AK Parti Kadın Kolları başkanlığını yürüten Özlem Ünalır’ın, geçtiğimiz aylarda görevinden istifa etmesinin ardından yeni başkanın kim olacağı merakla bekleniyordu.
Derken; beklenen atama geçtiğimiz günlerde gerçekleşti ve iş kadını Feriha Ertorun AK Parti Eskişehir Kadın Kolları Başkanı oldu.
***
AK Parti kanadında geniş yankı uyandıran bu atamada, Milletvekili Ayşen Gürcan’ın etkili olduğu da kulağımıza gelen bilgiler arasında.
Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe başkanlarının belirlenmesinde hayal kırıklığı yaşadığı ifade edilen Sayın Gürcan’ın, bu atamayla önemli bir ittifakın önünü açarak elini güçlendirdiği belirtiliyor.
Haddızatında; bu ittifakın parti içerisinde dengeleri nasıl etkileyeceği de merakla bekleniyor.
***
Ve gelelim bir başka meseleye…
Partisinin Eskişehir Kadın Kolları Başkanlığı’nın devir teslim töreninde konuşan AK Parti Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan, “Gücün merkezinde maalesef fitne de oluyor. Fitne olur arkadaşlar. Bizim birlikteliğimizden hoşlanmayanlar, güç sahibi olmamızı istemeyenler fitne çıkarır. Ama fitneye benzin taşımamak lazım” dedi.
Bu açıklamadan kısa bir süre sonra bu sefer de görevi yeni devralan Kadın Kolları Başkanı Feriha Ertorun, “AK Parti’ye gönül vermiş tüm gönüldaşlarımdan ricam fitne ve dedikodulara itibar etmemeleridir” açıklamasında bulundu.
***
Evet efendim…
Her iki ismin peş peşe yaptıkları açıklamalarda altını çizdikleri konu aynı: Fitne.
Sanki ağız birliği etmişçesine.
***
Sayın Gürcan ile Sayın Ertorun’un, önümüzdeki süreçle ilgili plan ve projelerini anlatmak yerine ‘fitne’ konusunu vurgulamaları, meseleyi ne kadar önemsediklerinin de çok açık bir göstergesi.
Bu durumda ise akıllara şu sorular geliyor:
Fitneden kastedilen nedir?
Mesela eleştiri, sitem, fikir ayrılığı ya da yanlış anlama, fitne midir?
En önemlisi de atıfta bulunulan bu fitneciler kimlerdir?
***
Nihayetinde şöyle bir gerçek var:
AK Parti gibi büyük bir camiada siyasi otoriteyi temsil eden kişilerin, bir suçlamada bulundukları zaman konunun muhataplarını da net bir şekilde ifade etmeleri gerekir.
Ve amaç, gerçekten ‘birlik ve beraberliğin sağlanması’ ise yukarıdaki gibi muğlak ifadelerden de olabildiğince kaçınılmalıdır.
Değilse; ‘ben sözümü söyleyeyim de kim üzerine alınırsa alınsın’ tarzında bir tavır sergilemek, yeni tartışmalara zemin hazırlamaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Yorum sizlerin…
Bendeniz yarın yine buradayım.
Beklerim efendim…
GÜNÜN SÖZÜ:
Kızgınlık gürültülüdür, kırgınlık sessiz.
-Necip Fazıl Kısakürek