“Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı…”
Kamu kurum ve kuruluşları tarafından kullanılan bir yöntem…
En sık kullananların başında da Büyükşehir Belediyesi geliyor.
“Sürekli kullanıyor” dense de olur.
Sürekli kullanılan yöntemin kapsamı “dar” değil… Oldukça geniş…
Yeni yılla birlikte daha da genişletildi.
31 Aralık 2016 tarihi itibarıyla çalıştırılan personel sayısı 1.450…
1 Ocak 2017 tarihinde yapılan “personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı” ihalesindeki personel sayısı da 1.826…
Artış, yaklaşık 400…
Az değil… Tam aksine çok fazla…
İyi de neden?
Artışın yapıldığı dönemin koşulları malum…
“Çalışma sezonu” falan değil…
İşlerin az olduğu bir dönem… “Ölü sezon” dense olur.
Böylesi bir dönemde “personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı” yöntemi ile alınan personel sayısı, yaklaşık 400 artırılıyor.
Akıl sır erdirmek çok zor…
Nedenini merak etmemek de elde değil…
Konuyu daha önce de dile getirdik.
Beraberinde “neden” sorusunu da yönelttik.
Yöneltmesine yönelttik de boşuna…
Ne iki satırlık olsun yazılı bir açıklama yapıldı ne de bir çift laf edildi.
“İşe gelmeyen” her soruda olduğu gibi yine susuldu.
Yadırgadığımız söylenemez…
Aksi bir tavır sergilenseydi “büyük sürpriz” olurdu.
Neyse…
“Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı” ile çalıştırılan personel sayısı oldukça fazla…
Sahi Büyükşehir Belediyesi’nde “kadrolu” olarak çalıştırılan personel sayısı ne kadar ki?
Bu konuda resmi bir veri yok.
Söylenilenlere bakılırsa “memuruyla işçisiyle kadrolu olarak çalışan personel sayısı 1.000 civarında…”
Doğruluk derecesini bilemiyoruz.
Doğru ise “personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı” yöntemiyle çalıştırılan personel sayısı, “kadrolu personel” sayısından çok fazla oluyor.
Dikkat çekici bir personel tablosu…
İşin sayısal boyutunun yanı sıra bir de parasal boyutu var.
15 Mart 2017 tarihinde yapılıp da iki gün sonra iptal edilen ihalede “uygun” bulunan bedel 7.089.927,96 Türk Lirası…
Bu, bir aylık bedel…
Başlangıçta da belirttik…
Büyükşehir Belediyesi’nde bu yöntem kesintisiz olarak uygulanıyor.
Bir aylık bedel bu kadar olursa yıllık bedel ne kadar olur?
Sorunun yanıtı belli…
85.079.124 Türk Lirası…
Haydi yuvarlak hesap “85 Milyon Türk Lirası” diyelim…
“Az para” mı?
Kesinlikle hayır.
“Ekstra personel” için bu kadar para oldukça fazla…
Büyükşehir Belediyesi’nin kasasından çıkan para bu kadar da değil… O paranın üzerine bir de KDV eklenecek…
O zaman Büyükşehir Belediyesi’nin kasasından çıkan paranın tutarı daha da artıyor.
Büyükşehir Belediyesi’nin başında bulunanlar sürekli olarak parasızlıktan yakınıyorlar…
Ne zaman “hizmet” ya da “yatırım” denilse “istemesi kolay da yapması kolay değil, kaynak sıkıntımız var” deyip duruyorlar.
Sonra da “ekstra personel” için KDV’siyle birlikte yıllık 100 Milyon Türk Lirası’nın üzerinde para harcıyorlar.
Akıl sır erdirmek gerçekten çok zor…
İşin bir yanı daha var.
Parasal boyutu böylesine büyük olan iş alımının şeffaf ve “iddialara kapalı” olarak yapılması gerekir.
Ne yazık ki gerekenin yapıldığını söylemek olanaksız…
“Kuşku yaratan” uygulamalar var.
Hepsi bir yana yapılan bir ihalenin iki gün sonra iptal edilmesi bile çok sayıda soru oluşturdu.
Oluşan sorulardan bazılarını yönelttik…
Yöneltmesine yönelttik de boşuna…
Duymadan görmezden gelindiler.
Dün yönelttiğimiz başka sorular da var.
-DSİ Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan ihalede “ihale dışı” bırakılan firma, Büyükşehir Belediyesi’nden “personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı işi” yaptı mı?
1 Ocak 2017 tarihinde yapılan ihaleyi kazanan firmanın DSİ Bölge Müdürlüğü ihalesinde “ihale dışı” bırakılan firma ile bir ilgisi var mı?
Firmanın “ihale dışı” bırakılmasına neden olan “hakkında kamu davası açılmış kişi” Büyükşehir Belediyesi’nde işin başında bulunanlar, örneğin Özel Kalem Müdürü Deniz Kalkan tarafından tanınıyor mu?
Söylenilenlere bakılırsa “çok iyi tanınıyor”… Söylenilenler doğru ise “hakkında açılmış kamu davası” olduğu bilinmiyor mu?
Ve benzeri sorular…
Henüz yanıtlarını bulmuş değiller.
Gelecekte bulurlar mı?
Hiç zannetmiyoruz…
“İşe gelmeyen” her soru gibi bu sorular da yine yanıtlanmamış olarak kalırlar.
Bu suskunluğun yaratacağı sonuç da malum…
İddialar “asılsız” olsalar bile inandırıcılık kazanırlar.