Mecit Açıkgöz… Cumhuriyet Halk Partisi Tepebaşı İlçe Başkan Yardımcısı…
“Kıdemli” bir partili…
Daha önce İl Yönetim Kurulu’nda da yer aldı.
Öne çıkmaz pek… “Gölgede kalmayı” tercih eder.
Öyle olunca da gazete ve televizyonlarda adı pek dillendirilmez…
Son günlerde durum değişti.
Mecit Açıkgöz ismi dillerden düşmez oldu.
Nedeni malum…
Hakkında başlatılan disiplin soruşturması…
İl Yönetim Kurulu tarafından “kesin ihraç” istemi ile disiplin kuruluna sevk edildi. Dahası “önlem” olarak “üyelik haklarından mahrum” da edildi.
Daha önce de dile getirdik.
Olayı “haksızlık” olarak nitelendirmemek olanaksız… Aynı şekilde “kasıtlı” dememek de elde değil…
Doğal olarak parti bünyesinde büyük tepki yarattı.
Sosyal medya aracılığıyla ortaya konulan tepkilerin haddi hesabı yok.
Tepkiler sürerken aynı gün yapılan iki açıklama var.
Yapanlar Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Milletvekili Cemal Okan Yüksel…
İkisi de avukat…
Olaya yaklaşımları çok farklı…
“Taban tabana zıt” dense olur.
Başkan Kazım Kurt, İl Yönetim Kurulu’nu savunuyor…
“…Genel merkez ‘sandık başında olmayan adamı disipline vereceksin, savunmasını alacaksın’ diyor. Bu yönde talimat var. Savunma istenenlerden Mecit Açıkgöz, yedek olarak kendini yazmış. Asil arkadaş gelmiyor, kendisi de gitmiyor. Yedek olarak başkasını yazsa daha iyi olurmuş. O gün çalışmış olabilir ama talimat belli. Savunma istendi, vermediler. Tepebaşı İlçe’nin İl Yönetimi’ne tutumundan kaynaklı bir durum var. Genel merkezin baskısı var. Sen savunma yapmazsan… Savunma yapılsa belki disiplinde bu işin ne olduğu anlaşılır. Sadece Sinan’da kusur yok. Diyalog eksik. Ortada somut bir genelge var.
Kendini neden yedeğe yazıyorsun? Koskoca partide başka adam mı yok?
Sandık madem önemli o zaman işi ciddiye alacaksın. Bu 16 Nisan sonrası işlemeye başlayan bir süreç. Üç beş günlük bir mesele değil.
Kimse partinin kurullarıyla dalga geçemez. Sonra ‘ben çok çalışıyorum’ diyemez. Burada İl Yönetimi kuralları uygulamıştır.”
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un söyledikleri böyle…
Söylediklerine bakılınca “sanki kararı alanlardan birisi gibi” dememek elde değil…
Neyse…
Milletvekili Cemal Okan Yüksel’e göre ise “olay yanlış”…
“…Kesin ihraç talebiyle disipline gönderilmelerini doğru bulmuyorum. Bunu İl Başkanı Özkar’a sert tepki göstererek ifade ettim. Tedbirli olması yanlış…”
“…İhraç edilmek istenilen üyelerden Mecit Açıkgöz’ün ilçe başkanlığına aday olduğu kamuoyunda konuşuluyor. Niyet böyle olmasa bile kamuoyunda aday olan birinin önünün kesilmek için partiden ihraç edilmek istendiği yönünde bir algı oluştu…”
“…Ortada bir parti suçu var mı, yok mu buna disiplin kurulu karar verir. Ancak üyelerin tedbirli olarak disiplin kuruluna verilmesi yanlış. İl Başkanı Sinan Özkar’a bu durumu ifade ettim. Tedbir kararının kaldırılması gerektiğini söyledim. Sonuçta herkesin seçme ve seçilme hakkı var. Zaten adalet ve demokrasinin gereği de budur…”
Milletvekili Cemal Okan Yüksel’in söyledikleri de böyle…
Olaya “sert tepki” gösteriyor… Tepkisini İl Başkanı Sinan Özkar’a da “sert bir ifade” ile aktarıyor.
Merak ediyoruz…
İl Başkanı Sinan Özkar bu iki açıklama hakkında ne düşünüyor?
“Ortada Disiplin Kurulu’na gönderilmiş bir dosya var. Siz Disiplin Kurulu’na gönderilmiş bir dosya hakkında böyle açıklamalar yapma hakkını nereden buluyorsunuz” falan diyor mu ki?
Neyse…
Bir olay ve iki avukattan “taban tabana zıt” iki açıklama…
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Eskişehir’de nasıl yönetildiği konusunda “ipucu” sayılırlar.
Ve olayla ilgili son gelişme…
Bu açıklamaların yapıldığı gün İl Disiplin Kurulu toplandı.
Önce Mecit Açıkgöz’ün yaptığı itirazı değerlendirerek “tedbirin kaldırılması” kararını verdi.
Sonra da Mecit Açıkgöz “suçsuz” bulunmuş olsa gerek ki “cezayı gerektirecek bir durum olmadığı” kararı verildi.
Mecit Açıkgöz artık görevinin başında…
Bu “sürpriz bir sonuç” değil…
Olması gereken oldu.
Bir başka deyişle de “yanlış düzeltilmiş” oldu.
İyi de böylesi bir olay neden yaratıldı?
Kim ne kazanç elde etti?
Kimin ne kazandığını bilemeyiz… Ancak kaybeden yine Cumhuriyet Halk Partisi oldu.
Bu arada belirtmemek haksızlık olur.
İl Başkanı Sinan Özkar “yanlışın düzeltilmesi” konusunda özel çaba harcadı.
Keşke yanlışı baştan önlemek için çaba harcansaydı da hem kendisi hem de parti bu kadar yıpranmasaydı.
