Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın, Nisan 2025 toplantısında politika faizini sabit tutması beklenirken, 350 baz puan artırarak %46'ya yükseltmesinin yankıları sürüyor.

ETO Başkanı Metin Güler de Nisan ayı olağan meclis toplantısında, konuyla ilgili bir değerlendirmede bulundu.

Güler, tüccar ve sanayicinin finansmana erişiminin kolaylaştırılması gerektiğini söyleyerek, ticari kredilerde faizlerin düşürülmesi ve uygun vadelerin sağlanmasının önemine dikkat çekti.

Yüksek faizin tüccar ve sanayicinin finansmana ulaşmasını zorlaştırdığını ve bu kadar yüksek faiz oranlarıyla alınan kredilerin geri ödemesinin çok zor olacağını belirten Güler, Eskişehir’de karşılıksız çek tutarının ve protesto edilen senet tutarının da yükseldiğine işaret etti.

***

Evet efendim; ETO Başkanı Metin Güler’in açıklamasının satır başları bu şekilde.

Açıkçası tespitlerinde de genel olarak haksız sayılmaz.

Yaklaşık iki yıldır süre gelen sıkı para politikasına rağmen mevduat faizleri yüzde 50’ye ticari kredi faizleri ise yüzde 60’lara dayanmış durumda.

Bu şartlarda yatırım yapılması şöyle dursun, pek çok işletmenin ayakta durması bile zor.

Ancak faiz kararları da keyfi alınmıyor elbette.

Son periyottaki faiz artışının başlıca sebepleri; içeride Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanması ve eş zamanlı olarak yaşanan olayların finans piyasalarını olumsuz etkilemesi, dışarıda ise ticaret savaşları gibi beklenmeyen gelişmelerin yaşanması.

***

Bir diğer yandan şunu da belirtmemiz gerekir ki ETO Başkanı Metin Güler’in, ticari kredi faizlerinde indirim yapılması talebi de kesinlikle rasyonel değil.

Şöyle ki:

Politika ve mevduat faizleri bu denli yüksekken, ticari kredi faizlerinde indirim yapıldığında neler olabileceğini geçmişte pek çok kez tecrübe ettik.

Haddzatında; kredi musluklarının sonuna kadar açılarak ucuz para dağıtılmasıyla bugünlere geldik.

Kaldı ki o dönemlerde düşük faiz oranlarıyla verilen kredilerin önemli bir kısmının amacı dışında kullanıldığına da tanıklık ettik.

Üretime, istihdama, yatırıma gitmesi gereken paraların, döviz, altın, taşıt ve gayrimenkule gittiğini gördük.

***

Sonuç olarak efendim; şartlar ortada.

Mevcut durumda faizlerin tahmin edilenden çok daha uzun bir süre yüksek seyredeceği kesin.

Ve bu durumun işletmelerden vatandaşlara kadar pek çok kesim adına oldukça ağır sonuçları olacağı da bir gerçek.

Dolayısıyla şu saatten sonra herkesin ayağını yorganına göre uzatması gerek.

Yorum sizlerin.

Bendeniz yarın yine buradayım.

Beklerim efendim…

Eskişehir dış ticarette alarm vermeye başladı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2025 Mart ayı dış ticaret istatistikleri verilerine göre; Eskişehir’de 2025 Mart ayında, 2024 yılının aynı ayına göre ihracat yüzde 0,7 azalarak 132 milyon 965 bin dolar, ithalat yüzde 12,0 artarak 2025 Mart ayında 112 milyon 560 bin dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye’de ise, Mart ayında genel ticaret sistemine göre ihracat yüzde 3,4, ithalat ise yüzde 2,2 arttı.

***

Evet efendim…

Açıklanan veriler Eskişehir adına hiç de iç açıcı değil.

İhracattaki düşüş bir yana, ithalattaki artış gerçekten ürkütücü bir boyutta.

Üstelik söz konusu verilerle, ülke genelinden negatif ayrıştığımız da ortada.

***

Yakın zamana kadar tablo, bu kadar olumsuz değildi.

Şimdilerde ise dış ticarette, Eskişehir adına işlerin yolunda gitmediği açık bir şekilde görülüyor.

Oysa üretim maliyetleri, gümrük tarifeleri, kotalar, yasaklar, serbest ticaret anlaşmaları ve benzer koşullar diğer tüm şehirlerle aynı.

Dolayısıyla Eskişehir’in dış ticarette yaşadığı ivme kaybı ile yukarıda belirttiğimiz negatif ayrışmanın sebeplerinin iyi analiz edilmesi gerekiyor.

Nihayetinde; bu konuda alarm zillerinin çalmaya başladığı açık bir şekilde görülüyor.

Yorum sizlerin…

GÜNÜN SÖZÜ:

En iyisini bekle, en kötüsüne hazır ol ve kazandığını sermayeleştir.

- Zig Zaglar