovasının, 2 milyon 578 bin metrekarelik bir alanına Raylı Sistemler İhtisas Bölgesi yapılması planlanmaktadır. Bu alan Alpu Ovasının binde 5'ine tekabül etmektedir.”
“Önce URAYSİM, sonra Raylı Sistemler İhtisas Bölgesi daha sonra yapılacak yatırımlar için sebep aramaya gerek var mı? Kanaatimizce yok. İşin seyrine göre bu yüksek kazanç elde etme serüvenimizin devamında da sanayi tesislerinin ortasında kalan Alpu Ovası’nın tarımsal üretim alanı olmaktan çıkarılmasıyla sonuçlanacaktır denilebilir.”
TÜKDES Başkanı Süleyman Bakal’ın “olacaklara dair” söyledikleri de böyle…
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un söylediklerinden çok garklı değil…
O da “Alpu Ovası’nın yok edileceği” görüşünde…
Onun için de ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın “Eskişehir’in Milli Davası” olarak sunduğu plana karşı çıkıyor.
Ortaya koyduğu gerekçeler de var.
İletişim ve ulaşım imkânlarının arttığı, zamanın ve mekânın sıkıştığı, tarımsal üretimin her zamankinden daha fazla stratejik hale geldiği çağımızda, organize sanayi bölgelerini tarımsal üretim yapılamayan alanlara kurabiliriz. Organize sanayi bölgeleri her alana kurulabilir ancak her alanda tarımsal üretim yapamayız.
Alpu Ovası, var oluş amacına uygun olarak tarımsal üretim için kullanılmalıdır. COVİD-19 salgını sürecinde tarımsal üretimin ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşıldı. Telafisi imkansız, stratejik ve hayati hataların yapılmaması için koruma altına alınan binici sınıf tarım arazilerine organize sanayi bölgeleri projeleri yapmaktan vazgeçilmelidir.”
Süleyman Bakal’ın söyledikleri böyle…
İtiraz etmek olanaksız…
ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın yapmak istediği ile ilgli olarak yaptığı bir benzetme de var.
“Alpu Ovası gibi birinci sınıf tarım arazileri üzerine, organize sanayi bölgeleri kurmak tavuğu kesip içinden yumurtaları almaya benzer.”
İlginç bir benzetme…
Son derece de yerinde…
Dedik ya…
ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş “Eskişehir’in Milli Davası” havası verdiği isteğine umduğu desteği bulamadı.
Tam aksine sert karşı çıkışlarla karşı karşıya kaldı.
Eleştirilere, suçlamalara karşı bir şey söylemediği için ne düşündüğünü bilemiyoruz.
Umarız ki, gerekli dersleri almıştır.