AK Parti’de Eylül ayı sonlarında başlayan ve ülke genelinde pek çok il ve ilçe başkanının istifası ile sonuçlanan değişim rüzgarından Eskişehir de nasibini aldı: AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Engin Vural ile Tepebaşı İlçe Başkanı Muhammed Ali Kaya görevlerinden istifa etti.

Takdir edersiniz ki bu istifaların, gönüllü değil parti teamülleri gereği olduğunu ön görmek aslında hiç zor değil...

***

Köşemizin müdavimlerinin hatırlayacağı üzere; epey bir süredir istifalara yönelik emarelerinin olduğunu yazılarımızda belirtmiştik.

Ki son dönemde siyaset kulislerinde, ilçe başkanları ile AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak ve partinin bazı milletvekilleri arasında önemli fikir ayrılıkları olduğu, bu durumun da teşkilat içerisinde giderek bir çatışma ortamına yol açtığı öne sürülmekteydi. Bir diğer yandan ise başta ilçe başkanlığı binalarının mali külfeti olmak üzere kurumsal giderler konusunda yaşanan sıkıntıların da istifaların önünü açtığı belirtilmekteydi.

***

Son olarak gelelim çok merak edilen bir diğer hususa efendim: Bu istifalar, AK Parti içerisindeki denklemi nasıl etkiler?

Açıkçası söz konusu gelişmenin, teşkilat içerisindeki yapılanmadan gelecek seçimlerdeki aday dağılımına kadar önemli yansımalarının olacağına hiç kuşku yok. Yine de bugün için bu sürpriz gelişmeden siyasi olarak en karlı çıkacak ismin, İl Başkanı Gürhan Albayrak olacağı bir gerçek. Çünkü şehrin ve partisinin Eskişehir’deki hafızası denilebilecek yegane isim olarak geriye sadece o kaldı.

Nihayetinde; Başkan Albayrak hem koltuğunu sağlamlaştırdı, hem de siyasetteki şu ana kadar ki en zorlu virajını kayıpsız atlatmayı başardı.

Yorum sizlerin…

KAYBEDİLECEK ZAMAN KALMADI...

Biz unutsak da maalesef o kendini sürekli hatırlatıyor…

Nisan ayında Kütahya’da başlayan, sonrasında Ankara ve Balıkesir’le devam eden ve son olarak da geçtiğimiz pazartesi günü akşam saatlerinde Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6,1 şiddetindeki deprem ve artçı sarsıntılar…

***

Eskişehir’de de fazlasıyla hissedilen ve yürekleri ağza getiren bu depremlere rağmen, görüyoruz ki muktedirlerimiz hala işin ciddiyetinin farkına varamamış durumda.

Kimileri bu tabloyu, iktidar ile yerel yönetimler arasında bir ‘kayıkçı kavgası’ olarak nitelendirse de bu yoruma hak vermek olanaksız. Nihayetinde iktidar, Eskişehir’e TOKİ vasıtasıyla 15 binden fazla depreme dayanıklı konut kazandırdı. O yüzden de asıl olarak şu soruya yanıt aramamız gerekiyor: ‘Belediyelerimiz bu konuda ne yaptı?’

25 yılda zar zor tamamlanan 24 daireyle mi depreme karşı önlem aldı?

***

Dahası var…

Haydi belediyelerimizin deprem konusundaki acizliğini bir kenara bırakalım efendim. Peki iktidarın bu konudaki hizmetlerine engel olmasına ne diyelim?

Ki bunun son örneğini geçtiğimiz hafta yaşadık:

TOKİ tarafından 81 ilde toplam 500 bin konut inşasıyla gerçekleştirilecek olan Türkiye’nin en büyük sosyal konut projesinde, tüm iller projeden daha büyük pay almak için yarışırken; Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyeleri, Milli Emlak Müdürlüğü’ne konut alanı tahsis etmeyerek projeye sırt çevirdiler…

Anlayabilmek gerçekten mümkün değil efendim: Dar gelirli vatandaşlarımızın uygun fiyata konut sahibi olma hayallerini gerçeğe dönüştürecek olan bu projeye yer tahsisi yapsalardı ve daha fazla vatandaşımız depreme dayanıklı konuta kavuşsaydı fena mı olacaktı?

***

Sonuç olarak pazartesi günü akşam saatlerinde yaşanan sarsıntı, depremin hayatımızın bir gerçeği olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Ve Eskişehirliler olarak kaybedilecek zamanımızın kalmadığını da…

Umarız ki belediye başkanlarımız da bu durumun bir an önce farkına varırlar ve artık mazeretlerin arkasına sığınmayı ya da siyasi iktidarla çekişmeyi bir kenara bırakarak, depreme yönelik tedbirleri hızla almaya başlarlar.

Pek umudumuz yok lakin biz yine de söylemiş olalım…

Yorum sizlerin.

Bendeniz yarın yine buradayım.

Beklerim efendim…

GÜNÜN SÖZÜ:

Başarısızlık gemisi, bahaneler denizinde yüzer!

- La Edri