-
Eskişehirspor ligde geride kalan 3 haftada iki beraberlik bir mağlubiyetle sadece 2 puan alabildi. Şimdi birileri homurdanıyor “Denizli’ye de yenemedik, Elazığ’ı da geçemedik” falan diye. Şimdi bir daha hatırlatmaya gerek var mı? Bu takım yok idi yönetim toparladı. Toparlanan bu takım hazırlık kampına bile gitmedi. Bu takımın gücü şimdilik bu kadar. Ama hep böyle kalacak değil. Milli maç arası Eskişehirspor için fizik gücünü arttırma bazı eksiklerini giderme fırsatı verecek. Bu arada bir parantez açayım. Bu kadar kısa sürede Eskişehirspor iki önemli kazanıma sahip oldu. Birisi savunmada oynayan Semih Güler diğeri de denizli maçında iki gol birden atarak gelecek haftalarda adından çok bahsettirecek Hasan Ayaroğlu. Buradan şunu açıklıkla ifade edeyim ki bu takımın fizik gücü yükseldiğinde savunmaya bu kadar yük binmeyecek. Eskişehirspor taraftarıyla da bütünleşirse ligin kalan bölümü için mücadelesini daha üst düzeyde sürdürme imkanı bulacak. Üç haftada felaket tellallığı yapmaya gerek yok. Eğer tribünler dolu olsa en azından fizik gücünü ve direncini takımın belki biraz daha yükseltmek mümkün olacak. Böyle olmadığına göre şimdilik biraz daha sabra ihtiyacı var bu takımın. Kimseyi erkenden hedef tahtasına oturtmaya gerek yok. Kim bu hatayı yaparsa yanlış yapar açıkcası…
+++
AMAN FIRSATÇILARA DİKKAT !
Kurban bayramına sayılı günler kaldı. Ancak bizim her fırsatı ganimete(!) çevirecek bazı ayrık otlarımız var ki aman bunlara dikkat etmek gerekiyor. Güvenlik güçleri tedbir alıyor, uyarıyor ama yinede insanlarımız dolandırılmaktan kurtulamadığı gibi bazı uyanıklar vurgun yapmaktan utanmıyor ve uslanmıyorlar. Pazarda, çarşıda, telefonda hemen her yerde bir gariban görseler üzerine gidip bir şekilde dolandırmanın yollarını buluyorlar. İnsanlar bir yıl çalışmış, bir ömür vermiş belki birkaç kuruşluk yatırım yapıp bir şeyler biriktirmiş alçaklığın kitabını yazmış adamlar utanmadan onlara saldırıyorlar. Her türlü yöntemleri biliniyor ama yinede vatandaşlarımızın iyi niyeti bazen bunlar için bulunmaz fırsat oluyor. Gar’da, otogarda, hayvan pazarında ya da yolda bu tip üç kağıtçılara fırsat verecek davranışlara prim vermeyelim. Bu tehlikeli güruha karşı aman bayram öncesi hepimiz dikkat edelim.
+++
DURUM HEPTEN KÖTÜ DEĞİL
Gençlerimizi zaman zaman eleştiriyoruz. Ancak hep eleştiri iyi bir şey değil. Yeri geldiğinde takdir etmekte gerekli. Nasıl diye soracak olursanız anlatayım. İnönü İlçemizde 13 ve 14 yaşlarındaki Hakan ve Abdullah Şimşek isimli iki amca çocuğu yolda bir adet cüzdan bulurlar. Çocuklar cüzdanın içine bakalar ki yüklü miktarda para ve çok sayıda kredi var. İki genç adayı yavrumuz bu cüzdanı alıp doğruca belediyenin kapısını çalarlar. Durumu anlatırlar ve cüzdanı teslim ederler. Cüzdanın içerisinden kimlik çıkmaz. Belediye yetkilileri emniyete başvuru yapar emniyetin araştırması sonucu cüzdanın sahibinin bir süre önce ilçeye ilk defa ziyarete gelmiş Zaide Çıkmaz adlı vatandaşa ait olduğunu tespit ederler. Kadıncağız cüzdanını kaybedince paniğe kapıldığını ve çok üzüldüğünü anlatır. Cüzdan kendisine teslim edilir. Böyle iki delikanlı için ne denir “Helal süt emmiş ana kuzuları!” helal olsun çocuklar size. Alınlarınızdan öpüyoruz. Anlaşılan durumumuz hepten kötü değil. Bazen “Bu dünya iyilerin yüzü suyu hürmetine ayakta duruyor” denilen söz bu olsa gerek.
Yorumlar