Eskişehirspor’daki tabloyu dün özetlemeye çalıştım. Bu yazının ardından öyle geri dönüşler oldu ki… Hani “ben demiştim, ben yazmıştım” demekten nefret ediyorum ama ne yazık ki yapılan tespitler yersiz ve gereksiz değil.
“Eskişehirspor her hangi birimizin kişisel veya kurumsal sahipliğimiz altında olsa böyle kötü yönetir miydik?” sorusunu sormadan edemiyor insan. Eskişehirspor genel kurullar eliyle yönetimlere emanet edilen hepimizin ortak değeri olunca insanın yüreği acıyor gerçekten… Eskişehirspor üzerinden birileri rant sağladı, birileri rant sağlamadı hesapkeşliği içerisinde değilim ama Eskişehirspor’un bugün içine düytüğü durumun tek özeti var “kötü yönetim!”
Birilerinin “efsaneleştirilmesi” alışkanlığından vazgeçmediğimiz sürece bu işler “böyle gelmiş böyle gidecek!” Dilerim, Eskişehirspor’un yeni yönetimi hatasız demeyelim ama en az hata ile kulubün düzlüğe çıkmasına katkı yapar. Kimsenin heyecanını kırmak istemem, ama acı gerçekleri gözüyle görenlere bu şehrin her bir ferdinin destek olması gerekir. Sütten ağzı yananların yoğurdu üfleyerek yediklerini hepimiz biliriz.. Umarım Eskişehirspor’un çiçeği burnundaki başkanı Sayın Sinan Özeçoğlu ve ekibi yoğurdu üfleyerek yemeyi tercih ederler…
+++
ESKİŞEHİR UYUMADI…
15 Temmuz FETÖ terör örgütü tarafından girişilen hain ve kanlı kalkışmanın yıldönümünde tüm Türkiye gibi Eskişehir’de uyumadı. Dün gece yarısına kadar yakın takip ettiğimiz Eskişehir’deki etkinliklerde gördüğüm şey Eskişehir’de sıradan insanların, hiçbir siyasi görüşe mensubiyet hissetmeyen ve sade vatandaşlarında büyük ilgi gösterdiği etkinliklerde ellerine aldıkları Türk Bayrakları ile yaşadıkları coşku ve verdikleri mesajlar sanırım ihanet şebekelerinin tümü tarafından doğru algılanmıştır. Bir kere daha gördük ki söz konusu vatan, devlet ve bayrak olunca tehdit ve tehlike içerden dışarıdan nereden gelirse gelsin bu millet gereğini yapmaya her daim hazır… Devlet ve millet düşmanları şunu iyi bilsin ki 7’den 70’e bir milletin ortaya koyabileceği başka bir irade yoktur..
+++
BÖYLE ŞEYLER YAPMAYIN…
Daha önce Odunpazarı Belediyesi’ne devredilen Şehr-i Derya Parkı adı verilen ve Kanlıpınar Göleti’ni de içinde bulunduran alanın kullanım hakkı Odunpazarı Belediyesi’nden alınıp asıl sahibi DSİ’ye verilmiş. Sebep ne? Bu konuda bir açıklama yok. Şehr-i Derya Parkı’nın kullanım hakkının Odunpazarı Belediyesi’nden alınmasının yansımaları nasıl olur bunu önümüzdeki dönemde gereceğiz. Bu alan üzerinde asıl hak sahibi olan DSİ’de Odunpazarı Belediyesi’de bu ülkenin ve bu devletin iki kurumu. Odunpazarı Belediyesi yönetimi yarın öbürgün seçimde değiştiğinde nasıl bundan önceki yöneticiler Şehr-i Derya Parkı’nı alıp götürmedilerse bugünkü yöneticilerde ceplerine alıp gidecekleri yok. Burasını Belediye İşletse ne olur, DSİ’nin uygun göreceği ve açılan ihale sonucu ihaleyi kazanan bir taşeron işletse ne olur? Her ikisinin de yapacağı sonuçta vatandaşa hizmet değil midir?
Acaba diyorum herşey bu kadar net iken yinede bu işin altında bizim bilmediğimiz bir şey mi vardır? Sanmıyorum ama… bu tür çekişmeler doğrusunu isterseniz kimseye bir şey kazandırmaz, bilakis kaybettirir…