Referanduma 40 gün kaldı. Anayasa değişikliği için sandık başına gideceğiz. Siyasetçiler artık tam anlamıyla meydanlarda. Seçmene yakın markaj sürüyor.Referandumun sonucuyla ilgili şimdiden bir şey söylemek  çok zor. Ancak geçmişten bu yana siyasetin nabzını tutmak isteyenlerin en çok başvurdukları iki kesim var. Biri taksiciler, diğeri de berberler. Bu iki meslek gurubunun her siyasi görüşten müşterileri var. Dolayısıyla her görüşe açık meslekler oldukları için her kesimi dinleyip onlardan harmanladıkları ile sonuçlar hakkında kolay tahminde bulunabilirler. Tabii ki taksicilerde, berberlerde anketör değil ama en az anketörler kadar yakın tahminlerde bulundukları da bilinmeyen bir şey değil.. Bu sebeple bir berber, birde taksicilik yapan iki ayrı dostuma sordum, “Nasıl gidiyor?” diye aldığım cevap beni şaşırttı. Daha doğrusu konuşmak istemeyip lafı değiştirmeyi tercih ettiler. Dağdan, taştan, yoldan izden bahsettiler. Kısacası henüz taksicilerde, berberlerde konuşmamayı tercih ediyorlar…

 Yine de siyasetçilere, ya da siyasete gönül verenlere tavsiyem berber ile, taksicileri ihmal etmesinler. Onlar yanıltmaz…

+++

TAM SAHA PRES DEVAM EDİYOR…

Hafta sonunda şehrin havasından sıyrılmak biraz farklı dünyalara yolculuk etmek için köy yollarına düştüm. Biraz toprak işiyle uğraştım, stres attım. Toprak işinden de anladığımızdan değil ya,”Tokmak sallayanın hıh deyicisi” derler bizim gibi işten anlamayıp da işin kıyısından dolaşanlara. Bizim ki de o hesap… Ama ben kaçtım kaçmasına da  şehirde konuşulanlar peşimi bırakmadı ki. Köylüler diyorlar ki, “Bu tür seçim zamanları bir kıymetimiz olduğunu anlıyoruz. Kimler geliyor, kimler gidiyor. Gelenler, gidenler, hatırımızı soranlar bayağı arttı son zamanlarda. Belediye başkanları, milletvekilleri partililer sağ olsunlar ziyaretlerini eksik etmiyorlar…Gelene hoş geldin diyoruz, gidene güle güle..” Ben buradan anlıyorum ki siyasetin her alana tam saha presi devam ediyor. Ama gördüğüm ve anladığım kadarıyla köylüler bundan hoşnut. Böylece toprakla uğraşan insanlarda farklı yüz ve çehreler ile merhabalaşıp stres atmış oluyor…

+++

BİTİRİN ŞU KRİZİ…

Hafta sonu gördük Eskişehirspor’un Bolu maçında bir ileri, iki geri, iki ileri bir geri futbol oyununu. Mustafa Denizli  gibi bir futbol dehası takımın başında olmasına rağmen 1 puanı zor kurtardık. İyi ki de kurtarmışız… Rakipler kaybetti fark kapanmasa da açılmadı… Şimdi diyorum ki Erkan zengin ile Mustafa Denizli arasında Bolu maçı öncesi yaşanan olumsuzluk takımı da etkilemiş. Ancak kim haklı, kim haksız diye konuşmaya bile gerek yok. Takımın patronu Denizli olduğuna göre… Ancak Erkan gibi süper bir yeteneğinde bu takıma, hatta kulübe, tribünlere yaptığı katkıyı da ihmal etmemek gerek. Bizim şimdi bu süper ikiliden negatif bir enerji çıkarıp geri gitmek gibi bir hakkımız yok. Bu kriz tatlıya bağlanmalı ve takımın havası Giresun maçıyla yerine gelmeli. Zira ligin boyu her geçen hafta biraz daha kısalıyor. Krizi bitirmekte hem başkan Halil Ünal’ın hem de Mustafa hoca gibi deneyimli bir teknik adamın işi. Umarım bu kriz daha fazla uzamaz…