“Uluslar arası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu…”
Tepebaşı Belediyesi tarafından gerçekleştirilen bir organizasyon…
Tepebaşı Belediyesi için “gerçekleştiren” dedik ya, aslında bu çok doğru bir tanımlama değil…
Organizasyonda “belediye-üniversite işbirliği” söz konusu…
Sempozyumun danışmanı Anadolu Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bilgehan Uzuner…
“Danışman” denildiğine bakmayın… Öyle “akıl verip” bir kenara çekildiği yok.
Sempozyum kapsamında gerçekleştirilen ne varsa hemen hepsinde O’nu görmek olanaklı…
“Sempozyumun mimarı” dense yeridir.
Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nün katkıları da görmezden gelinecek gibi değil…
Üniversitenin yanı sıra maddi ve manevi destek veren çok sayıda kuruluş var.
Uzun sözün kısası sempozyumda örnek bir “imece” söz konusu…
Onun için Tepebaşı Belediyesi’ne “gerçekleştiren” yerine “öncülük yapan” demek daha doğru olsa gerek…
Bu yıl 11’ncisi gerçekleştirilecek…
İlkinden bugüne geçen süreye bakıldığında bu yıl 16’ncısının gerçekleştirilmesi gerekirdi.
Gereken olmadı.
5 yıllık bir boşluk var.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç tarafından “nadasa bırakma dönemi” olarak nitelendiriliyor.
Oluşma nedeni de malum… Başkan değişikliği…
Neyse…
Organizasyonun adına “sempozyum” denilse de kapsamı sempozyum sınırlarını fazlasıyla aşıyor.
Sempozyum, öğrenciler için bulunmaz bir fırsat…
Ustalar ve sanatçılarla birlikte çalışıyorlar.
Bir anlamda da örneği olmayan bir eğitimden geçiyorlar.
Sempozyumda eğitimin yanı sara “sanatsal üretim” de var.
Yerli ve yabancı sanatçılar toprağı şekillendirip eserler yaratıyorlar.
Eserlerini alıp götürdükleri yok.
Eskişehir’e armağan ediyorlar.
Geride kalan sempozyumlarda üretilen eser sayısı 150’ye yaklaşmış durumda…
Tepebaşı Belediye binasında, parklarda sergileniyorlar.
Sempozyumda elbette ki bildiri sunumları yapılıyor, konferanslar veriliyor.
Bunların yanı sıra daha neler var neler…
Konserler, yarışmalar, sergiler, çocuk atölyeleri ilk akla gelenler.
Sempozyumlar genellikle salonlara hapsolur…
“Uluslar arası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu” için öyle bir şey söz konusu değil…
Tepebaşı İlçesi’nin ötesinde tüm kentte kendisini hissettiriyor.
Katılımcılarını bir kalıba sığdırmak da olanaksız…
Bilim adamlarından sanatçılara, öğrencilerden işadamlarına, sanatseverlerden işçi ve memurlara kadar çok geniş ve renkli bir katılımcı yelpazesi oluşuyor.
Bu açıdan bakıldığında da bir benzerini bulmak olanaksız…
Tamam… Organizasyonun adına “sempozyum” deniliyor.
Ancak bu adlandırma gerçekleştirilenin tam karşılığı değil… Çok farklı adlandırmalar yapılabilir.
Geçmişe dair söylenecekler oldukça fazla…
Öyle olsa da sözü fazla uzatmaya gerek yok.
Bu yıl 11’ncisi gerçekleştiriliyor.
Başlangıcı 8 Eylül 2017… Kapanışı da 24 Eylül 2017…
Bu yılda yine yabancı konuklar var.
Güney Kore’den Hosing Bank, Tayland’dan Muangekaev, Japonya’dan Kenici Habuyama, Almanya’dan Judith Püscel ve Christine Lübge, İspanya’dan Penelope Vallejo…
Türkiye’den katılan sanatçılar da Kaan Canduran, Vedat Kacar, Aysun Çölbayır Diniz, Nurtaç Çakar ve Nurdan Arslan…
Sempozyum boyunca 11 ayrı konser düzenlenecek…
Açılış konserinde sahne alacak olan sanatçı Alpay… Mithat Körler’in de sahne alacağı sempozyumun kapanışı da Müzik Kutusu konseri ile olacak.
Sempozyumun farklı bir yanı daha var.
Her sempozyum iz bırakan şahsiyetlere adanıyor.
Bu yanına bakıldığında “vefa örneği” de denilebilir.
Bu yıl adandığı bir şahsiyet değil…
“Adalet” kavramına adanmış olarak gerçekleştirilecek.
Ülkemize hakim olan hava ne yazık ki olumlu değil…
Tehlikeli bir gerginlik hakim…
“İnsanlara nefes aldırmıyor” dense yeridir.
Böylesi bir dönemde gerçekleştirilen sempozyum “ilaç” gibi gelecek… Eskişehirliler belirli bir süre de olsa nefes alma olanağı bulacak.
Böylesi bir olanağı sunanlara teşekkürler.