Önümüzdeki ay meslek odalarında önemli bir süreç başlıyor. Dün ETO’da 7 Ekim tarihinde yaşanacak seçimler ve seçimlere başkan adayı olarak katılacak isimler ile ilgili görüşlerimi yazdım. Benimle aynı görüşte olmayanların olabileceğini biliyorum. Zaten herkes aynı görüşe sahip olsa fabrikadan çıkma beyinler olarak nitelendiriliriz. Ancak gördüğüm, hissettiğim şeyleri yazdım. ETO’da başkan adayları gerek Metin Güler, gerekse Erdoğan Tekgöz naif ve işlerinde başarılı işadamları. Dolayısıyla Ayhan Sezer’inde yarışmacı olduğu bu süreçten nasıl bir sonuç çıkar kestirmek zor. Ancak bildiğim tek şey bu seçim sürecinde adayların isimleri ve projeleri yarışacak. Sonuçta seçilenler ve işbaşına gelenler diğerlerini de kucaklama ve temsil görevini üstlenecekler…
Öte yandan Sanayi Odası’nda bir seçim süreci yaşanacak. Bu defa duayen başkan unvanına sahip Savaş Özaydemir aday olmadığını aylar öncesinden ilan etti. Ancak “Grubumuzun içinden çıkacak bir isme destek vereceğim” açıklaması yaptı. Sanayi Odası’nda iki aday çekişecek gibi görünüyor. Oraganize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli ile işadamı Celalettin Kesikbaş şimdilik aday olarak bildiklerimiz. ESO’da sürpriz bir adayın daha çıkabileceği konuşulsada henüz bu konuda ortaya çıkmış bir isim yok. ETO için söylediklerimi kısmen ESO içinde tekrarlayabilirim. Gördüğümüz kadarıyla buradaki rekabet ortamı da çok sertleşecek gibi durmuyor.
Her iki yarışa da farklı çevrelerin harici müdahalesi olmaz ise demokratik ortamda geçecek seçimlerin hepimiz sonuçları itibariyle olmasa bile süreç itibariyle önemli kazanımlara sahip olacağız.
+++
HER ŞARTTA ESKİŞEHİR KAZANIR
Projelerin yarıştığı, eletiri yerine iş yapabilme yetilerinin tercih edildiği bir seçimden sonra aynı şekilde hesap verilebilir veya hesap sorulabilir kurumlarda işleyişin daha sağlıklı olması kesin. Bazen uzun süreli başarılı gibi görünen yönetim yanlışlarından birisi algı körlüğü gibi kolay farkedilemeyen döngülere sebep olabilir. Bu sebeple yeni sinerji ortamlarının oluşabilmesi için rekabetin çok yararlı olduğunu düşünmeden edemeyiz. ETO ve ESO’daki seçimlerdeki yarışın sonunda kim kazanırsa kazansın sonuçta Eskişehirliler kazanacak gibi duruyor. Meslek odalarının temel görevi meslek mensuplarının işlerini kolaylaştırmak, onların yeni vizyon sanihi olmasında katkı yapmak ve meslek mensuplarının haklarını savunmaktır. Şimdilik gördüğüm tablo Eskişehir’deki esnaf-tüccar ve sanayicilerin her şart altında bu seçimlerden sonra kazançlı çıkacaklarıdır.
+++
ELEŞTİRİLMEK GÜZELDİR
Hepimizin hiç hoşlanmadığı şey eleştirilmektir. Halbuki her birimizin eleştirilmeye, daha doğru işler yapabilmek için eksiklerimizi görmeye ihtiyacı var. Ama ne hikmetse eleştirenlere hiç iyi gözle bakmayız. Elimizde bulundurduğumuz erk ile karşımızdakinin bizim düşündüğümüzün ötesinde büyük düşünemeyeceğini hayal eder hep ona göre davranmayı tercih ederiz. Halbuki eleştiri ve eleştirilerden ders alanlar daha çok ve daha başarılı işlere imza atarlar. Bizde ‘evet efendimcilik’ ve “buyurganlığın yanında gücün ekseninde hareket etmek” kısa sürede kazandırsada, uzun sürede ne yazık ki aynı sonuçları vermeyebilir. Elbette algılarımızı eleştiriye açmalıyız tabii ki başarmak istiyorsak..