-
Eskişehirspor’un ligin ilk haftasını sadece bir puanla kapatmış olması şehirde Eskişehirspor ile ilgili havayı bir anda karamsar bir tabloya çevirdi. Pek kesimden takıma yönelik eleştiriler yükselmeye başladı. Göztepe final maçından çıkan iki maçlık seyircisiz oynama cezası falan bir tarafa bu takımın daha biray önce dağılma aşamasında olduğunu unutunlar, takımın hazırlık kampı yapmadan hocasız 20 gün kendi kendine idman yaptığını görmezden gelenler ve en önemlisi geçtiğimiz yıldan kadrosunda olan kaleci, sağ bek ve alternatif kanat oyuncusunu, kiralık savunma ve orta alan oyuncularını kaybettiğini unutanlar olduğunu görünce şaşırmamak elde değil.
Bir taraftan mevcut kadroyu korumak diğer taraftan futbolcuların geçmişten kalan alacaklarını ödemek, diğer taraftan felaketi andıran mali tablonun açmazlarını aşmak için uğraşan yönetime daha ligin ilk iki maçı sonrası el altından ağır eleştiriler yöneltenlere ne denilebilir ki!.. Eskişehir’de başarıya endeksli bir kesimin beklentilerinin ilk etapta karşılanması mümkün değil.
+++
MİLLİ ARA YETİŞECEK Kİ…
Lige hazırlanan takımların pek çoğu hem eksik bölgelerine transfer yapma imkanı buldu hem de iki etaplı hazırlık kampları yaptılar. Eskişehirspor ise bir taraftan yönetim krizinin çözülmesi ardından kadronun elde kalanlarına sahiplenilmesi , FİFA, CAS kararları vesaire derken bir sürü sorunla boğuştu.. Teknik direktörlük için aranan “cesur adam” Sergen Yalçın oldu. Teklif yapılan pek çok hoca “Sorunlar yumağını” görünce, daha önce takla atarak geleceği yere, “Şimdi değil daha sonra” mesajları verip teşekkür(!) ettiler. Böyle bir ortamda daha ilk iki maçtan Sergen Yalçın ve yardımcılarını da topa tutmaya niyetlenmek çok da hoş değil açıkcası. Yaşadığımız iki hafta “skor yazmak” ile “spor yazmak” arasındaki farkı da göstermiştir sanırım.. Şimdi milli arayı iple çeken teknik direktör Sergen Yalçın en azından Denizli maçının kayıpsız geçilmesi ve milli arada bazı eksiklerin tamamlanması için çaba gösterecek.
+++
ELDEKİ KUŞ DALDAKİ KUŞTAN
Eskişehirspor için söylenilecek tek şey “Her karanlık gecenin mutlaka aydınlık bir sabahı vardır.” Eskişehirspor’da transfer yasağı, kiralık oyuncuların takıma döndürülmesi ve alt yapıdan bazı isimlerin takıma kazandırılması adına önemli bir fırsattır. Son maçta gördük ki Dorukhan, H. Hüseyin gibi iki genç adama bir yenisi daha ekleniyor Semih Güler… Semih yanında iyi bir partnerle savunmadaki soruna ilaç olabilir izlenimi verdi. Bu şartlar altında zaten yapılacak fazlada bir şey yok. “Eldeki kuş daldaki kuştan iyidir” örneğinden hareketle Sergen yalçın ve yardımcılarının Eskişehirspor’un alt yapısından yetişen ya da daha önce gelecek vaadettiği için takıma kazandırılan ancak kiralanan isimleri daha dikkatli gözler ile izleyecekler.
Anlatmak istediğim şudur hem yönetimi, hem takımı hem de teknik kadroyu iki maçta yıpratmaya çalışmak akıl karı bir iş değil. Tüm şartlar ortada iken ve dünyanın en acı reçetesini kullanmaya başlamışken kendi ağıcımızı taşlamanın bir mantığı olamaz. Bu aşamada herkese düşen görev birlik ve beraberlik için bu takımı sahiplenmek bu takımda kalarak vefa gösterenlere vefa göstermektir. Umarım herkes yaşadığımız gerçekler çerçevesinde şöyle bir silkelenirde hep birlikte üzerimize düşeni yaparız…
Yorumlar