Türkiye, ekolojik bölgeleri ve iklimi ile tarım açısından oldukça şanslı bir ülke. Ancak bu avantajlı halini giderek kaybediyor. Bir zamanlar tarımda kendi kendine yeten Türkiye, artık yetemiyor.
Türkiye’ de tarım alanları, son 20 yılda yüzde 12 azaldı. Hatta Türkiye, üstelik 3.2 milyon hektar tarım arazisi boş yani çiftçi toprağı işlemiyor…
Türkiye' de son 10 yılda, 2 milyon 573 bin futbol sahasına denk gelen 27 milyon 825 bin 64 dekar tarım arazisinin imara, inşaata kurban gittiği ortaya çıktı.
Türkiye genelindeki bu gelişmeden, Eskişehir de nasibini aldı.
Oysa 1.365.248 ha. Yüzölçümüne sahip Eskişehir’de, 582.500 ha alan, yani ili yüzölçümünün %42.7’si tarım arazisidir. Eskişehir’de sulanabilir tarım arazisi 350133 ha. (%59.64), sulanan arazi 83135 ha (%14.2) sulanamayan arazi ise 226102 ha (40.46)’ dır.
Eskişehir küçümsenmeyecek miktarda tarım arazisine sahip bir ildir.
Ne var ki, Eskişehir’ de tarım alanları yok edilirken, mevcut tarım alanları da gerektiği şekilde kullanılmamaktadır. Çiftçiler hala babadan kalma tarım yöntemleri ile ürün elde etme gayret ve çabası içindedir. Dünyadaki tarımla ilgili gelişmeleri takip etmediği gibi kendisine önerilen ve tanınan imkanları da kabul etmemekte ve devletten yardım beklemektedir.
Nitekim Sivrihisar’ da uygulamak istenen projelerin içinde “Organik tarım” da vardı. Bölge çiftçisine toplulaştırma, finans, teknik ve pazarlama gibi, her türlü imkân sağlandığı halde bölge çiftçisinin kabul etmemesi sonucu düşünülen proje hayata geçirilemedi.
Bu tablo gösteriyor ki, Türk çiftçisi her şeyi devletten bekliyor. Elini da taşın altına koymak istemiyor. Hal böyle olunca da, Türk tarımı her geçen gün kan kaybediyor.
Elbette bugün tarımın içine düştüğü girdapta siyasi otoritelerin de sorumluluğu vardır ama tarımdaki olumsuz tabloda çiftçilerimizin de payı büyüktür. Türk çiftçisi geleneksel tarım yöntemlerini uygulamada ısrarcı oluyor.
Ayrıca tarım sektöründe de, düşünülen proje/projelerin hayata geçirilebilmesi için zaman, sabır, emek, gayret ve çaba ister.
Eskişehir’ de tarım arzu edilen boyuta getirilmek isteniyorsa, Tarımın sanayiye kaynak aktarır bir yapıya kavuşturulması gerekir. Çiftçilerimiz de ulusal ve global alandaki gelişmeleri takip edip, hayata geçirmek için, gayret ve çaba göstermelidir.
Eskişehir tarım sektöründe, yeterli altyapıya da sahiptir. ESOGÜ Ziraat Fakültesi, İl Tarım Müdürlüğü birimleri ve Anadolu Tarım Araştırma Enstitüsü, Eskişehir tarımı için, ciddi imkânlardır.
Eskişehir çiftçisi tarımla ilgili dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmek, ildeki kurum/kuruluşlardan da istifade etmek ve tarım sektöründeki gelişmeleri de icraatına almak zorundadır. Çünkü dünyadaki tarım sektöründeki gelişmelere rağmen, Ülkemizin ve Eskişehir tarımının istenen atılımı yapması çok zordur.
Eskişehir, tarım sektöründe ulusal ve global pazarda söz sahibi olabilmesi, refah ve hayat standardını yükseltebilmesi için tarımın sanayinin motoru olmalı, özellikle de “ORGANİK TARIM” hayata geçirilmelidir.
Eskişehir’ deki tarımla ilgili çalışmalar göstermiştir ki, yılların alışkanlıkları hala devam ediyor. Mevcut sorun ve engelleri aşmak da vakit alacaktır. Ancak sorunların çözümünde ısrarcı olur, dünyada tarım sektörü ile ilgili gelişmeler icraatlarında yer alırsa Eskişehir’ de tarımda arzu edilen başarı yakalanacaktır.
Her türlü olumsuz gelişmeye rağmen umutlu olmak Türkiye ve Eskişehir’de tarım için, gayret ve çaba göstermek zorundayız. Ancak devletin yanında Ziraat Odaları ve Türk çiftçisi de, tarımın gelişmesi ve sorunlarının çözümü için elini taşın altına koymalıdır.
Eskişehir’ de, tarım sektörü yıllardır iki temel ürüne dayanmaktadır. Hububat ve şeker pancarıdır. Bu iki temel üründe, “halkın ekmeği” bakış açısı ile sürekli merkezi yönetim tarafından fiyat baskısı altında tutuldu.
Bu iki ürünün de, global pazarlara açık olmadığı içinde kaynak yaratılamadı.
Kaynak yaratılamamanın diğer ve önemli bir sebebi de her iki ürünün de fiyatının merkezi idare tarafından verilmesidir. Siyasi otorite siyasi çıkarı için, halkın ekmeklerini ve şekerlerini daha ucuza yiyebilmeleri için, maliyet ve fiyat ilişkilerini hiç dikkate alamadı.
Yıllardır da bu iki ürün sürekli baskı altında tutuldu.
Diğer ve önemli bir sebep de teknik nedenlere dayanmaktadır. Bu da ürün çeşitlendirmesiyle ilgilidir. Eskişehir’ de tarım alanları endüstri bitkilerinin yetiştirilmesi için çok elverişli bir bölge durumundadır. Ancak bu alanda gerek çiftçiler, gerekse ilgililer tarafında yeteri kadar gayret ve çaba gösterilmiyor.
Oysa Türkiye ve Eskişehir tarım sektöründe başarılı olmak zorundadır. Çünkü ülke nüfusunun beslenmesi, milli gelire ve istihdama katkı sağlaması, sanayinin hammadde ihtiyacının karşılanması, İhracata doğrudan ve dolaylı katkıda bulunması, tarım sektöründeki başarı ile orantılıdır.