Yeni kontrollü normalleşme döneminde 20 gün geride kaldı.
Gelinen noktada oluşan tablo ortada…
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından açıklandı.
Yeni kontrollü normalleşme döneminin başlangıcında Eskişehir’deki vaka sayısı 100 Binde 30,99 idi…
Bu tespitle “sarı renkli iller”, bir başka deyişle de “düşük riskli iller” arasında yer aldı.
Sağlık Bakanı tarafından açıklanan son verilere göre, Eskişehir’deki haftalık vaka sayısı 100 Binde 116,56…
Korkunç bir artış…
Tabloya bakınca “durum vahim” dememek olanaksız…
Korona virüs haritası, son verilere göre renklendirilmedi.
Ancak, ilk renklendirmeye göre yeni renklendirmede bulunmak zor değil…
Eskişehir’deki yeni renk belli…
Turuncuyu geçip kırmızı oldu.
Yani artık “yüksek riskli iller” arasında yer alıyor.
Buna karşın uygulanan önlemlerde bir değişiklik yok.
“Düşük riskli illerde” uygulanan önlemler geçerli…
Son derece yanlış…
Vatandaşlarda “rahatlık” yaratıyor.
Durumun ciddiyeti henüz anlaşılmış değil…
SÜRPRİZ Mİ?
Yeni kontrollü normalleşme döneminde oluşan tablo gerçekten korkunç…
Peki böylesi bir tablonun oluşması sürpriz mi?
Kesinlikle hayır…
“Beklenen sonuç” dense olur.
Yeni kontrollü normalleşme dönemi ile birlikte toplu taşıma araçlarında “kapasite sınırı” kaldırıldı.
Salgın öncesi ne kadar yolcu alınıyorsa o kadar yolcu alınabiliyor.
Dillerden düşürülmeyen “sosyal mesafe” rafa kaldırılmış durumda…
Öyle olunca da maske takılsa da yeterince koruyucu olamıyor.
“HES Kodu Sorgulama zorunluluğu” var.
Kağıt üzerinde var da ya uygulamada…
Tramvaylar dışında sorgulama falan yok.
Olamazdı da zaten…
Bir dolmuş minibüs düşünün…
Sürekli indi bindi oluyor.
Kim nasıl “HES Kodu sorgulaması” yapacak?
Kimse yapamaz…
Yapan da yok zaten…
Alınan önlem kağıt üzerinde kalmış durumda…
O önlemin uygulanmadığı, daha doğrusu da uygulanamadığı tek yer toplu taşıma araçları değil…
Lokanta, restoran, kahvehane, kafe ve benzeri yeme içme yerleri açık…
Bazılarında “HES Kodu sorgulaması” yapılıyor.
Ancak yapılmayanların sayısı çok daha fazla…
Müşteriler ellerini kollarını sallayarak girip oturuyorlar.
Bu işyerlerinde uygulanmayan yalnızca “HES Kodu Sorgulaması” ile sınırlı da değil…
“Yüzde 50 kapasite” sınırlaması var.
Kağıt üzerinde var da ya uygulamada?
“Tamamen var” demek olanaksız…
Bazı işyerlerinde kapasitenin çok altında müşteri oluyor.
Ancak bunun nedeni “önlem” falan değil…
Müşteri yokluğu nedeniyle öyle…
Çoğu yerde özellikle de müşteri akınına uğrayan restoranlarda “kapasite eksiltme” diye bir şey yok.
Kapasiteyi işletmeci değil müşteri belirliyor.
“Kapasite sırını” nedeniyle kapıdan çevrilen müşteri yok.
Kaç müşteri gelirse hepsi içeri alınıyor.
Bunu tespit etmek çok kolay…
Cuma, Cumartesi akşamları restoranları şöyle bir dolaşmak yeterli…
“Denetimler yapılıyor” deniliyor.
Elbette ki, yapılıyor olabilir.
Ancak gerçekte etkilerini görmek olanaksız…
Oluşan tablo ya bakınca “sanki salgın yokmuş gibi” dememek olanaksız…
Bunu dedirten yalnızca yeme içme yerleri ve toplu taşıma araçları değil…
Kentin merkezi bölgelerinde oluşan kalabalıklara bakınca da aynı şey söylenebilir.
İnanılmaz bir rahatlık söz konusu…
Korona virüs için “bulunmaz bir fırsat”…
Kaçıracak değildi ya… Büyük fırsatı kaçırmadı.
Yayıldıkça yayıldı ve son tabloyu oluşturdu.
Daha önce de dile getirdik…
Bir kez daha vurgulayalım…
Durum gerçekten vahim…
Bu çok net olarak görülüyor.
İyi de “önlem alma” yetkisine sahip olanlar, en başta da Eskişehir Valisi görmüyor mu?
Görmemeleri düşünülemez…
Elbette ki, görüyorlar…
Ancak nedense gereken önlemleri almak yerine Ankara’ya bakıyorlar.
Anlamak da kabullenmek de olanaksız…