Korana virüs salgınının önüne geçilemiyor.

Yeni kontrollü normalleşme dönemi ile birlikte iyice azgınlaşmış durumda…

Türkiye genelinde olduğu gibi Eskişehir’de de durum vahim…

Vali Erol Ayyıldız “kırmızıya doğru gidiliyor” diyor.

Ancak gerçekte kırmızıya çoktan geçilmiş durumda…

Eskişehir artık “riskli iller” arasında yer alıyor.

Alınan yeni bir önlem yok.

Sürekli “maske, mesafe, hijyen” uyarıları yapılıyor.

Yapılmasına yapılıyor da uyarıların karşılık bulduğu söylenemez…

“Maske” neyse de “mesafe” konusunda “kurala uyum” söz konusu değil…

Endişe büyük…

En fazla endişe duyanların başında da esnaflar geliyor.

Endişelenmelerinin nedeni de “yeniden kapanma” olasılığı…

Bu konuda kararı verecek olan belli… Bakanlar Kurulu…

Henüz yeni bir değerlendirme yapılmadı.

Yapıldığında sonucunun nasıl olacağını kestirmek çok zor…

Ancak esnaf tam anlamıyla “diken üzerinde”…

“Ya yeniden kapanma olursa” endişesi var.

Korktukları başlarına geldiğinde olacak olan belli…

Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen “dayanamayız” diyor.

“…Kira, elektrik, su, doğalgaz, sosyal güvenlik primleri, vergiler birikmiş durumda. Alınan kredilerin geri ödeme dönemi başladı. Borçların altından zaten kalkamayan esnaf yeni bir kapanmayı kaldıramaz…”

İtiraz etmek olanaksız…

Söylenilenler herkesi bildiği gerçekler…

Uzun kapanma döneminde fazlasıyla sarsıldılar…

Arlarında sarsıntıya dayanamayan da çok oldu.

Zor bela ayakta kalmayı başaranlar, yeni bir kapanma ile yıkılıp kalırlar.

Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen yalnızca “dayanamayız” demiyor.

Dikkat çektiği başka noktalar da var.

“…Caddeler tıklım tıklım dolu. Önüne geçmek için hiçbir tedbir yok.

Park ve bahçeler hareketlendi. Güzel havalarda insan kaynıyor. Bu konuda da en küçük bir önlem yok.

Büyük alışveriş merkezleri de hareketlendi. Onlara da ses çıkartan yok.”

Yaptığı tespitler için “yanlış” denilebilir mi?

Kesinlikle denilemez…

Onlar da herkesin gördüğü, bildiği gerçekler.

Bu gerçekler orta yarde dururken salgının tüm faturası esnafa çıkartılabilir mi?

Çıkartılamaz…

Çıkartılırsa da büyük haksızlık olur.

Bahar Bilen de olası bir haksızlığa peşinen tepki gösteriyor.

“Cadde ve sokakların, park ve bahçelerin, alışveriş merkezlerinin durumu ortada iken lokantaların virüsün kaynağı gibi gösterilmesi haksızlıktır.

Virüsün kaynağı lokantalar, esnaf değildir. Bizi cezalandırmaktan vazgeçin. Esnaf teşkilatı üvey evlat muamelesi görmekten, sahipsiz kalmaktan çok çekti. Artık dayanacak gücü de kalmadı.

Kanun Herkese eşit uygulanmalıdır. Mücadele edilecekse top yekün mücadele edilmelidir.

Bir tarafta başı boşluk yapılıp, göz ardı edilen tedbirsizlikler silsilesi var iken esnafa gelince virüsün kaynağı gibi gösterilmesi artık esnafın canına tak etmiştir. Kontrollü normalleşmenin sürdürebilmesi ve piyasada çarkların dönebilmesi için herkes elini taşın altına koymalı.”

Bahar Bilen’in tepkisi için “haksız” demek olanaksız…

Önerileri de yerinde…

“Esnaf sahipsiz kaldı” yakınması da doğru…

Esnafların üye oldukları odalar var.

Onları bünyesinde toplayan Birlik de var.

Zor durumdaki esnafa ilk sahip çıkmaları gerekenler de onlar.

Gerekeni yaptıkları söylenemez…

Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen dışında sorunlarını dile getiren bile yok.

Esnaf örgütlenmelerinin başında bulunanlar böyle bir vurdumduymazlık içerisinde iken “üvey evlat muamelesi” da fazla yadırganamaz…