Büyükşehir Belediyesi’nde “hiç olmayacak işler” olduruluyor.
Örnekleri oldukça fazla…
Dışarıya yansımamaları düşünülemez.
“Fısıltı gazetesi” aracılığıyla anında dışarıya yansıyorlar.
Gazete sütunlarında sıkça yer aldıkları da oluyor.
Sonrasında sergilenen tavırlar oldukça ilginç…
“Hiç olmayacak işleri olduranlar” rahatsız oluyorlar.
Oldurdukları işlerden rahatsızlık duysalar son derece doğal…
Ancak yok öyle bir şey.
“Oldurdukları hiç olmayacak işler” konusunda en küçük bir rahatsızlıkları yok.
Büyükşehir Belediyesi koridorlarından dışarıya taşmasından rahatsız oluyorlar.
Öyle olunca da asıl yapılması gerekenleri akıllarının ucundan bile geçirmiyorlar.
“Ne yapıyorlar” mı?
Yaptıkları malum…
“Hafiyesi Mahmut” kesilip “hiç olmayacak işleri dışarıya yansıtanları bulmaya” çalışıyorlar.
Bir başka deyişle de “köstebek avına çıkıyorlar.”
Uyguladıkları yöntemler belli…
Tehditler savurarak koridorları çınlatıyorlar… Personelin bilgisayarlarını topluyorlar… “Antenli böcek” aradıkları bile oluyor.
Sonuç almış değiller.
Söylenilenlere bakılırsa “kamaralı takip sistemi kurmayı bile düşünüyorlar…”
Ne diyelim?
“Allah akıl fikir ihsan eylesin…”
Neyse…
“Köstebek olmasından kuşkulandıkları” isimler var.
Birisi de Ertan Koşarsoy…
“Büyükşehir Belediyesi’ne yabancı bir isim” değil…
Geçmişte Büyükşehir Belediye Meclisi üyeliği yapmışlığı var.
“Büyükşehir Belediye Başkanı’na en yakın isimler” arasında yer aldığı dönemler de oldu.
Kendisinden neden kuşkulanıldığını bilemiyoruz.
Şu veya bu nedenle oluşan kuşkular gazete sütunlarına da yansıdı.
Ertan Koşarsoy’un kendisine yönelik “köstebek suçlaması” karşısında suskun kalması düşünülemezdi.
Kalmadı da…
“Yanıt” olarak yaptığı bir açıklama var.
Diyor ki
“ Köşe yazısında Büyükşehir Belediyesi’nde bazı bürokratların Genel Sekreter Engin çakmak ve Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Deniz Kaplan’ı yıpratmak için onlarla ilgili haberleri basına servis etmek için benim kullanıldığım şeklinde ibareler yer almıştır.
Yazıda adı geçen Büyükşehir Belediyesi bürokratlarının yıpranması ya da yıpranmamasıyla hiç ilgilenmiyorum.
Belediye’de yaşanılan iktidar mücadelesinde adımın karıştırılması kişilik haklarıma saldırı niteliğindedir.”
Dedikleri böyle…
Yaptığı açıklama oldukça kısa…
Ancak, söylediği dikkat çekici bir söz var.
“Belediye’de yaşanılan iktidar mücadelesi…”
Dikkat çekici olduğu kadar da düşündürücü…
Dillerden “bu da neyin nesi” sözcükleri dökülüveriyor… Kafalara bin bir soru üşüşüyor.
Büyükşehir Belediyesi, özünde bir kamu kurumu…
Başında seçimle gelmiş bir Başkan var.
“Yeni” değil… 18 yılı geride bıraktı.
“Çok deneyimli bir başkan” denilebilir.
Onun dışında bir “idari yapı” var.
Yasa ve yönetmelikle oluşuyor.
“İdari yapı” da yer alanlar da “sır” değil…
“İdari personel şeması” ile duyuruluyorlar.
Sorumluluk alanları ve yetkileri de belli…
Nasıl belirlendikleri de malum…
Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından belirleniyorlar.
Sözü daha fazla uzatmaya gerek yok.
Büyükşehir Belediyesi’nde bir “iktidar” varsa o da Büyükşehir Belediye Başkanı’dır.
“İktidar” konusundaki hassasiyeti de malum… Her fırsatta vurgular, kimseyle de paylaşmaz… Dahası “azınlıkta” olduğu seçilmiş organlarda bile “iktidar dayatması yapmaya” çalışır.
Ortada böylesi bir “iktidar” varken “iktidar mücadelesi” de neyin nesi oluyor?
Anlamak gerçekten zor…
Anlatılmak istenen “bürokratlar arası iktidar mücadelesi” olsa gerek… Öyle olsa da anlaşılır gibi değil ki…
Mücadelenin tarafları kimlerdir?
Mücadelenin hedefi nedir?
Tarafların mücadele ile elde etmek istedikleri “iktidar” nedir?
Sorular… Sorular…
Akla yatkın yanıt bulmak olanaksız…
“Belediye’de iktidar mücadelesi” olacak şey değil…
Ancak… Dedik ya, Ertan Koşarsoy “Büyükşehir Belediyesi’ne yabancı bir isim” değil…
Böylesi bir söz söylüyorsa “boşuna söylemiş” olamaz.
Vardır bir bildiği…
Başlangıçta belirttik.
Büyükşehir Belediyesi’nde “hiç olmayacak işler” olduruluyor.
Ertan Koşarsoy’un sözlerine bakılırsa “iktidar mücadelesi” gibi “hiç olmayacak bir iş” daha olduruluyor demek ki…
Ne diyelim?
“Hayırlara vesile olsun…”